Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş yerinde en az 30 işçi çalışması koşulu sağlanmadığından, işe iade davasının açılması için Kanun'un aradığı şartların oluşmadığını, davacının, dava dışı TEK Grubu Gayrimenkul Franchising Pazarlama İç ve Dış Ticaret AŞ ile müvekkil şirketin aynı aile üyeleri tarafından kurulduğunu, şirketler arasında organik bağ bulunduğunu ve bu sebeple 30 işçi şartının sağlandığını iddia ettiğini, şirketler arasında iddia edildiği türden bir ortaklık bulunmadığını, RE/MAX markasının merkezi ABD'de olan LLC ve İsviçre'de olan RE/MAX Europe'a ait global bir marka olduğunu, iş ilişkisinin ikale sözleşmesi ile anlaşarak sona erdiğini, iş akdinin sona ermesini bir veda e–postası ile çalışma arkadaşlarına duyurduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur....
nın çocuk sayılan maktulü kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun niteliği tayin, takdire ilişkin cezayı azaltıcı nedenin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre, bozmaya uyularak verilen hükümde isabetsizlik görülmediğinden, katılan vekilinin eksik ceza verildiğine; sanık müdafiinin tahrike, fazla ceza verildiğine vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, kısmen re' sen de temyize tabi bulunan hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA), sanığa verilen ceza miktarı ve tutuklu kaldığı süreye göre müdafiinin tahliye isteminin reddine, 04/12/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Şti'ne kiraya verildiği, şirketin bir nevi ticaret şirketi olması sebebiyle ortaklarının da birinci sınıf tüccar olduğunun kabulüyle ticari bir işletme olan kollektif şirketin kiraya verilmesinden dolayı elde edilen gelirin de ticari kazanç olması nedeniyle birinsi sınıf tüccarlar için belirlenen hayat standardı temel göstergesi üzerinden cezalı tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177.maddesinin 4.fıkrasında her türlü ticaret şirketlerinin birinci sınıf tüccar olduğunun hükme bağlandığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu nun 70.maddesinde ise aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri, mütesarrıfları, zilyedleri, ittifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracılar tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iradların gayrimenkul sermaya iradı olduğunun 8 bent halinde sayıldığı, 8.bendinde de kiraya verilen mal ve hakkın ticari işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratlarının ticari veya zirai kazancın tesbitine müteallik hükümle re göre hesaplanacağının...
Şti. hakkındaki tespitler ise düzenlediği faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığını gösterdiğinden cezalı tarhiyatın bu mükellef tarafından düzenlenen faturalara isabet eden kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir. Davalı idare tarafından, kararın kabule ilişkin kısmı temyiz edilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın kabule ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir. TETKİK HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının, HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re' sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır....
Mahkemece esas dava yönünden davanın reddine, birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve birleşen davanın davalısı ... tarafından temyiz edilmiştir. 2012/22020-28521 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalılardan Hatice ile davacı arasında düzenlenen 1.11.2007 tarihli sözleşmenin 5-6. maddesinde “müşteri, sözleşme süresi boyunca veya sürenin sona ermesinden itibaren 90 gün içinde Re/max Kuzeyin temsil ettiği bulduğu, kendisine gönderdiği, tanıştırdığı kişi ve kuruluşlarca Re/max Kuzeyin onayı olmadan taşınmaza ilişkin satış işlemi yapmamayı peşinen kabul, beyan ve taahhüt eder”şeklinde yazılıdır.Davaya konu sözleşmenin bu maddedeki süresi 1.6.2008 tarihinde sona ermektedir. Davaya konu taşınmaz davalı ... tarafından diğer davalı ...'...
Davacı, sözleşme gereğince davalıya gösterdikleri taşınmazın kardeşi tarafından kendileri aradan çıkartılarak satın alındığını ve sözleşmede bulunan “Söz konusu gayrımenkulü gerek T1 (Bundan böyle Re/max Yasmin olarak alınacaktır) aracılığıyla gerekse de Re/max Yasmin aracılığıyla olmaksızın Şahsım veya eşim veya kan ve sıhri hısımların veya çalıştığım şirket veya ortağım vaya ortağı olduğum vaya doğrudan veya dolaylı olarak kontrolüm altında bulunan şirket veya namına veya hesabına hareket ettiğim herhangi bir 3. Gerçek veya tüzel kişi satın aldığı takdirde satış bedelinin %3+KDV yi, kiraladığı takdirde toplam yıllık kira bedelinin %12 si + KDV yi Re/max Yasmin'e aracılık ücreti olarak ödemeyi beyan kabul ve taahüt ederim” hükmüne dayanarak alacak talep etmiştir. Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 520. maddesinde tanımı yapılan simsarlık sözleşmesinden kaynaklı alacak isteğine ilişkindir....
Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma İlk derece mahkemesince verilip kısmen re' sen de temyize tâbi hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi. Sanık müdafiin kanuni süresinden sonra yaptığı duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 318. maddesi gereğince reddiyle incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Suç tarihi nazara alındığında hüküm fıkrasına “6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki hali ile” ibaresinin yazılması mahallinde hükümden çıkartılması mümkün yazım hatası kabul edilmiştir....
in öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ve müdafıinin sübuta, eksik incelemeye sair nedenlere ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, re' sen de temyize tabi bulunan hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, 30/05/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
/b>MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Eşini öldürme, olası kastla yaralama TÜRK MİLLETİ ADINA 1)5320 Sayılı Yasanın 13/1.maddesi nedeniyle baro tarafından soruşturma aşamasında sanığa atanan müdafiiye, soruşturma ve kovuşturma aşamasında katılanlara tayin olunan vekile ödenecek ücretin sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 2)Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın eşini öldürme ve olası kastla yaralama suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların nitelikleri tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin eksik soruşturmaya, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, kısmen re...