İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285.maddesine göre bağış (hibe), bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak kazandırma yapması olarak tanımlanmıştır. Öğretide ise, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın, bağışlananın malvarlığında bir artış sağlamak, zenginleştirmek amacıyla malvarlığından belirli değerleri ona vermesi olarak tarif edilmiştir (Aydoğdu, Murat/Kahveci, Nalan: Türk Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, İzmir 2013, s. 344,Yavuz, Cevdet: Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 6. B., İstanbul 2002, s. 222). Her somut olayın özelliklerine göre, bağış iradesi açıkça ortaya konulabileceği gibi gizli (örtülü) şekilde de yapılabilir. Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma dava dosyasında karar verilen mal rejimin tasfiyesine yönelik yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün olup olmadığı, yabancı mahkeme kararındaki taşınmazlara ilişkin hükmün tenfizine ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. Dava, tenfiz (mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan) istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 12 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 5718 sayılı Kanun'un 15 inci maddesi, 21 inci maddesi, 25 inci maddesi, 50 ve devamı maddeleri. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
GEREKÇE: Dava, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında alacak davasıdır. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Dosya kapsamından; davacı tarafından, dava tarihinde derdest olan İzmir 3. Aile Mahkemesinin 2014/857 Esas sayılı boşanma davası bulunduğu belirtilerek mal rejiminin tasfiyesi kapsamında iş bu alacak davasının açıldığı, mahkemece sonucu beklenen boşanma davasının 28/05/2019 tarih ve (bozma sonrası aldığı esasa göre) 2019/252 Esas, 2019/389 Karar sayılı ret kararı ile sonuçlandığı, kararın 01/10/2019 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine davacı tarafça bu kez İzmir 20....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir ( TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 92 parsele kayıtlı arsanın 1/25 hissesi ile 23 nolu mesken eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 16.12.1997 ile 15.11.1993 tarihinde davalı eş adına tescil edilmiştir. Her iki tarafta evlilik birliği içinde öğretmen olarak çalışıp emekliye ayrılmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK 179 m)....
Boşanma davasının açıldığı 13.09.2013 günü itibariyle taraflar arasındaki mal rejimi sona ermiştir. Dosya kapsamında tarafların aralarında bir mal rejimi uygulanmasına karar verdiklerine dair belge yada beyan bulunmamaktadır. Buna göre taraflar arasında evlilik tarihinden 01.01.2002'ye kadar mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002'den sonra ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu kabul edilmiştir. Dava; kadın tarafından yasal süre içinde açılmış olup, mal rejiminin tasfiyesine yöneliktir....
Ancak taraflar arasında sözleşme ile mal ayrılığı rejiminin seçildiği beyan edilmiş olup, dava konusu küçükbaş hayvanların aileye özgülendiği hususunda da iddia bulunmamaktadır. 4721 Sayılı Türk 242 uyarınca mal ayrılığı rejiminde eşlerden her biri yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur. Bir başka deyişle mal ayrılığı rejiminde ilke olarak eşlerin malvarlıklarının birbirinden tamamen ayrı olması benimsenmiştir. Eşler, evli olmayan kişilerin malvarlıklarına ilişkin olarak sahip oldukları hak ve yükümlülüklere tabidirler. Mal ayrılığı rejiminde eşler arasında ortak bir malvarlığı değeri bulunmadığından aralarındaki rejim sona erdiğinde bir mal paylaşımı söz konusu olamaz. Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde ise rejimin kurulmasından sonra edinilmiş tüm mallar değil, yalnızca aileye özgülenen mallar, mal rejiminin sona ermesi halinde eşler arasında eşit olarak paylaşılır....
Somut olayda, en son 38 FN 985 plakalı aracın boşanma dava tarihi olan 12/12/2017 yaklaşık bir yıl iki ay önce 18/10/2016 tarihinde satıldığı, mal rejimin devamı süresince diğer eşin alacağını azaltmak kastıyla araç devredildiğinin davacı kadının iddia ve ispat etmesi gerektiği, kadının süresinde mal kaçırma kastıyla araç devredildiğini iddia ve ispat etmediği gibi, davacı tanıklarının beyanlarından araç devrinin davalının borçları nedeniyle yapıldığının anlaşıldığı, bu durumda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde mevcut delil durumu itibariyle araç devirlerinin mal kaçırma kastıyla yapıldığı ispatlanamadığından davacının reddedilen kısma yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ancak, 1-Sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın 58/7.maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimin uygulanmasına karar verilmekle birlikte anılan yasanın aynı madde ve fıkrasına aykırı olarak bir denetim süresinin belirlenmemesi, 2-Gerekçeli ve kısa kararlarda, Kamu Görevlisine direnme suçundan kurulan hükümde, uygulama maddesinin TCK.nun 265/1.maddesi yerine 152/1-a maddesi olarak yazılması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412 Sayılı CMUK'nun 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, fakat, bu aykırılıkların, yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; her iki suça ilişkin mahkumiyet hükmünün tekerrürle ilgili kısımlarına “sanık hakkında cezanın infazından...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme, silahla kasten yaralama HÜKÜM : Mahkumiyet (Sanık ... hakkında; Mala zarar verme suçundan, 5237 sayılı TCK 151/1, 62/1, 53 maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, Kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı TCK 86/2, 3-e, 62/1, 53 maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası, Sanık ... hakkında; Mala zarar verme suçundan, 5237 sayılı TCK 151/1, 62/1, 53 maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası, Sanık ... hakkında; Mala zarar verme suçundan, 5237 sayılı TCK 151/1, 62/1, 53, 58 maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, mükerrirlere özgü infaz rejimin uygulanmasına cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına) Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanlara ait gazinoya alkollü bir şekilde gelerek eğlenmek istediklerini belirten ve kendilerine müsaade edilmemesi üzerine de sinirlenen sanıkların, kamera görüntüleri ve...
Hükmün mükerrirlere özgü infaz rejimin uygulanmasına ilişkin bendinin başına,"TCK'nun 58/6-7. maddesi gereğince" ifadesinin eklenmesi, 3. Hükümden, nakil aracının müsaderesine ilişkin kısım çıkartılarak yerine ".... plakalı nakil aracının sahibine iadesine ve trafik kaydı üzerindeki şerhin kaldırılmasına" bendinin eklenmesi, 4. Hükümden “vekalet ücretine ilişkin kısmın” çıkartılması ile sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....