Dahilde işleme rejimine göre ithalat sırasında tescil edilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergilerin, rejimin ihlal edildiğinin tespit edilmesi halinde, belirlenecek vadeye kadar asıl borçlu tarafından ödenmesi gerekmektedir. Kamu alacağı, bu halde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 37. maddesine göre yapılacak bildirimle belirlenecek vadesine göre ödenmediği takdirde, teminata bağlanmamış ve asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş ödeme emrine rağmen tahsil edilememiş kamu alacaklarının ve mal varlığı araştırması sonucunda asıl borçlunun haczi kabil bir mal varlığının bulunamaması ya da mevcut mal varlığının değeri dikkate alındığında alacağın asıl borçludan tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmış olması halinde ise anılan alacağın şirketin kanuni temsilcisinden ödeme emri ile takip ve cebren tahsili mümkün hale gelecektir....
Aile Mahkemesinde 2016/806 Esas sayılı şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açtığını, müvekkili tarafından da karşı boşanma davası açıldığını, TMK.nun 225. maddesinin 2. fıkrasına göre boşanma kararı verilmesi halinde, dava tarihinden itibaren taraflar arasındaki mal rejimi sona ereceğinden, taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi söz konusu olacağını, mal rejimin son erebileceği tarih olan boşanma davasının açıldığı tarihi itibariyle davalının tespit edebildikleri mal varlığının Tekirdağ İli Marmara Ereğlisi ilçesi, Yeniçiftlik Kapaklı Kaynak mevkii 71 ada 1 parselde bulunan 17 ve 18 bağımsız bölüm numaralı dubleks mesken vasıflı taşınmazlar, İstanbul ili Başakşehir ilçesi Başakşehir mahallesinde bulunan taşınmaz, 34 XX 525 plakalı otomobil ve 34 XX 203 plakalı araç olduğunu, davalı adına kayıtlı Takbisten ve araç kayıtlarının sorgusunun yapılarak tespit edilen menkul ve gayrimenkullerinin bulunması ve 01.01.2002 tarihinden sonra iktisap edildiğinin anlaşılması halinde,...
Mal rejimin sona erdiği tarihte tasfiye konu mevcut mal olmadığına göre, TMK 229 maddesine göre eklenecek değerlerin varlığını yani, mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devir olduğunu davacının ispatlaması gerekir (TMK m. 6, HMK m. 190). Taraf ve tanık beyanları ile toplanan tüm delillere göre, davacı tarafından taşınmazın devir parasının mevcut olduğunun iddia ve ispat edilmemiş, ayrıca davalının diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devir yaptığı ispatlanamamıştır. Kaldı ki ispat külfeti davacı da olmasına rağmen mahkemece yemin hakkı yanlış tarafa yöneltilmiştir. O halde Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur." (Yargıtay 8....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1943 KARAR NO : 2020/1614 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇEŞME ASLİYE HUKUK ( AİLE ) MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/132 ESAS DAVA KONUSU : Mal Rejimin KARAR : Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle alacak davasının yapılan yargılaması sırasında, Çeşme Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin tarihli 04/06/2020 tarihli ara kararına yapılan itiraz üzerine verilen 08/10/2020 tarihli gerekçeli ara kararına karşı davalı vekili tarafından, istinaf yoluna başvurulmakla; evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ : Davacı vekili dava değerini 50.000,00TL olarak bildirdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili lehine hükmedilecek katılma payı alacağı hakkının, menkullerin ve gayrimenkullerin davalı tarafından üçüncü kişilere devredilmek suretiyle ihlal edilmesini önlemek amacıyla bilgilerini sunduğu taşınır ve taşınmaz...
CEVAP: Davalı-karşı davacı erkek vekili 11/11/2020 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının davasının reddine, karşı davasının kabulü ile boşanma ve tazminat talebinin kabulü ile 100.000- TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı-karşı davalı tarafa ait QNB Finansbank A.Ş'ye ait TR61 ve Ziraat Bankası A.Ş' ye ait TR01 iban numaralı hesaplar evlilik birliğinde açıldığı için bu hesaplara tedbir konularak bunlarında mal paylaşımına dahil edilmesi ve müvekkil lehine belirlenecek katılma alacaklarına dava tarihinden itibaren yasal faizi işletilerek ödenmesini, devri müvekkil tarafından yapılan 34 XX 232 plakalı aracın kaydına tedbir konularak, mal rejimin tasfiyesi ile davacı müvekkil lehine tasfiye sonucunda hesaplanacak fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5000- TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren...
Noterliğinin 20259 yevmiye nolu 16.06.2015 tarihli mal ayrılığı sözleşmesi ile taraflar arasında mal ayrılığı rejimini kabul ettiğini, sözleşmenin yürürlülük tarihi olarak evliliğin başladığı tarihi esas aldıklarını, yani, evlendikleri tarihten itibaren mal ayrılığı rejimini kabul ettiklerini, bu rejimin kabul edilmesinden sonra da rejimden vaz geçmediklerini, o halde sorunun mal ayrılığı rejiminin hükümlerine göre çözümleneceğini, mal ayrılığı rejimi, özetle boşanmadan sonra, malların paylaşılmaması anlamına geldiğini, bu itibarla mal ayrılğı rejimi esasen bir rejim olmadığını, eşler malvarlıkları bakımından evli olmayan çiftler gibi olduklarını, mal varlığı bakımından bağımsız durumda olduklarını, mal ayrılığı rejiminin sona ermesinde, konut ve ev eşyasına sahip olmayan eşin, bu mal varlıkları üzerinde mal rejiminden kaynaklanan bir talep hakkı bulunmadığını, bu rejimde, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde söz konusu olan katılma alacağı, değer artışı, katkı alacağı...
Aile Mahkemesinde 2021/560 Esas numarası ile görüldüğünü, derdest olan boşanma davası sebebi ile taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine konu edilmesi gereken evlilik birliği içerisinde edinilmiş malların mevcut olduğunu, Tekirdağ ili, Saray ilçesi, Pazarcık Mahallesi, 516 ada 19 parselde kayıtlı taşınmaz davalı adına kayıtlı olup evlilik birliği içinde satın alındığını, evlilik birliği içinde edinilmiş olan ve mal rejimin tasfiyesine konu edilecek olan alacak kaleminin diğer kaynağı ise davalının borsadaki para ve menkul kıymetleri olup, Takas ve Saklama Bankası A.Ş. ve Ahlatçı Yatırım Menkul Değerler A.Ş.'...
Kanunun ve yönetmeliğin bütününe bakıldığında genel olarak yetkili idareyi giriş veya çıkış gümrük idaresi olarak belirlemediği aksine yönetmeliğin 244. maddede tahsilat işlemlerinin ilgili idare tarafından yapılacağını düzenlemekle gümrük gözetimi altında olan rejimin ihlalini tespit eden idare olacağı anlaşılmaktadır. Kanun'un 183. maddesi vergiyi doğuran olayın gümrük yükümlülüğünün rejimi ihlal eden olayın tesbiti ile başlayacağı kanunun açık hükmü gereği olmakla, kanun ve yönetmelik hükümlerinin değerlendirilmesinden yetkili idarenin coğrafi sınırlar ile belirlenmediği görülmekle çıkış gümrük idaresinin yetkisiz idare olduğuna karar verilemeyecektir. Doktrinde; “idare hukuku ilkelerine göre yönetimin ve kamu görevlilerinin yetkileri önceden yasalarla belirtilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/312 KARAR NO : 2021/1798 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SARIGÖL ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ TARİHİ : 12/07/2019 NUMARASI : 2014/255 ESAS, 2019/241 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejimin KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 06.06.1982 tarihinde evlendiğini, Sarıgöl Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 18.07.2012 tarih ve 2010/79 Esas, 2012/135 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararın 08.11.2013 tarihinde kesinleştiğini, evlilik birliği içerisinde 12.10.1994 tarihinde Manisa ili, Sarıgöl ilçesi, Selimiye Mahallesi 764 ve 765 nolu parseller ile Sarıgöl ilçesi...
Mahkeme 15/09/2020 tarihli celsede davalı vekilinin tedbire itirazlarının reddine karar vermiş, 22/09/2020 tarihli gerekçeli kararında mal rejimin tasfiyesine ilişkin olarak açılan davada HMK.nun 389. maddesi hükmü gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinden somut olayda dava konusu olan evlilik birliği içerisinde edinilen mallara koyulan ihtiyati tedbirin devamına, davalı vekilinin tedbirin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar verildiğini bildirmiştir....