Aile Mahkemesi'nin 2009/735 Esas sayılı dosyasının incelenmesi sonucunda, ilgili dosyanın taraflar arasındaki evlilik birliğinde edinilen mallara katılma ve malvarlığının tasfiyesi istemli olarak açıldığının belirlendiği, eldeki davanın da aile mallarının tabi olduğu rejimin tasfiyesi davası içinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle usul ekonomisi açısından dosyanın ... 3. Aile Mahkemesi'nin 2009/735 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiği, eldeki dosyanın ... 3. Aile Mahkemesi'nin dosyası içinden alındığı, ancak mahkemenin 21/04/2015 tarihli celsesinde, her iki davaya konu taşınmazların farklı olması sebebi ile eldeki dosyanın tefrikine karar verildiği, eldeki dosyanın ... 3....
Davacı vekili; mal rejimine yönelik taleplerinin reddedilmesinin doğru olmadığını ve bu talep yönünden dava değeri 5.000,00 TL olarak gösterildiği halde vekalet ücretinin fazla hesaplandığını belirtmek sureti ile reddedilen kısma ve vekalet ücretine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Davalılar vekili, ziynet alacağı talebinin kabulü ve vekalet ücretine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. Dava; ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. Mal rejiminin tasfiyesi talebine hasren yapılan incelemede; Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK md. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden itibaren edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK md. 202). Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğar....
evlilik tarihi yasal mal rejimi geçerli olan edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanacağını bildirerek kötü niyetli olarak mal kaçırma maksatlı olası bir muvazaalı işlemle hak kayıplarına sebebiyet vermemesi için evlilik birliği içerisinde satın alınan ve davalı tarafın üzerine kayıtlı olarak bildikleri araç ve taşınmazlar üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Tarafların 1994 yılında evlendikleri, aralarında bu tarihten 01.01.2002 tarihine kadar “mal ayrılığı rejiminin” (TK md.170), bu tarihten, boşanma davasının açıldığı 12.08.2009 tarihine kadar ise “edinilmiş mallara katılma” rejiminin (4721s.TMK.m.202) geçerli olduğu tartışmasızdır. Bahse konu araç edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiş olup bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir (TMK.md.222/3). Edinilmiş malların ne şekilde tasfiye edileceği ise, Türk Medeni Kanununun 226-231’nci maddelerinde gösterilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : NUMARASI : 2021/284 ESAS, DERDEST DOSYA DAVA KONUSU : Mal Rejimin KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsiline, davalı adına kayıtlı taşınmazlar hakkında ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı erkek vekili davanın reddini savunmuştur....
Mal rejimi ölüm tarihi itibarıyla sona ermiştir (TMK'nun m. 225/1). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM'nun m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m.10, TMK'nun m. 202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK'nun 179.m). 1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir 2....
Sayılı dosyadaki alacaklardan 5.300.000 TL'lik alacağı hem konkordato projesine hem de konkordato projesine esas olan aktif/pasif hesaplarına katılmadığından söz konusu alacağın konkordatoya tabi olmadığını, konkordatonun, talep tarihi ve öncesinde doğan borçlar için geçerli olduğunu, konkordato ilan edildikten sonra doğan borçlar için bu rejimin geçerli olmadığını, 2018/10197 E....
Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin yer aldığı 5275 sayılı Kanunun 108. maddesinde ise, yalnızca mükerrirler hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezalarının ne şekilde infaz edileceği belirtilmiş olup, bu maddede 5237 sayılı TCK'nın 50/1-c maddesindeki seçenek yaptırımlardan bir eğitim kurumuna devam etme yaptırımının infazı konusunda her hangi bir düzenleme bulunmamaktadır. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 109. maddesinde "Kısa süreli hapis cezası yerine Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesine göre hükmedilen seçenekli yaptırımların infazında uygulanacak rejimin, tüzükte gösterileceği" düzenlenmiş olup, 10218 sayılı Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzük'ün 51/3. maddesinde mükerrirler hakkında hükmolunan “Bir eğitim kurumuna devam etme yaptırımının” infazına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir....
alacağının mal rejiminin sona erdiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, Öz Osmanlı Müh....
Eşlerin bu rejimin geçerli olduğu dönemde edinilen mallar ve değerler üzerinde artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakları bulunmaktadır. Bu hesabın oluşumunda 1.1.2002 öncesi eşlere ait bulunan mal ve değerlerin bulunduğu, bu sebeple mal ayrılığı rejimi gözetilerek miras bırakanın belirlenecek mal ve değerlerinin kişisel mal olduklarının dikkate alınması gerektiği davalı tarafından ileri sürülmüş ise de, bu iddianın ispatlanması (TMK.m.6, 222) gerekli olup dosya arasına getirtilen banka hesaplarına ait ekstreler, dökümler, ilgili banka şubelerinin cevapları karşısında TL döviz, Hazine bonosu ve likit fonun gerek davacı kadının gerek ölen eşe ait çeşitli hesapların kapatılarak Beşevler şubesindeki hesaba aktarılmış olması ve hesabın 19.11.2002 tarihinde açılmış olması karşısında bu hesabın kişisel mal ve değerlerden oluştuğunun ve mal ayrılığı rejiminin uygulanması gerektiğinin kabulü mümkün değildir....