Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Dairesi'ne olumlu yönde cevap verilmesi" talep edilmekle, Mahkemece 14/02/2022 tarihli ara karar ile vekilinin 200.000- TL teminat yatırılarak müvekkili şirket adına tüm banka hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılmasına yönelik talebin reddine karar verilmiştir. T3 Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle: Yapılan hacizlerin mahkeme kararının dışında 200.000- TL ile sınırlı kalmadığını, müvekkili şirketin ticari faaliyetinin yasalara aykırı olarak engellendiğini, müvekkili şirketin yetkilisi tarafından 09/02/2022 tarihinde ihtiyati haciz kararını uygulamaya yetkili olan İstanbul 7....

Takibe dayanak alacak ilama dayalı yoksulluk nafakası olmayıp mahkeme ara kararına dayalı tedbir nafaka alacağıdır. Bu alacağın takibe konulması için kesinleşmesi gerekmez. Kaldı ki takip ilamların icrası yoluyla takip olmayıp genel haciz yoluyla takiptir. Davalının bu istinaf sebebi yerinde değildir. İİK.nun 68/1.maddesi gereğince takip talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen "borç ikrarını" içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Takibe dayanak mahkeme ara kararları İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen belge niteliğindedir. Borçlu, itirazını aynı nitelikte belgelerle kanıtlayamamıştır. İtirazın kaldırılması talebinin kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır....

Aile Mahkemesi 2020/666 Esas, 22/02/2021 tarihli ara kararının ara kararının HMK'nun 353/1- a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- İstanbul 13. Aile Mahkemesi'nin 2020/666 Esas 19/03/2021 tarihli ara kararı itiraza tabi olup, istinaf kanun yolu kapalı bulunduğundan davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURU DİLEKÇESİNİN REDDİNE, 3- Mahkemenin 22/02/2021 tarihli ara kararı yönünden davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 4- Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talep halinde davalıya iadesine, 5- İstinaf yargılama giderlerinin nihai kararda nazara alınmasına, Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK'nun 353/1- a maddesi uyarınca kesin olmak üzere ve oy birliği ile karar verildi....

İhtiyati haciz kabul kararına karşı, davalı tarafça 31/03/2023 tarihinde dilekçeyle itiraz edilmiş ve dilekçelerinde belirtilen sebepler gözetilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılması istenmiştir. Mahkeme itirazı duruşmalı incelemiş, 11/04/2023 tarihli duruşmaya itiraz eden davalı vekili katılmış, mahkemece dinlenmiş ve ayrı duruşmadaki kısa ara karar ile 24/02/2023 tarihli ihtiyati haciz kararına karşı, davalı vekilince yapılan itirazın reddine karar vermiş, bu kısa ara kararı yönünden ayrıca gerekçeli olarak 11/04/2023 tarihli ara karar yazmış, davalı vekili işbu ara kararını süresinde istinaf etmiştir....

Mahkemece alacaklının faize ilişkin itirazın kaldırılması istemi reddedilmiş olup, asıl alacak miktarı yönünden dava kabul edildiğinden davalının faiz ve masrafa ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Alacak likit olup, mahkeme ara kararının İİK'nın 68. maddesinde sayılan belge niteliğinde olduğu, borçlunun takibe itirazının haksız olduğu, borçlunun itirazı İİK'nın 68/son maddesi uyarınca esasa ilişkin nedenlerle kaldırıldığından alacaklının talebi de dikkate alınarak Mahkemece adı geçen yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden HMK'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Aile Mahkemesinin 2017/476 Esas sayılı dosyasında verilen 21/06/2018 günlü ara kararının 2. maddesinde davalı/borçlunun davacıya 15/06/2017 tarihinden başlayarak aylık 500,00- TL tedbir nafakası ödemesine karar verilmiş olduğu görülmekte olup, davalının davacıya nafaka ödemesine ilişkin Mahkeme kararının İcra ve İflas Kanununun 68. Maddesinde sayılan "resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri borç tanıması içerir bir makbuz veya belge" niteliğinde olduğuna kuşku bulunmamaktadır. Bu bağlamda, Mahkemenin ara kararı gereği davalı/borçlu 15/06/2017 tarihinden başlayarak davacıya aylık 500,00- TL tedbir nafakası ödemekle yükümlüdür....

İstinaf incelemesine konu dava velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakasının kaldırılması ve velayetin değiştirilmesi halinde davacı tarafça iştirak nafakası talepli dava olmakla davacı tarafın iddiaları yargılamaya tabi olduğundan ve kesinleşmiş mahkeme kararı ile hükmedilen nafakaya ilişkin icra takibinin durdurulması bu aşamada mümkün olmadığından ilk derece mahkemesinin 31.05.2023 tarihli ara kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Mahkeme ara kararında tebligatın duruşma tarihinden önce davacıya yapılmış olması halinde dosyanın işlemden kaldırılmasına ve yenilenmesi gerektiğine ilişkin herhangi bir hüküm tesis etmediğine göre davacıya yüklenen vazife ara kararından anlaşılamamaktadır. Nitekim davacı mahkemenin belirlediği 06.10.2011 tarihli duruşmaya katılmıştır. Mahkemenin ara kararının açık ve anlaşılabilir olmamasına rağmen, davacının davayı yenileme yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, davanın takip edilmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...

    D) İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; Müvekkili şirketin mevzuata uygun olarak iş ve işlemler yürüttüğünü, davacının kaçak elektrik kullandığının tutulan tutanak gereği sabit olduğunu, bu tutanağın aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgelerden olduğunu, mahkeme tarafından verilen tedbir kararı mahiyeti itibariyle çok geniş nitelikte olduğunu, işbu tedbir kararının müvekkiline külfet yüklediğini, elektriğin kesilmemesi yönündeki tedbir kararının, müvekkili şirket alacağı açısından ileride telafisi imkansız ve zor sonuçlar doğuracağından tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, olayda telafisi imkansız zararın abone açısından değil tedbir kaldırılmaz ise müvekkili açısından doğabileceğini, tedbir kararının yokluklarında dinlenilme hakları kullanılmaksızın tensiple ara karar verildiğini, harç alınmadığını, yeterli teminat belirlenmediğini, tedbir kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının...

    D) İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; Müvekkili şirketin mevzuata uygun olarak iş ve işlemler yürüttüğünü, davacının kaçak elektrik kullandığının tutulan tutanak gereği sabit olduğunu, bu tutanağın aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgelerden olduğunu, mahkeme tarafından verilen tedbir kararı mahiyeti itibariyle çok geniş nitelikte olduğunu, işbu tedbir kararının müvekkiline külfet yüklediğini, elektriğin kesilmemesi yönündeki tedbir kararının, müvekkili şirket alacağı açısından ileride telafisi imkansız ve zor sonuçlar doğuracağından tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, olayda telafisi imkansız zararın abone açısından değil tedbir kaldırılmaz ise müvekkili açısından doğabileceğini, tedbir kararının yokluklarında dinlenilme hakları kullanılmaksızın tensiple ara karar verildiğini, harç alınmadığını, yeterli teminat belirlenmediğini, tedbir kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının...

    UYAP Entegrasyonu