İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olup, tasfiye talebi, mal ayrılığı rejimi gereğince katkı payı alacağı ile edinilmiş mallara katılma rejimi gereğince artık değere katılma alacağı istemine ilişkindir. Bilindiği gibi, 4721 sayılı TMK nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden sonra eşler arasında başka bir mal rejimi kararlaştırılmadıkça, yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. 01/01/2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlükte olduğu dönemde ise, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170)....
Mahkemece 24/11/2022 tarihli celsede verilen ve gerekçesi 30/11/2022 tarihinde yazılan ara kararı ile "davanın, eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceğinin, uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumda olduğu, bu haliyle ihtiyati tedbir uygulanan malvarlığına ihtiyati tedbir uygulanmaması halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşabileceği ya da tamamen imkânsız hale gelebileceği veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar da doğabileceği, ihtiyati tedbir uygulanan malvarlığının dolaylı da olsa dava konusu olduğu, yine açılan davanın niteliği ve mevcut delil durumuna göre takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiği...
Borçlar Kanununun 125. maddesi uyarınca; kural olarak alacak davaları on senelik zamanaşımına tabidir. Borçlar Kanununun 125. maddesindeki “bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir” hükmündeki (her dava) sözcüklerini “bütün alacaklar” tarzında anlamak gerekir. Zamanaşımının başlangıcı da mal rejiminin sona erdiği tarihtir. (MK.m.225) Türk Medeni Kanununun genel nitelikli hükümler kenar başlığını taşıyan 5. maddesi uyarınca Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. Olayda, 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Bu nedenle davalının zamanaşımı def’inin reddi ile işin esası hakkında gösterilecek deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi ve Katkı Payı Alacağı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile aralarındaki boşanma davasının derdest olduğunu, evlilik birliği içerisinde davalının bir çok mal edindiğini ileri sürerek mal rejiminin tasfiyesine ve 10.000 TL katılma alacağına karar verilmesini istemiştir. Davalı yetki itirazında bulunup davacının da çalıştığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının yerleşim yerinde davanın açılması gerektiğinden bahisle yetkisizliğe dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı isteklerine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine reddine dair ... 2. Aile Mahkemesi'nden verilen 08.04.2014 gün ve 173/263 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: ... A R A R Davacı ... vekili, davalı aleyhine 19.07.2007 tarihinde ... Aile Mahkemesi'ne açılan katkı payı alacağı davası neticesinde davanın kabulü ile 30.000-TL alacağa hükmedildiğini, davacının 129.470,96-TL alacak hakkı bulunduğu kanısına varılarak 99.470-TL alacak miktarına yönelik hakkının saklı tutulmasına karar verildiğini açıklayarak 99.470-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
Dava, boşanma ve eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. Bilindiği üzere, ihtiyati tedbirin HMK’nda "Geçici Hukuki Korumalar" üst başlığı altında taraflar arasındaki ihtilafın çözümüne katkı sağlayan ve asıl yargılamada verilen hükmün gerçekleştirilmesini temin eden ve hakların korunması bağlamında aynı zamanda hukuk devleti ilkesinin ayrılmaz bir parçası olarak hak arama hürriyeti kapsamında değerlendirilebilecek bir usul hukuku müessesesi olduğunda kuşku yoktur. Davacı tarafın talebinin değerlendirilebilmesi için ihtiyati tedbire ilişkin bir takım açıklamaların ve tespitlerin yapılması gerekmektedir....
Mal rejimi tasfiyesine ilişkin olarak bu aşamada davacı tarafça her hangi bir dava açılmamıştır." şeklinde gerekçe ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesi ile; ilk derece mahkemesince mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir dava açılmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, ancak, müvekkili tarafından Ankara Batı 2. Aile Mahkemesinin 2023/721 Esas sayılı dosyası ile mal rejiminin tasfiyesine yönelik dava açıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını davalı adına kayıtlı menkul gayrimenkul ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. GEREKÇE: Dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK 166/1. madde) dayalı boşanma ve ferîlerine ilişkindir....
Aile Mahkemesinin 2012/55 Esas sayılı dosyası ile Gülser Selçuk tarafından Erhan Selçuk aleyhine şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olarak 09.01.2012 tarihinde dava açıldığı, dosyanın derdest olduğu, huzurda açılan davanın, halen aralarındaki evlilik birliği devam eden taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı alacak davası olarak açılmış ise de boşanma davası açılmasından sonra görülmesi gereken mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava olup, davaya bakmaya aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 9....
(TMK. m.193) Yasal yada akdi mal rejimi; eşlerin, aralarında hukuki işlem yapmalarına engel olmadığı gibi, borçların muaccel olmasını da önlemez. (TMK. m.217) Hesaptaki paranın bir bölümünün kaynağının, davalının ileri sürdüğü gibi “edinilmiş mal” olup olmadığı, mal rejiminin, ayıklanıp kapatılmasına (tasfiyesine) yönelik davada tartışılabilir. Dava, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin değildir. İade isteğinin gerisinde, Borçlar Kanunu kapsamında kurulan akdi ilişki bulunduğuna göre, kişisel mal isteğinde de görülemez. O halde, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. İşin esasının incelenmesi gerekir. Sayın çoğunluğun “davanın aile mahkemesinin görevine girdiğine” ilişkin görev yönünden bozulmasına ilişkin görüşüne katılmıyoruz....
Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, alacağın tarafların evlilik birliği devam ederken edinilen paralardan verilmiş olan borçlardan kaynaklandığını, bu alacak üzerinde müvekkilimin de katılma alacağı olduğunu, davalının, borcun kaynağının 2008 yılında satmış olduğu dükkanın satışından elde edilen para olduğu ve bu nedenle kişisel malvarlığından vermiş olduğu borç olduğu yönündeki savunmasının ispatlanmadığını, taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin cari olduğu dönemde davalı tarafından verilen borç paralara ilişkin açılan alacak davasının sonuçlanması ile davalının malvarlığına dahil olan bu alacak hakkı üzerinde davacının katılma alacağı hakkı olduğunu bildirerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) davasıdır....