Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kıymet takdirine itiraz dava dosyası olan Mersin 2....

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/445 esas sayılı dosyasında, kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile tebliğ tarihinin 27.06.2021 olarak düzeltilmesini talep ettiği, yargılama sonucunda Mahkemenin 11.08.2021 tarihli kararı ile kesin olarak yetkisizlik kararı verildiği, bu hali ile davacının, kıymet takdirinden en geç şikayet tarihi olan 29/06/2021 tarihi itibariyle haberdar olduğunun kabulü gerektiği ve bu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine itirazda bulunmayan şikayetçi yönünden kıymet takdirinin kesinleştiği, kıymet takdirine itiraz etmeyen borçlunun daha sonra kıymet takdirine itiraz niteliğindeki iddialarla ihalenin feshini isteyemeyeceği açıktır....

Aynı maddenin son fıkrasına göre, kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup temyiz edilemez. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12- 161 E.- 148 K. sayılı kararı). Mahkeme, bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verir. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler....

GEREKÇE: Uyuşmazlık, ihalenin feshi sebeplerinin bulunup bulunmadığı hususunda toplanmaktadır. Davanın süresinde açıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı görülmüştür. Davacı vekiline satış ilanının e tebligat vasıtasıyla usule uygun olarak 08/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilince kıymet takdir raporunun davacıya usule uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle kıymet takdirine itiraz edilemediği ileri sürülmüş ise de, satış ilanının davacı vekiline usule uygun olarak tebliğ edilmiş olması sebebiyle en geç satış ilanı tebliği tarihi itibariyle bu durumdan haberdar olunduğundan, bu tarihten itibaren yedi günlük süre içerisinde kıymet takdirine itiraz edilmemiş olmasından dolayı artık bu durumun ihalenin feshi sebebi yapılmayacağı, kıymet takdirinin de kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır....

İİK'nın 134/8. maddesinde "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" hükmü bulunmaktadır. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olması halinde zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Ancak bu husus şikayet nedenine göre farklılık arz edebilecektir. Kıymet takdirine ilişkin hususlara dayalı olarak ihalenin feshinin talep edilmesi halinde ihale bedeli muhammen bedelin üzerinde olsa da somut olayın özelliğine göre zarar unsurunun gerçekleştiği kabul edilebilecektir....

No:13/1 ...../ ....." adresinin mernis adresi olduğu, mernis adresine de 10.08.2021 tarihinde usulüne uygun şekilde TK'nın 21/2 . maddesi gereğince tebligatın yapıldığı dolayısı ile davacının iki ayrı adresine gönderilen satış ilanı tebligatlarının usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği görülmekle bu hali ile şikayetçinin en geç satış ilanının kendisine tebliğ tarihi olan 16.07.2021 tarihinde taşınmazın kıymetini öğrendiğinin kabulü gerektiği ve bu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine itirazda bulunmayan şikayetçi yönünden kıymet takdirinin kesinleştiği, kıymet takdirine itiraz etmeyen davacının sonra kıymet takdirine itiraz niteliğindeki iddialarla ihalenin feshini isteyemeyeceğinin açık olduğu, ayrıca 08.07.2021 tarihli satış kararında İcra Müdürlüğünce belediyede ilan yapılmasına karar verilmemiş olmasına rağmen yine de belediyeye müzekkere yazılarak satış ilanının gönderildiği, Şişli Belediye Başkanlığının 26.07.2021 tarihi yazı cevabından, satış ilanının 13.07.2021...

    Ancak her ihalenin feshi isteminin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değildir. Örneğin, borçluya kıymet takdiri tebliğ edilmemiş veya borçlunun ihaleden önce süresi içinde usulüne uygun olarak ilgili hukuk mahkemesinde kıymet takdirine itiraz etmiş olması şartı ile malın tahmini değerinin düşük olduğu sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş ise, ihale bedelinin, tahmini bedelden yüksek bulunması, tek başına şikayetçinin ihale dolayısı ile zarara uğramadığını göstermeye yeterli değildir. Ayrıca ihalenin, Kanun'un emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır. İİK'nın 134/2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 226....

    Şikayetçi, ihaleye konu taşınmazın kıymet takdiri raporunda, taşınmazın esaslı özelliklerinden bahsedilmediğini, taşınmazın değerinin çok altında satıldığını ileri sürmüş ise de, en geç satış ilanının kendisine tebliğ tarihi olan 10/03/2020 tarihinde kıymet takdiri raporunu öğrenen ve bu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine itirazda bulunmadığından, kıymet takdirine itiraz etmeyen borçlunun daha sonra kıymet takdirine itiraz niteliğindeki iddialarla ihalenin feshini istemesi mümkün değildir. İlk derece mahkemesi karar tarihinden sonra 30/11/2021 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 7343 sayılı Yasa ile Değişik İİK'nın 134/5. maddesinde "İhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir. Ancak ihalenin feshi talebinin usulden reddi gereken hâllerde duruşma yapılmadan da karar verilebilir....

    Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. O halde mahkemece, borçlunun kıymet takdirine itirazının süresinde olup olmadığı araştırılarak, yasal 7 günlük sürede kıymet takdirine itiraz edilmiş olduğunun tespiti halinde; fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazların, konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek, icra dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen değerlerinin, taşınmazların gerçek değerlerini yansıtıp yansıtmadığı denetlenerek, tespit edilecek değerlerinin, ihalede esas alınan muhammen bedellerin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....

      Bu hükmün amacı, ihalenin kesinleşmesinin, gereksiz şikayetlerle engellenmesinin önüne geçmektir. İhale bedelinin, ihale konusu malın tahmini değerinin üzerinde satılması halinde, kural olarak, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı sonucuna varılabilir. Ancak her ihalenin feshi isteminin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değildir. Borçluya kıymet takdiri tebliğ edilmemiş veya borçlunun ihaleden önce süresi içinde usulüne uygun olarak kıymet takdirine itiraz etmiş olması şartı ile malın tahmini değerinin düşük olduğu sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş ise, ihale bedelinin, tahmini bedelden yüksek bulunması, tek başına şikayetçinin ihale dolayısı ile zarara uğramadığını göstermeye yeterli değildir. İhalenin, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir....

      UYAP Entegrasyonu