nın %10 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkemece kusur raporu esas alınarak ve 506 sayılı Yasanın 10. madde koşullarının da oluştuğu gözetilerek %92.5 kusur oranı üzerinden davanın kabulü yönünde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu karar davacı Kurum ve davalı ... A.Ş. tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 26.02.2018 tarihli ilamıyla; davalı ... A.Ş.'nin asıl işinin otel işletmeciliği olduğu göz önüne alınarak hurda malzeme söküm işinin istisna akdi kapsamında olup olmadığı veya satış yapılmak suretiyle verilip verilmediği, davalının asıl işveren olup olmadığının araştırılarak buna göre yeniden kusur tespiti yaptırılarak ve elde edilecek sonuç değerlendirilerek, ayrıca kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden Kurum lehine usuli kazanılmış hakkın oluşacağı gözetilerek karar verilmesi gerektiği yönünden bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada mahkemece yeniden kusur raporu alınmış olup, 19.05.2019 tarihli kusur bilirkişi raporunda; davalı ... A.Ş.'...
Mahkemece ayrı kusur raporu alınmayarak davalı ... aleyhine ......... esasına kayden “taksirle ölüme sebebiyet verme” suçundan açılan kamu davasında alınan ........ sigortalı İsmet Kaya'nın herhangi bir kusurunun bulunmadığının davalı ...'ın ise asli kusurlu olduğunun tespiti gereği davalının %100 kusurlu olduğu kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Öte yandan; sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumlularına karşı açılan tazminat davasında alınan kusur raporu, rücu davası yönünden bağlayıcı olmayıp, kesinleşmesi halinde güçlü delil niteliğinde sayılması gerekmektedir. Somut olayda; tazminat dosyasındaki kusur oranlarının işbu davaya ilişkin bağlayıcılığı bulunmadığı, hükme esas alınan tazminat dosyasındaki raporun trafik kazasına ilişkin ve yetersiz olduğu nazara alınarak, Mahkemece, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişilerden oluşacak kuruldan, 506 sayılı Kanun’un 26, 4857 sayılı Kanun’un 57, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 2 ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlenmiş kusur raporu alınarak, işverenin, sigortalının ve üçüncü kişi olan diğer davalıların kusur oran ve aidiyetlerinin gerçeğe uygun olarak tespiti yapıldıktan sonra yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekir....
Bu durumda, mahkemece, yapılacak iş; ceza dosyasındaki kusur raporlarıyla saptanan maddi olgular ile tazminat dosyasındaki deliller ve kusur raporu da gözetilerek, zararlandırıcı sigorta olayının gerçekleşmesinde kusurları bulunanların kusur oranlarının, iş kazalarını önlemek üzere bulundurulması gerekli araçların ve alınacak güvenlik tedbirlerinin neler olduğunu belirten ve kamu düzeni düşüncesi ile oluşturulan işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuat hükümlerini gözetilerek, mevcut hükümlere göre alınacak tedbirlerin neler olduğunun tespiti ile mevzuat hükümlerince öngörülmemiş, fakat alınması gerekli başkaca bir tedbir varsa, bunların dahi tespiti ile, bunların işverence tam olarak alınıp alınmadığı (=işverenin koruma tedbiri alma ödevi), alınmamışsa zararın bundan doğup doğmadığı, olaya, işçinin tedbirlere uymamasının etkili bulunup bulunmadığı (=işçinin tedbirlere uyma yükümlülüğü) ve bu doğrultuda tarafların kusur oranlarının saptanması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme karar verilmesi...
Dava konusu trafik kazasında, davacılar desteği yaya ile kazaya karışan meçhul araç sürücüsünün kusur oranlarının tespiti bakımından alınan, 20.10.2014 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi'nin raporunda, davacılar desteği yayanın olayda tam kusurlu olduğu ve meçhul araç sürücüsünün kusursuz olduğu yönünde görüş bildirildiği; mahkemece, bu rapor hükme esas alınarak karar verildiği görülmektedir. Davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında ise, davacılar desteği yayanın ilk geçiş hakkını araçlara vermemesi nedeniyle asli kusurlu olduğu ve meçhul araç sürücüsünün de çevresinde yerleşim birimleri ile t... yol bağlantısı olan yolda hızını azaltması gerekirken azaltmaması nedeniyle t... kusurlu olduğu şeklinde kusur tespiti yapılmıştır. Yine, ceza soruşturması kapsamında, mahallinde yapılan keşifle alınan trafik bilirkişisi raporunda da kaza tespit tutanağındakine benzer biçimde kusur durumu tespit edilmiştir....
oranına göre tahsili talebinde bulunduklarını, kaza sonrası müvekkilinin aracında oluşan hasar tutarı ve kusur araştırması için eksperden rapor alındığını, bağımsız sigorta eksperleri tarafından hazırlanan raporların delil niteliğinde olduğu göz önüne alınarak karar verilmesi arz ve talep ettiklerini, kusur oranının tespiti amacı ile alınan hizmet sonucunda müvekkilinin aracında meydana gelen toplam hasar tutarının ---------- hasar bedelinin davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olacağını, müvekkili tarafından söz konusu ekspertiz incelemesi ve kusur tespiti için yapılmış olup, ----- ekspertiz ücretleri ödeme yapıldığını beyan ile, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, davanın kabulünü, ---- tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebi ile müvekkilinin aracında meydana gelen şimdilik ----- hasar tutarının,----Ekspertiz rapor ücreti olmak üzere toplam --- tutarındaki maddi tazmin miktarının, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile...
İlk derece mahkemesince hesaplanan tazminat tutarından kusur oranında indirim yapılmaksızın tüm tazminat tutarının davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki, davacıya ait araç sürücüsünün kusursuz olduğu tespit edildiğine göre sigortalı araç sürücüsüne %75 kusur atfedilmesinin gerekçesi bilirkişi raporunda açıklanmamış olup, karar gerekçesinde de bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır. Kazaya etki eden başka bir unsurun bulunup bulunmadığı hususlarında ek rapor alınarak, kusur durumu netleştirildikten sonra, sigortalı araç sürücüsünün yanı sıra, davacıya ait araç sürücüsüne ya da başka bir unsura kusur atfedilmesi halinde davalı aleyhine hükmedilecek tazminattan kusur oranında indirim yapılması gerektiği de değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Davalı vekilinin kusur oranında tazminattan indirim yapılması gerektiğine yönelik istinaf sebebi yerindedir....
bu aşamada tarafların kusur oranlarının tespiti yönünden esastan bir değerlendirmeye yer verilmesi de hatalı olup davacının kusur oranlarının tespiti talebi yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir....
Kusur oranlarının tespiti ve araçta meydana gelen değer kaybı miktarının tespiti Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor aldırılmış, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi ... tarihli raporda özetle; kusur yönünden davacı ...'in kusursuz, davalı sürücü ...'in %100 oranında kusurlu olduğunu, kaza sonrası araçta oluşan değer kaybının ...-TL olduğunu belirttiği görülmüştür. Taraflar arasında görülen iş bu dava, trafik kazasından kaynaklanan araçta meydana gelen değer kaybına ilişkin maddi tazminat davasıdır....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 07/10/2016 tarihinde saat 10:00 sıralarında müvekkilinin okulda iken teneffüs arasında okulun karşısındaki dükkana yiyecek almak için giderken plakası bilinmeyen bir aracın müvekkiline çarptığını, kazanın plakası tespit edilemeyen araçtan kaynaklandığını, savcılık dosyasında kusur tespitinin yapılamadığını, bu nedenle kusur tespiti hususunda hukuken korunan yararlarının bulunduğunu, eda davası açabilmeleri için davalıya kanunda belirlenen belgelerle müracaat etmeleri gerektiğini, bu belgelerden birisinin kusur oranını gösterir raporların olduğunu, sigorta şirketine müracaat yapabilmeleri için eksiklikleri giderecek makamın mahkeme olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, delil tespiti istemine ilişkindir....