Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlgililer icra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak, düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilir. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında değerlendirilmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemezler. Taşınmazın imar durumunun ilanda doğru olarak gösterilmediği hususu, satışa hazırlık işlemi olup, satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise; İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir....

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kıymet takdir raporuna itiraz üzerine icra mahkemesince alınan bilirkişi raporuna, şikayetçi borçlular tarafından yasal süre içerisinde itiraz edilmediğinden bahisle raporun borçlular tarafından kabul edildiğinin var sayılacağı, buna göre de ihalenin feshi incelemesinde, kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece alınan bilirkişi raporunda kıymetin düşük belirlendiğine yönelik iddianın değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle ihalenin feshi isteminin yerinde olmadığı belirtildikten sonra, 7343 sayılı Kanunla değişik İİK'nın 134/3-5. maddesi gereğince şikayetçiler aleyhine hükmedilecek para cezasının %5 oranında verilmesi maksadıyla İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle, şikayetin reddine ve şikayetçiler aleyhine ihale bedeli üzerinden %5 oranında para cezasına hükmedilmesine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

    Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline borçlu şirketin kredi borcunun bulunduğunu ve borçlu şirket hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini ve 9 nolu bağımsız bölümün 15.10.2021 tarihinde yapılan ihalede üçüncü kişiye ihale edildiğini, davacının yabancı uyruklu olduğunu ve tapuya bildirmiş olduğu adrese 03.11.2021 tarihinde tebligatın yapıldığını, kıymet takdirine itiraz davası açtığını, açılan davanın kabulüne karar verildiğini, davacının itirazlarının kıymet takdirine itiraz aşamasında değerlendirilecek bir husus olduğunu, haksız olarak açılan ihalenin feshi davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; 245.125,70 TL muhammen bedelli ihale konusu taşınmazın 361.000,00- TL'ye ihale edildiği anlaşılmaktadır....

    Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde mahkemesince itirazın incelemesiz reddedilmesi halinde, mahkeme kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet taktirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. İİK.nun 128/a-1. maddesinde kıymet takdiri raporunun tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde ilgililerin itiraz edebileceği hükmüne yer verilmiştir. Bilirkişi raporunun hissedar davacıya tebliğ edilmediği, öğrenmeden itibaren itirazın da 30/05/2022 tarihinde süresinde yapıldığı anlaşılmıştır. Kıymet takdir raporunun usulüne uygun olarak kesinleştiği kabul edilemez. (Benzer karar Yargıtay 12....

    sürdürdüğünü, ihalenin saatinde başlamadığını ve tutanağın da usulüne uygun tutulmadığını, ihaleye konu taşınmazlar hakkında vergi dairesine herhangi bir yazı yazılmadığını, yine icra esas dosyasinda diğer alacaklilarin hacze iştirak dereceleri md. 100'e göre ve Kiymet Takdirinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, dosya incelendiği zaman müvekkili şirkete kıymet takdir raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin görüleceğini, tebliğ edilmeyen kıymet takdiri raporuna müvekkilim haberi olmadığı/ görmediği için itiraz da edilemediğini, bu yönüyle de kıymet takdirine itiraz hakkı saklı kalmak kaydıyla satışın durdurulması gerektiğini, mahkemece kamu düzeninden olan eksikliklerin de dikkate alınması gerektiğini, açıklanan sebeplerle usulsüz cereyan eden ihalenin İİK Md 134 hükümlerine göre feshini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Davacı mazeret talebinin reddedilerek ilk duruşma karar verildiğini böylelikle savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüş ise de, ihalenin feshi şikayetinin takibe bağlı olmadığı, basit yargılama usulünün uygulandığı davalarda dava dilekçesi ile delillerin bildirilmesi gerektiği, davacının bildirdiği delillerden toplanmamış bir delilinin mevcut olmadığı dolayısıyla savunma hakkının kısıtlanmadığı, basit yargılamada ilk celse karar verilebileceğinden bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesince itirazın incelemesiz reddedilmesi halinde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet taktirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler....

    Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Somut olayda, davacı borçlu tarafından kıymet takdiri ve satış ilanı tebligatının usulüne uygun olmadığı ileri sürülmemiş olup, satışa hazırlık işlemine ilişkin şikayet niteliğinde olan kıymet takdirine itirazın, satış ilanı tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez ( Yargıtay 12. HD'nin 18.01.2021 tarihli, 2020/8322 E, 2021/478 K. sayılı içtihadı). 2) Davacı borçlu vekili, ilgililere ve tüm alacaklılara satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürmüştür. Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine aittir....

    Borçlunun, şikayet dilekçesinde Menderes İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/72 esas sayılı dosyası ile açtığı kıymet takdirine itiraz davası sonuçlanmadan ihalenin yapıldığını ileri sürdüğü ancak anılan davada, vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunan davacı vekilinin 25/12/2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmesi sonucu 08/01/2021 tarihinde davanın feragat nedeniyle reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, icra müdürlüğünce yapılan kıymet takdiri kesinleştiğinden ve bu durumda da zarar unsurunun oluşmadığının kabulü gerektiğinden davanın bu nedenle reddi gerekir. Ayrıca İİK'nın 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde; işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir. Buna rağmen mahkemece, davanın esastan reddine karar verilmesi ve davacı aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmolunması isabetsizdir....

    Somut olay ve iddiaların incelenmesinde konu kararın ihalenin feshine dair olup, her ne kadar borçlu tarafından ihalenin feshi istemi ile şikayette bulunulmuş ise de, şikayetin haksız olduğu, yapılan incelemede icra takip dosyasında yapılan ihalede taşınmazın kıymet takidiri raporu ve satış ilanının şikâyetçiye tebliğ edildiği, süresinde itiraz edilmeyen kıymet takdirine ihalenin feshi yargılamasında da itiraz edilmeyeceği ve satıştan önce kıymet takdiri kesinleştiği, satış ilanın yurt çapında yayımlanan tirajı 50.000 üzerinde olan gazetede yapıldığı, kıymet takdirinin kesinleşmesinden itibaren 2 yıllık süre dolmadan ihalenin gerçekleştirildiği, ihale bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin % 50'si ve satış giderlerini karşıladığı, satış kararına uygun olarak yeterli sürelerde satış ilanının ve elektronik ortamda ilanın yapıldığı, para cezasına hükmedildiği, ihale ile ilanlar arasında 1 aylık sürenin bulunduğu ve yapılan işlemlerin satış kararına uygun olduğu, her ne kadar istinaf talebinde...

    Davacı kıymet takdirine itiraz etmiş ise de, davacının satış ilanının tarafına usulsüz tebliğ edildiğine dair iddiasının bulunmadığı, satış ilanı davacı vekiline 08/12/2021 tarihinde tebliğ edildiğinden, en geç satış ilanının kendisine tebliğ tarihi olan 08/12/2021 tarihinde kıymet takdiri raporunu öğrenen ve bu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine itirazda bulunmadığından, kıymet takdiri kesinleşmiş olup, kıymet takdirine itiraz etmeyen borçlunun daha sonra kıymet takdirine itiraz niteliğindeki iddialarla ihalenin feshini istemesi mümkün değildir. Tüm dosya kapsamı itibariyle taşınmaz, kesinleşen muhammen bedelinin üzerinde ihale edildiğinden, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, bu durumda şikayetçi, İİK'nın 134/8. maddesi kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından, söz konusu taşınmaz yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur. Mahkemece bu gerekçeyle ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmiş olması isabetlidir....

    UYAP Entegrasyonu