rejimine tabi olduğunu, mal paylaşımı davasına konu edileceğini, eldeki davadan hemen sonra da mal paylaşımı davası açılacağını belirterek dava konusu taşınmazların tapularının iptali ile T4 adına tescilini talep ve dava etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/07/2023 NUMARASI : 2021/254 ESAS (ARA KARAR) DAVA KONUSU : MAL REJİMİN KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Taraflar arasında görülen mal rejiminin tasfiyesi davasında davacı vekili, müvekkilinin evlilik içinde öğretmenlik mesleğinden elde ettiği tüm gelirlerini müşterek evin ihtiyaç ve giderlerine harcadığını, ziynet eşyalarını bozdurarak katkıda bulunduğunu, evlilik birliği içerisinde edinilen ve müvekkilinin katkısı bulunan tüm mal varlığının davalı adına kaydedildiğini ileri sürerek belirsiz alacak davası olarak şimdilik 100.000 TL bedel üzerinden açtığı mal rejiminin tasfiyesi davası bağlamında davalı adına kayıtlı...
Aile Mahkemesinin 2012/22 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan mal rejiminin tasfiyesi dava dosyasının incelenmesinde taraflar arasında geçerli olan mal rejiminin 4721 sayılı Kanun'un 244 üncü ve devamı maddeleri uyarınca paylaşmalı mal ayrılığı hükümlerine göre olmadığı, taraflar arasında paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin uygulanmadığının sabit olması karşısında 4721 sayılı Kanun'un 254 üncü maddesi uyarınca bir hak iddia edilemeyeceği ve yine bir an için 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesinin uygulanmasının gerekebileceği düşünülmüş ise de, taraflar arasındaki evlilik birliğinin ölüm ile değil, boşanma ile sona ermiş olması karşısında taraf delillerinin toplanmasına gerek kalmaksızın açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu 34 DG 7272 plakalı araç eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 28.09.2009 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır....
ın temyiz talebinin incelenmesinde; Sanık ... hakkında hem adli para cezası hem de hapis cezası verildiği ve adli para cezaları için TCK'nun 58. maddeye göre tekerrür hükümleri uygulanamayacağı halde tekerrür hükümleri uygulanmasına karar verilirken hiç bir ayrım yapmaksızın sanığın cezasının TCK'nun 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca; sanık ... hakkındaki hükümde 5237 sayılı TCK'nun 58. maddesi gereğince tekerrür hükümlerinin uygulandığı fıkrada yer alan “mükerrirlere özgü infaz rejimin uygulanması" ibaresinden önce gelmek üzere "hapis cezasının" ibaresinin eklenmesi ve diğer kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar...
İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava konusu taşınmazın 26/10/2011 tarihinde davalı kadın adına kayıtlandığı ,evlilik birliği içerisinde edinildiği ,taraflar arasında başka bir mal rejimi seçilmediği için edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf mal rejiminin tasfiyesi dolayısıyla tapu iptal tescil olmadığı takdirde bedele hükmedilmesini talep etmiştir. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 tarihli ve 8/7 YİBK). Başka bir anlatım ile mal rejimi tasfiye davaları alacaklı eşe mülkiyeti talep etme hakkı vermez. Tarafların 1991 yılında evlendikleri ,Karasu 1....
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Somut olayda; davacı vekili müvekkili ile davalının 27/05/2005 tarihinde evlendiklerini, davalının 2 kez boşanma ve mal rejimin tasfiyesi davası açıldığını, davalı tarafça İskenderun 2. Aile Mahkemesinin 2018/113 Esas sayılı dava dosyası ile asılsız iftiralarla müvekkili aleyhine boşanma davası açtığını, davalı tarafça İskenderun 2....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dosyanın incelenmesinde davacının mal rejimin tasfiyesi talebinde bulunmadığı, davalının miras yolu ile edindiği taşınmazı elden çıkarması halinde müvekkilinin alacak istemlerinin semeresiz kalacağını bu nedenle tedbir talep ettiklerinin belirtildiği, davacının bu davada hukuki yararının olmadığı, ileride doğacak alacaklarını garanti altına almak adına davalının kişisel malına tedbir koyulduğu ancak ortada mal rejimi talebi olmadığı gibi, malın kişisel mal olduğunun davacı tarafça da kabul edildiği, hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkemenin tefrik ile hukuki yarar olmaması gerekçesiyle redde ilişkin hükmünün yanlış hukuki değerlendirme sebebiyle kaldırılması gerektiğini, İstanbul 4....
Tanık beyanları, iddia ve savunmalar, tüm dosya kapsamı göz önüne alındığında, muris ve sağ kalan eşin birlikte çalışıp birlikte mal edindikleri, kadının 2002 yılından önce herhangi bir kişisel malı olduğu iddiasını ispatlayamadığı, aksi kabul edilse dahi, hayvanların taşınmazın ve traktörün alımı için kullanıldığı hususunu ispatlayamadığı, zira dava dilekçesinde de kaç hayvanının olduğu, hayvanların satımından elde edilen paranın ne kadar olduğu, taşınmaz ve traktör kullanımı için ne kadar bedel ödediği yönünde somutlaştırılarak bir açıklamada da bulunmadığı, tanık ifadelerinin de bu yönde somut anlatımlar içermediği bu halde mahkemenin kişisel mal konusunda davacı kadının ispatının olmadığı gerekçesi ile dava konusu edilen mal varlığının edinilmiş mal olduğunun kabulü ile murisin katılma alacağının hesaplanarak davacılara miras hissesi oranında düşen katılma alacağına hükmetmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur....
TMK.nın 652. maddesine dayanan ölüm halinde ise, mal rejimi türü ne olursa olsun, konut ve konut eşyası üzerinde sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben ayni hak tanınabilir. TMK.nın 240. maddesinde yer alan benzer hüküm TMK.nın 255 (paylaşmalı mal ayrılığı rejimi) ve 279. (mal ortaklığı rejimi) maddelerinde öngörülen mal rejimlerinde de yer almıştır. Diğer bir anlatımla, sağ kalan eşin TMK.nın 240. maddesi gereğince mülkiyet hakkını talep edebilmesi için bu rejimin tasfiyesi sonucunda ölen eşten alacaklı olması gerekmektedir. Aksi halde böyle bir hak talebinde bulunamayacaktır. TMK'nın 652. maddesinde, az önce değinildiği gibi böyle bir koşul söz konusu değildir. Miras hakkı karşılığında mülkiyet hakkının tanınması istenilmektedir....