İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan alacak, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde değerinin nakden davalıdan tahsili isteğine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacıya ait olan ziynet eşyalarının davalıda kalıp kalmadığı hakkındadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden kimseye düşer. Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır....
Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararıyla, davalı idare tarafından sunulan belgelerden, transit rejime konu beyanname muhteviyatı eşya için alınan teminatın, rejimin sonlandırılması üzerine iade edildiğinin anlaşılması karşısında, tahakkuk işlemi tesis edilmesi gerekirken, 6183 sayılı Kanunun 37. maddesi uyarınca işlem tesis edilmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir....
olup, özgüleme kararı, o mal üzerindeki mirasçıların “elbirliği” şeklindeki ortaklığının izalesi sonucunu hasıl eder....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/510 ESAS DAVA KONUSU : Mal Rejimin KARAR : Taraflar arasındaki davada; mahkemece verilen 25.01.2023 tarihli ara kararına karşı süresinde davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü; GEREKÇE: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle"...araç ve taşınmazlar yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 90.000 TL.değer artış payının yasal faizi ile ve yine araç-davalının sahibi olduğu şirket/şirketler,bireysel emeklilik,kripto paralar(Bitcoin,borsa vs)yönünden de yine artırma hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL.katılma alacağına faizi ile birlikte hükmedilmesini,34 XX 382 plaka sayılı araç-Garanti Bankası'nda mübrez ve /veya tespit edilecek olan bireysel emeklilik hesabına bloke şeklinde teminatsız ve davalının şahsi,şirketine ait banka hesaplarına teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını"talep ve dava etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2020/703 Esas sayılı dosyasında mal rejiminin tasfiyesi davası açıldığını, söz konusu davanın sonucunun görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davasını etkileyeceğinden dolayı mal rejimin tasfiyesinin tamamlanması gerektiğini, bu sebeplerle söz konusu davanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiğini, davacının taşınmazların paylaşılması konusunda hiç bir talep ve teklifi kabul etmediğini, anlaşmaya hiçbir suretle yanaşmadığını, böylelikle görülmekte olan davayı açtığını, bu sebeplerle de davacının vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu olması gerektiğini belirterek fazlaya dair talep ve dava hakkımız saklı almak kaydı ile Antalya İli Konyaaltı ilçesi Arapsuyu Mahallesi 4277 Ada 14 Parsel 2 kat 8 nolu bağımsız bölümün satış dışı bırakılarak müvekkil T3 özgülenmesini, diğer taşınmazlara ilişkin ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davanın açılmasında hukuki yararı olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili davalı tarafından muris adına kayıtlı evlilik birliğinde edinilen taşınmazlar ve bankadaki para üzerinde müvekkilin katkı/katılma alacağı olduğundan müvekkilin mal rejimin tasfiyesinden ve miras payından kaynaklanan alacak miktarının belirlenerek mal rejiminin tasfiyesi ile davacı müvekkilin katkı payı/değer artış payı alacağı ve katılma payı alacağı için Bursa 13.Aile Mahkemesi'nin 2021/868 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın derdest olduğunu, mahkemece "Davaya konu muris Recep Tüfekçi'nin T.C....
Ağır Ceza Mahkemesinin 27/10/2011 tarihli ve. esas, 2011/175 sayılı kararının infazı sırasında, hükümlü hakkında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107/4. maddesinde düzenlenen infaz rejimin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda infazda tereddüt nedeniyle talepte bulunması üzerine, hükümlü hakkında adam öldürme suçuna ilişkin cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmemesine ilişkin anılan Mahkemenin 24/07/2015 tarihli ve . esas, 2011/175 sayılı ek kararına yapılan itirazın reddine dair .....
Ağır Ceza Mahkemesinin 02/04/2013 tarihli ve 2012/96 esas, 2013/56 sayılı kararının infazı sırasında, hükümlü hakkında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107/4. maddesinde düzenlenen infaz rejimin uygulanıp uygulanmayacağı husunda infazda tereddüt nedeniyle talepte bulunması üzerine, hükümlü hakkında tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi suçuna ilişkin cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmemesine ilişkin Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/03/2015 tarihli ve 2014/294 esas, 2014/235 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Ankara 11....
Somut olayda; Sanığın, başkasına ait olduğunu bildiği çayırı, kendisine ait olduğunu söyleyerek 200,00 TL'ye katılana satıp parayı alması ve olayın ortaya çıkmasından sonra katılanın zararını gidermediği şeklinde gerçekleşen olayda dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. 1-Sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın 58/7.maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimin uygulanmasına karar verilmekle birlikte anılan yasanın aynı madde ve fıkrasına aykırı olarak denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmemesi, 2-5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilmeye kadar 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412...
Sulh Ceza Mahkemesinin 06.11.2013 tarih, 2003/174 Esas, 2003/179 Karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınması suretiyle sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimin uygulanmasına karar verilmesi sebebiyle önceki mahkumiyet hükmünün bozulduğu, Yargıtay bozma ilamı sonrası kurulan yeni hükümde, sanık hakkında daha önce tekerrüre esas alınan ilamdan daha ağır nitelikteki ...Asliye Ceza Mahkemesinin 08.06.2000 tarih, 1999/501 Esas, 2000/348 Karar sayılı ilamı ile etkili eylem suçundan verilen 1 yıl 3 ay hapis cezasının tekerrüre esas alındığı ancak sanığın kazanılmış hakkı gözetilerek 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca mükerrir olan sanık hakkında koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınamayan......