Uygulamada önemli olan, işverenin iş kazasına neden olmuş hareketinin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı bulunup bulunmadığının tespiti işidir. Bu konuda yapılacak ilk yargı işlemi, mevcut hükümlere göre, alınacak tedbirlerin neler olduğunun tespiti işidir. Mevzuat hükümlerince öngörülmemiş, fakat alınması gerekli başkaca bir tedbir varsa, bunların dahi tespiti zorunluluğu açıktır. Bunların işverence tam olarak alınıp alınmadığı, (=işverenin koruma tedbiri alma ödevi), alınmamışsa, zararın bundan doğup doğmadığı, duruma işçinin tedbirlere uymamasının etkili bulunup bulunmadığı (=işçinin tedbirlere uyma yükümlülüğü) ve bu doğrultuda tarafların kusur oranı saptanacaktır. Sorumluluğun saptanmasında kural, sorumluluğu gerektiren ve yasada belirlenmiş bulunan durumun kendi özelliğini göz önünde bulundurmak ve araştırmayı bu özelliğe göre yürütmektir....
Hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunda, davalının %20 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ceza dosyasında yapılan kusur değerlendirmesi ile dosyadan alınan kusur raporundaki kusur tespiti arasında çelişki oluşmuştur. Kusur tespitleri arasındaki çelişki giderilmeksizin karar verilmiştir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, raporlar arasındaki çelişki giderilmeli, ceza dosyasında mahkum olanlarla ilgili bir miktar kusur verilmeli, sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, temyiz eden davalı vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Mahkememizce kusur durumunun tespiti, davacının aracında meydana gelen hasar bedeli miktarının tespiti bakımından bilirkişi raporları aldırılmıştır. 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsünün kusursuz, davacı sürücü------- kazada tam kusurlu olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir....
Mahkemece bozma ilamından önce kusur oranlarının tespiti için emekli komiser bilirkişiden aldırılan 30/05/2011 tarihli rapora ve taraf vekillerinin itirazı üzerine Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti'nden aldırılan 05/11/2013 tarihli rapora göre davalı şirketin %35 oranında kusurlu, sigortalı araç sürücüsü ...'nun %65 oranında kusurlu, diğer araç sürücüsü ...'nun ise kusursuz olduğu belirlenmiş olup belirlenen kusur oranları mahkemece kabul görerek hükme esas alınmıştır. Aynı kaza ile ilgili olarak diğer araç işleteni Mahir Gülşen tarafından açılan davacıya, davacının sigortalı aracının sürücüsüne ve davalı şirkete karşı açılan ... 1....
Aile Mahkemesi Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına, davacı davalı kadının kusur belirlemesi ve iştirak nafakasının miktarına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine, davalı davacı erkeğin adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı davacı erkeğin kusur tespiti ve kadın lehine hüküm altına alınan tazminatlara ilişkin istinaf talebinin esastan kabulüne tarafların eşit kusurlu olduğunu tespiti ile kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yapmak, olayın iş kazası olduğunun Kurumca veya mahkemece belirlenmesi halinde iş kazasında tarafların kusur oranlarının tespiti için iş güvenliği uzmanlarından oluşan heyetten kusur raporu alarak çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. O halde davalı Bakanlık vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 15/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı-davalı erkek mirasçıları tarafından davaya 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesi uyarınca devam edilmiş, bu şekilde asıl ve birleşen boşanma davası 181 inci madde uyarınca münhasıran sağ kalan eşin kusur tespiti davasına dönüşmüştür. O halde; ortada kusur tespitine ilişkin tek bir davanın varlığından söz edilebilir. Eldeki davada yargılamanın konusu münhasıran sağ kalan eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurunun bulunup bulunmadığı olup, yalnızca bu hususta delillerin değerlendirilmesi ve hüküm kurulması gerekir. Sağ kalan eşin kusur tespiti yönünden devam edilen davada 30.12.2020 tarihinde davalı-davacı kadın vekili, vekillikten çekilmiş, kadına vekillikten çekilme dilekçesi ile duruşma davetinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davalı-davacı kadının duruşmalara katılmayarak boşanma yönünden konusuz kalan davasını takipsiz bırakmıştır....
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dava dilekçesinde davanın konusunu "Müvekkile ait araçla meydana gelen zincirleme kazaya ait hasar ve kusur oranı ve değer kaybı tespiti ve belirlemelere dayanacak tazminat ve değer kaybı taleplerimizin hüküm altına alınması" şeklinde açıkladıklarını, dava değerini "Fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak ve kusur oranları ve zarar ziyan tutarının tespitine dayalı olarak 1.000 TL zarar ve 1.000 TL değer kaybı" olarak belirttiklerini, talep neticesi kısmında ise "Tarafların kusur oranlarının tespiti, buna bağlı olarak da tarafların kusur oranlarına isabet eden miktarının tespiti, belirlenen tazminat tutarının sorumlu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, davalıların yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesi" olarak açıkladıklarını, davadaki talebin HMK hükümlerine göre yeterince açık olduğunu, 13.10.2022 tarihli celse ara karar gereğini zuhulen süresinde yerine getiremediklerini, geciken bir...
Dosya kapsamından, davacıların 27/12/2011 tarihinde batan Doğu Haşlaman isimli gemide gemi adamı olarak bulundukları, davalıların bu geminin donatanı ve işleteni oldukları, mahkemece kusur durumunun tespiti açısından rapor alınmaksızın aynı olaya ilişkin ceza dava dosyasında alınan bilirkişi kusur raporuna üstünlük tanınarak sonuca ulaşıldığı anlaşılmaktadır. İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında kusur oranında tespit olunan maddi zarardan indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....
Arıza ihbarı üzerine gidilen köyde, sigortalının enerjisi kesilmeyen direğe çıktığında, akıma kapılıp vefat etmesi şeklinde gerçekleştiği anlaşılan somut olay hakkında düzenlenen ilk kusur raporunda işverenin %70, kazalının %30, hükme esas alınan kusur raporunda ise kazalı sigortalının %100 kusurlu bulunduğu, bu haliyle oluşan çelişki giderilmeksizin ve oluşa uygun olmayan rapora dayanılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, öncelikle olayın gerçekleşme şekline dair ayrıntılar ortaya konulmalı, sonrasında iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişilerden oluşacak kuruldan, 506 sayılı Kanun’un 26, 4857 sayılı Kanun’un 57, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 2 ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlenmiş kusur raporu alınarak, işverenin, sigortalının ve varsa üçüncü kişilerin kusur oran ve aidiyetlerinin gerçeğe uygun olarak tespiti yapıldıktan sonra yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekir....