aleyhine açılan tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde alacak davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece kimsenin kendi kusuruna dayalı olarak muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davası açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve davacı vekilinin 16.6.2010 tarihli yargılama oturumundaki beyanına göre dava; Borçlar Kanunu 244.maddesine göre bağıştan dönme (rücu) hukuki sebebine dayalı olarak açılmış olan dava konusu 375 ada 1 parseldeki davalı adına kayıtlı 1/2 paya ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tescil, mümkün olmazsa yarı payın bedelinin tahsili isteğine ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlığın çözüm yeri HMK'nun 1 ve devamı maddeleri (önceki HUMK.nun 1 ve devamı maddeleri) uyarınca genel mahkemelerdir. Davacının mal rejiminin tasfiyesine dayalı herhangi bir talebi bulunmamaktadır. Görev kamu düzeniyle ilgili olup, mahkemece kendiliğinden gözetilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptal, tescil ve eşya iadesi DURUŞMA İSTEMLİDİR K A R A R Dava dilekçesinde taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK.nun 722 vd. maddelerine dayalı tapu iptali, tescil ve eşya iadesi talebine ilişkin bulunduğuna, mahkemece inançlı işlem şartları değerlendirilerek hüküm kurulduğuna, davada mal rejiminin tasfiyesine dayanılmadığına göre Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (14.)...
Noterliğinin 21.03.2014 tarihli ve 21756 yevmiye sayılı mal ayrılığı sözleşmesinin geçersizliğine dair ilk kararı, davalılar vekilinin temyizi üzerine Daire’nin 07.06.2017 tarihli ve 2016/10565 Esas, 2017/8506 Karar sayılı ilamı ile “ ...Davalılar 24.09.1984 tarihinde evlenmiş olup, 21.03.2014 tarihinde ... 6.Noterliğinde mal ayrılığı sözleşmesi yapmışlardır. Edinilmiş mallara katılma rejimi dışındaki diğer mal rejimlerinin benimsenmesine ilişkin sonradan yapılan sözleşmeler ancak ileriye etkili olarak yapıldığı tarihten sonraki dönem için sonuç doğurur. Dolayısıyla davalılar arasında yapılan mal ayrılığı sözleşmesi yapıldığı tarihten sonrası için geçerlidir. Bundan ayrı, 4721 sayılı TMK'nin 213.maddesi “ Mal rejiminin kurulması, değiştirilmesi veya önceki rejimin tasfiyesi, eşlerden birinin veya ortaklığın alacaklılarının, üzerinden haklarını alabilecekleri malları sorumluluk dışında bırakamaz....
Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi, 2. Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme, 3. Diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi. ” C. Değerlendirme 1. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı Kanun'un 214 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme yetkilidir. Buna göre, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki, 6100 sayılı Kanun hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı 4721 sayılı Kanun'a göre belirlenmelidir. 2....
Yabancı mahkemelerce verilmiş ve kesinleşmiş boşanma ilamı hakkında, Türk mahkemelerince tanıma/tenfiz kararı verilmedikçe eşler Türk kanunlarına göre boşanmış sayılmayacaklarından, ara dönemde boşanmaya bağlı olarak Türkiye'de açılacak tazminat, nafaka ve mal rejiminin tasfiyesi gibi bazı dava haklarının kullanılması imkanı olmayacaktır. Başka bir anlatımla, bu ara dönemde açılan davaların, davanın görülebilirlik ön koşulu (evlilik devam ettiğinden) gerçekleşmediğinden reddedilmesi gerekecektir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin alacak davalarında, zamanaşımının yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihte başlatılması durumunda; tanıma/tenfiz kararından önceki ara dönemde, taraflar boşanmaya bağlı diğer dava haklarını kullanamayacak, ancak zamanaşımı işlemeye devam edecektir....
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1)....
ilamı ile; "....Dava, eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir....
KARAR Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen malvarlığı nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi 50.000,00 TL katkı payı alacağı, 50.000,00 TL katılma alacağı olamk üzere 100.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 11.12.2015 tarihli dilekçesi ile, talep miktarını toplam 522.000,00 TL olduğunu belirtmişlerdir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, katkı payına alacağına konu malvarlığı yönünden talebin reddine, katılma alacağına konu malvarlığı yönünden talebin kabulü ile 512.800,00 TL alacağın davalıdan tahsiline kaar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 1....
İflas dosyası üzerinden devam etmesi gerekirken, yeni esas alma gerekçesi sorulduğu, İzmir İflas Müdürlüğünün 23.02.2024 tarihli cevabı yazısında; 31.05.2017 tarih ve ... esas sayılı ilamı ile müflis şirketin iflasına karar verilmekle, iflas tasfiyesine ... iflas sayılı dosyasında başlanıldığı, yapılan incelemede müflis şirketin herhangi bir mal varlığına rastlanılamadığı ve müflis şirketin fiziken mevcut olmayan bir şirket olduğunun anlaşıldığı, müflisin mal varlığının tasfiye masraflarını karşılamadığı anlaşılmakla basit tasfiye kararı verildiği, iflas idaresinin kurulmadığı ve tasfiyenin yürütüldüğü, iflas kararının İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesinin 26.09.2018 tarih ve ......
Eşler kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri taktirde bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar.” hükümleri yer almaktadır. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasaya 5133 Sayılı Yasa ile ekleme yapılan 4/2. maddesinde “22.11.2001 tarihli 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 3. kısmı hariç olmak üzere 2. kitabı, 03.12.2001 tarihli ve 4722 Sayılı Türk Medeni Yasasının Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasaya göre aile hukukundan doğan dava ve işlerin” aile mahkemesi görevinde olduğu açıklanmıştır. Dosyanın incelenmesinde, uyuşmazlığın mal rejiminin tasfiyesi ve katılma alacağına ilişkin olduğu, boşanma davası sonrasında mal rejimin tasfiyesi ve evlilik birliği içinde edilen arsa, ev, otomobil vs ile evlilik birliği içinde biriktirilen bankadaki parandan 1/2 katkı alacağı talep edildiği anlaşılmaktadır....