Mahkemece icra müdürlüğüne yazılan yazıda hesap üzerinde mevcut blokenin kaldırılması gereği bildirilmiş, icra müdürlüğünce mahkemeden gelen yazıya istinaden banka hesabına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı alacaklı tarafından SHM'nin haczin kaldırılması yazısına istinaden icra müdürlüğünce haczin kaldırılması işleminin iptali amacıyla dava açılmış olup, icra müdürlüğünce mahkeme kararına istinaden işlem yapıldığı, mahkeme kararının yerinde olup olmadığı iddiasının mahkeme kararına karşı başvurulacak yasal yollar ile ileri sürülebileceği bu aşamada icra müdürlüğünün mahkeme kararının doğruluğunu tartışma yetkisi bulunmadığından icra müdürlüğünce mahkeme kararına istinaden işlem yapılması ve bu işlemin şikayeti üzerine mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Somut olayda, yerel mahkemenin 14/01/2021 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararın, HMK 391/2 maddesinde belirtilen unsurları taşır şekilde ve ayrı bir gerekçeli ara karar olarak yazılmaması usul ve yasaya uygun değildir. Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararının HMK'nın 391/2. maddesine uygun şekilde gerekçeli kararın yazılması ve taraflara tebliği ile istinaf yoluna başvurması halinde gönderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir....
Mahkeme, 16/03/2023 tarihli gerekçeli ara karar ile, İ.İ.K'nın 257 vd. Maddesi gereğince aranan gerekli koşulları bulunduğundan bahisle dava değeri olan 10.000,00 TL üzerinden ve %10 teminat karşılığında ihtiyati haciz kabul kararı vermiştir. Davalı vekili ihtiyati haciz kararına itiraz etmiş, mahkeme itirazı duruşmalı incelemiş ve 12/05/2023 tarihli celsenin (5) nolu ara kararı ile, davalı şirketin itirazının kabulü ile İ.İ.K'nın 266. Maddesi gereğince, teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasına karar vermiş, bu kısa ara karar yönünden ayrıca gerekçeli olarak 12/05/2023 tarihli ara karar tesis etmiştir. Davacı vekili işbu ara karardan dönülmesini mahkemeden talep etmiş, mahkeme 16/05/2023 tarihli gerekçeli ara kararı ile bu talebin reddine karar vermiştir....
İlk Derece Mahkemesince; 11.12.2019 tarihli ara kararı ile " İhtiyati tedbir talebinin kabulüne" karar verilmiştir. Davalı Kurum vekilinin 13.12.2019 tarihli dilekçesi ile ihtiyati tedbir kararına itirazı üzerine, İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 21.10.2020 günlü ara kararı ile davalı Kurum vekilinin ihtiyati tedbire itirazının reddine karar verilmiş ve bu karara karşı da davalı kurum vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurularak ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılması talep edilmiştir....
Bu nedenle durum ve koşulların değişmesi nedeniyle tedbirin kaldırılması taleplerine ilişkin olarak verilen ara karara karşı, kanun yolu açık değildir. Yorumla kanun yolu ihdas edilmesi de mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle; istinaf kanun yoluna başvurulan 11.01.2022 tarihli ara kararı, itirazın reddine ilişkin bir ara karar olmayıp, HMK'nın 396. maddesi kapsamında ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin bir ara kararı olduğundan, istinaf kanun yoluna tabi olmadığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 341(1) ve 346(1) maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir....
Bu durumda; davalının ilk derece mahkemesince verilen adli yardım kararının kaldırılması yönündeki talep hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönündeki kararının kaldırılması talebinin itirazı üzerine verilen adli yardım kararları HMK'nun 337. maddesi gereğince kesin olduğundan bu yöndeki istinaf talebinin reddine ayrıca teminatsız olarak verilen ihtiyati tedbir kararının itirazı üzerine verilen kararın kaldırılması yönündeki istinaf talebinin ise HMK'nun 85. maddesinde davacının adli yardımdan faydalanması nedeniyle ve HMK'nun 335. maddesinde adli yardım kararının kapsamı anlatılırken yargılama ve takip giderleri için teminat göstermekten muafiyeti kapsadığı belirtildiğinden ve bu nedenle ilk derece mahkemesinin itirazı üzerine verdiği karara usul ve Yasaya uygun olduğundan davalının bu yöndeki istinaf talebinin reddine" karar verilmiştir. Mahkemece 02/06/2022 tarihli ara karar ile; "...Davalı vekili mahkememize sunduğu 02/06/2022 tarihli dilekçesi ile mahkememizce verilen "........
tarafından tedbire dayanak delillerin neler olduğunun açıkça belirtilmediğini, mahkemenin de hangi delillere dayanarak ve hangi gerekçe ile tedbir kararının kabulüne ilişkin hüküm tesis ettiğinin anlaşılamadığını ihtiyati Tedbir istemi ile kabul kararının koşulları oluşmadığından, haksız ve hukuka aykırı olarak tesis edilen ihtiyati tedbir kararının uygulanmasının müvekkil kurumun işleyişini zorlaştıracağından ve kurumu zarara uğratacağından tedbirin kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Hukuk Dairesi'nin 17/07/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin kesin nitelikli karar sonrası kararın kaldırılmasını gerektiren bir durum bulunmadığından..." davalı ... A.Ş'nin İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi'nin 17/07/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin kesin nitelikli karar sonrası kararın kaldırılmasını gerektiren bir durum bulunmadığından reddine karar verilmiş, Davalılar vekilince iş bu karara karşı 14.04.2014 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. İlk derece mahkemesi dosya üzerinden 24.05.2021 tarihinde verdiği kararıyla, "...Mahkememiz dosyasında bir kısım davalılar vekilince İstanbul BAM 14.Hukuk Dairesinin 17/07/2020 tarih 2020/1226 esas 2020/367 karar sayılı ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talep edilmiş, bu talep mahkememizce HMK 396 maddesi kapsamında değerlendirilerek 14/04/2021 tarihli karar ile talebin reddine karar verilmiştir....
Sayılı dosyasında verilen İtiyati Tedbir Kararının kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatte ise % 20'den az olmamak kaydıyla teminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, konkordato istemine ilişkin olup, istinafa konu uyuşmazlık davacıya verilen konkordato geçici mühlet içerisinde davacıya ait iki adet işyerinde davacının faaliyetlerini devam ettirmesi gerekli olduğundan elektrik kesintisinin sonlandırılması ve tedbiren elektrik verilmesi talebinin kabulüne dair karara itiraz edilmesi üzerine itirazın reddine dair ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2021 Ara Karar NUMARASI : 2021/1439 ESAS DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, bononun zamanaşımına uğradığını beyanla icranın geri bırakılmasına ve davanın esası hakkında karar verilinceye kadar takibin muvakkaten durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş, Mahkeme 01/12/2021 tarihinde, 29/11/2021 tarihli takibin durdurulmasına ilişkin kararın kaldırılması talebinin reddine karar vermiş, davalı tarafından ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur....