İstinafa konu karar, şikayet olunan icra müdürünün işleminin, satışın durdurulmasına ilişkin talebin reddine dair işlem olduğu, İİK'nun 363. maddesi gereğince satışın durdurulması talebine ilişkin kararlara karşı istinaf yoluna başvuralamayacağından ve kararın kesin olması sebebiyle istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut olayda, davacı tarafından, satış memurluğunca yaptırılan kıymet takdirine Gördes Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/190 Esas, 2019/364 Karar sayılı dosyasıyla itiraz edildiği ve itirazın reddedildiği, kıymet takdirinin gerçeğe aykırı olduğunun ihalenin feshi şikayetinde de fesih sebebi yapıldığı anlaşılmakla, artık kıymet takdirinin kesinleştiğinden söz edilemez....
Bu hükme göre takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemez; ancak, bahsi geçen davalar ihale tarihi itibari ile derdest olup, satışın durdurulmasına yönelik bir ihtiyati tedbir ara kararı da bulunmadığından ihalenin yapılmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/4436 esas sayılı dosyasında satışın durdurulması/ düşürülmesi istemine ilişkindir. 02/03/2005 Tarih 5311 Sayılı Kanunun 24 maddesi ile değişik İİK 363/1 maddesi ile icra mahkemesince verilen kararlardan hangileri için istinaf yoluna başvurulabileceği ve istinaf yoluna başvuru süresi açıkça düzenlenmiştir. 5311 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değiştirilen 2004 sayılı İİK'nın 363/1. maddesinde "İcra mahkemesince 85 inci maddenin uygulanma biçimi, icra dairesi tarafından hesaplanan vekâlet ücreti, 103 üncü maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet takdirine ilişkin şikâyet, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilânının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263 üncü maddenin uygulanma biçimi, iflâs idaresinin oluşturulması, icra mahkemesinin iflâs idaresinin...
Satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise; İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Şikayetçi, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu yasal sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürmez ise daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ihale bedelinin taşınırın muhammen bedelinin üzerinde olması nedeniyle zarar unsurunun gerçekleşmediği, yasal süresi içerisinde kıymet takdirine yönelik şikayet hakkını kullanmayan şikayetçinin eldeki şikayet talebinde hukuki yararının bulunmadığı, ihalede fesada yönelik bir iddianın da ileri sürülmediği, KDV oranına yönelik iddianın fesat olgusu olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine, İİK'nın 134/2. maddesi anlamında işin esasına girilmediğinden şikayetçi aleyhine para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu taşınmaz maliki vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
, müvekkilinin daha fazla hak kaybına uğramaması bakımından satışın durdurulması gerektiğini ileri sürerek icra müdürlüğünün hukuka aykırı kararları kaldırılarak satışın durdurulmasını talep etmiştir....
Şikayetçi vekili istinaf dilekçesinde , sair hususların yanında şikayet dilekçesinde belirtilen hususlarda araştırma yapılmadığını ,eksik inceleme sonucu karar verildiğini, hem şikayet hem istinaf dilekçesinde kıymet takdirinin yanlış yapıldığını beyan etmiştir. Kıymet takdiri 22/10/2021 tarihinde borçluya tebliğ edilmiş olup borçlu vekili aracılığıyla 27/10/2021 tarihinde kıymet takdirine itiraz etmiştir. Kıymet takdiri yargılaması sırasında bilirkişi raporu 02/02/2022 tarihinde borçlu vekiline tebliğ edilmiş olup borçlu vekili 15/02/2022 tarihinde bu rapora itiraz etmiştir. Y.12.HD.nin 2017/6973E. 2018/1132 K. Sayılı emsal içtihadında özetle:..Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12- 161 E.- 148 K. sayılı kararı)....
Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, borçlunun fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazları konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek taşınmazın değerinin belirlendiği tarih esas alınarak bilirkişi tarafından tespit edilen değerin ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesinden ibarettir....
Ancak satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayette bulunulmamış ise ihalenin feshi davasında ileri sürülmesi halinde dinlenilmesine olanak yoktur. İİK'nın 128/a maddesinde "Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler...." hükmü yer almaktadır. İİK'nın 128/a-2. maddesi uyarınca; kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Ancak, doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12- 161 E.- 148 K. sayılı kararı)....