WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, boşanma ve eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. Tüm bu açıklamalar karşısında somut olaya bakıldığında; tarafların 01/04/2004 tarihinde evlendikleri, eldeki davanın boşanma ve mal rejiminin tasfiyesi davası olduğu, davacı tarafın adli yardım talebinde bulunduğu mahkemece talebin henüz değerlendirilmediği anlaşılmıştır....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/430 ESAS, DERDEST DOSYA DAVA KONUSU : Mal Rejimin KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; mal rejiminin tasfiyesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, davalı adına kayıtlı 34 XX 882 plakalı araç ile 34 XX 302 plakalı motorsiklete, davalı adına kayıtlı tüm taşınır taşınmaz mallara, davalı yanın sahibi bulunduğu şirket hisselerinin tamamına, söz konusu şirketlere ait sorgulama sonucunda tespit edilecek tüm taşınır ve taşınmaz mallara, davalının katılma alacağına tabi banka hesaplarındaki paraları, sahibi bulunduğu...

GEREKÇE : Dava karşılıklı mal rejimine dayalı alacak talebinden ibarettir. HMK 355 nci maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzenini ilgilendiren hususlarda re'sen inceleme yapılması gerekir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme, kasten yaralama HÜKÜM : Mahkumiyet, Kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı TCK'nın 86/2, 29, 62/1, 53/1, 58/6 maddeleri uyarınca 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, Mala zarar verme suçundan, 5237 sayılı TCK'nın 151/1, 29, 62/1, 53/1, 58/6 maddeleri uyarınca, 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, mükerrirlere özgü infaz rejimin uygulanmasına cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına) Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Özel halk otobüsü şoförü olan katılan ile otobüste yolcu olarak bulunan sanık arasında meydana gelen tartışma neticesinde çıkan kavgada; sanığın, katılanı yumruk vurmak suretiyle etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı ve üzerindeki gömleğini yırtmak suretiyle mala zarar verdiğinin iddia edildiği olayda; 1-Kasten yaralama suçundan verilen hükme yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hısızlık, karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas geçmiş hükümlülüğü bulunan sanık hakkında TCK'nin 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimin uygulanmasına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 1- Sanığın mağdur ...'a ait iş yerine girerek, iş yerindeki sabit telefonla görüşme yapması ve iş yeri çalışanı mağdur ...'...

      Elektrik T.A.Ş. tarafından yapılan ödemelerin sözleşmenin fesih tarihinden sonraki dönemi de kapsadığını, yine davacı tarafça talep edilen 2004 yılına ilişkin izin bedellerin de ödendiğini, söz konusu tesislerin idarece devralınmasından sonra orman sayılan arazilerden geçen tesislerin izin bedeli ile ilgili hukuki rejimin ve ödeme statüsünün belirlenmesi amacıyla davacı tarafa defalarca yazı gönderilmesine rağmen davacı tarafın bu yazılara cevap vermekten kaçındığını,ayrıca iki kurum arasında gecikme zammının kaynağını oluşturan hukuki bir ilişkinin mevcut olmadığını, bu durumda davacı tarafın 2011/13559-19644 gecikme zammı talebinin de haksız olduğunu belirterek;davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın Kabulü ile,42.311,68 TL'nin 6183 sayılı yasanın 51. Maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

        Ağır Ceza Mahkemesinin 14/02/2011 tarihli ve 2005/446 esas, 2011/32 sayılı Kararının infazı sırasında, hükümlü hakkında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107/4. maddesinde düzenlenen infaz rejimin uygulanıp uygulanmayacağı huşunda infazda tereddüt nedeniyle talepte bulunması üzerine, hükümlü hakkında örgüt mensubu suçlularla ilgili infaz rejiminin uygulanmayarak normal suçlularla ilgili infaz rejiminin uygulanmasına ilişkin İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/12/2014 tarihli ve 2013/2 esas, 2013/8 sayılı ek Kararına yapılan itirazın reddine dair İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/01/2015 tarihli ve 2015/17 değişik iş sayılı Kararı ile ilgili olarak; Dosya kapsamına göre, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107/4 maddesinde yer alan hükmün "Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkûmiyet halinde..." uygulanabilmesi karşısında, hükümlü hakkında İzmir 8....

          Mahkemece; "4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır....

          Bu İçtihadı Birleştirme Kararı öteden beri hiç sapma göstermeksizin gerek uygulamada ve gerekse doktrinde mal rejimleri bakımından uygulanmış ve istikrar kazanmıştır. Bu konuda bir duraksama da söz konusu değildir. Kesin hüküm oluşturmuyor ise de, güçlü delil oluşturur denilen ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kesinleşen kararı az öncede açıklandığı gibi muris muvazaasına dayalı olarak 818 sayılı BK'nun 18. (6098 sayılı TBK'nun 19.) maddesi gereğince açılan bir davadır. Eldeki dava ise mal rejiminden kaynaklanan ve bu rejimin tasfiyesi nedeni ile açılan tapu ipt... ve tescil davasıdır. Yani, derdest davanın dayandığı hukuki sebebi mal rejiminin tasfiyesi oluşturmaktadır. Her iki davanın da hukuki sebebi farklı olduğu değerli çoğunluk tarafından da kabul edilmektedir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Mahkemece, "Taraflar arasındaki boşanma davası ve mal rejimi davası halen derdesttir. TMK nun 225. Maddesi gereğince mal rejimi boşanma kararı verilmesi halinde boşanma dava tarihi itibariyle sona erecektir. Somut olayda boşanma davası derdest olduğundan mal rejiminin tasfiyesi mümkün değildir. Mal rejimi tasfiye edilse bile TMK nun 220 ve devamı maddeleri uyarınca davacı sadece para alacağı hakkına sahip olabilecektir. Dava açıldığı tarih itibariyle kesinleşmiş bir boşanma kararı bulunmadığından ve mal rejimine ilişkin davada derdest olduğundan davacının dava açma yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Ayrıca TMK nun 241. Maddesi uyarınca tasfiye sırasında borçlu eşin malvarlığı katılma alacağını karşılamadığı takdirde alacaklı eş veya mirasçılarının edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan 3. Kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olmak üzere isteyebilecektir....

            UYAP Entegrasyonu