Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HÜKÜM ÖZETİ : Mahkemece davanın kabulü ile; davacı adına davalı kurum tarafından düzenlenen 2012/016754 ve 2012/016755 takip numaralı ödeme emirlerinin iptaline, davacının iptaline karar verilen ödeme emrine konu borçtan dolayı kuruma karşı sorumluluğunun bulunmadığının tespitine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kurum vekili, müvekkili kurum işleminin kanuna ve ilgili mevzuata uygun olduğunu, davacının herhangi bir ödeme yapmadığı gibi borcu da yapılandırmadığını ve davacının zamanaşamı itirazlarını kabul etmediklerini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. UYUŞMAZLIK KONUSU : Taraflar arasında, takibe konu kurum alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda ihtilaf bulunmaktadır....

talep ve dava etmiştir SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki, derdestlik, husumet, görev, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir....

gerekli olduğu, davacıların murisi hakkında düzenlenen ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ belgesi bulunmadığı gibi ödeme emrinde "ödeme emrine karşı kanun yolu, süresi ve mercii" belirtilmediğinden tebliğ edilmiş olsa dahi hak düşürücü sürenin işlemeyeceği, 10.06.2016 günü düzenlenen mal bildirimi kağıdında davacı murisinin takip ve haciz tehdidi altında ödeme emrini 07.06.2016 tarihinde tebellüğ ettiğine dair beyanının Kurum kayıt ve belgeleri ile doğrulanmadıkça serbest (...) irade ile beyan edilmiş doğru bir bilgi olarak kabulünün mümkün olmadığı, davacı murisi hakkında kesinleşen Kurum alacağı bulunmadığından muris adına kayıtlı taşınmaza haciz tatbikinin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacının istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi nin 2...

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacının yaşlılık aylığının iptaline yönelik Kurum işleminin iptali ile Kurumca yersiz alınan aylıkların iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı Yusuf Akıcı'nın 06/06/2001 tarihinde vefat ettiğini, toplam hizmet süresinin 1085 gün olduğunu, bu nedenle davacıya bağlanan aylığın iptal edildiğini ve yersiz ödeme talep edildiğini, Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

        İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 16/09/2020 NUMARASI : 2019/483E - 2020/136K DAVA KONUSU : İş (Kurum İşleminin İptali İstemli) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin 7143 sayılı kanundan yaralanmak suretiyle kuruma başvurduğunu, prim borçlarının ödenmesi için kurum ve Ziraat Bankası arasında yapılan protokol gereği bankaya başvurduğunu, kredi başvurusunun kabul edildiğini, kurum tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını ve son ödeme tarihinin geçtiğinden bahisle başvurusunun işlemden kaldırıldığını, kurumun kusurunun olması sebebiyle paranın bankadan kuruma aktarılmadığını, davalı kurumun emeklilik başvurusunun işlemden kaldırılmasına yönelik işleminin iptalini ve emeklilik işlemlerinin tamamlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Ancak ne var ki haciz işleminin uygulanabilmesi için 6183 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak yürütülen bir takip ve usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmesi gerekir. Bir başka ifade ile davacı hakkında kesinleşmiş bir icra takibi bulunmalıdır. Somut olayda, takibin 6183 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak yürütülmediği ve davacıya usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmeden hakkında haciz işlemlerine başlanıldığı anlaşılmaktadır. Usulüne uygun bir ödeme emri tebliği bulunmamasına rağmen davacı hakkında haciz işlemi uygulanmasına yönelik Kurum işlemi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla ilk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın isabetli olduğu sonucuna varılmıştır....

        TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının 01/04/2019 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı aldığını, Kurum müfettişleri tarafından yapılan denetim sonucu davacının, dava dışı Tacettin Güven'e ait iş yerinde fiilen çalışmadığı gerekçesiyle bu iş yerinden davacı adına bildirilen 01/06/2016- 30/09/2016 tarihleri arasındaki çalışmalarının iptal edildiğini, yaşlılık aylığının kesildiğini ve ödenen aylıklar ile bayram ikramiyesinin de geri istenildiğini, davacı hakkında ödeme emri düzenlendiğini, Kurum işleminin hukuka aykırı olduğunu, davacının iptal edilen bildirimlerinin gerçek çalışmaya dayalı olduğunu ileri sürerek Kurum işleminin ve düzenlenen ödeme emrinin iptaline, 01/04/2019 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine, ödenmeyen yaşlılık aylıklarının aylığının kesilme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsiline, tedbiren yargılama süresince yaşlılık aylıklarının ödenmesine...

        Bu yönde, 3201 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinin önceki düzenlemesinde açıkça “ödeme tarihi” esas alındığından, bu konuda çıkabilecek uyuşmazlık ödeme tarihine göre çözümlenmekte iken, yürürlükte olan düzenleme tahakkuk tarihindeki primin tebliğden itibaren üç aylık süre içinde ödenmesi şeklinde olup, bu üç aylık sürenin geçirilmesi durumunda borçlanma bedeli olarak ödenecek prim miktarının nasıl belirleneceği irdelenmelidir. Burada, Kurum işleminin hukuka uygun olması kriter olarak alınmalıdır. Kurum, yapılan borçlanma başvurusunu hukuka uygun olarak değerlendirmiş ve yaptığı borç tahakkukunu tebliğ etmiş, buna rağmen borçlanma bedeli Yasada belirtilen üç aylık süre içinde ödenmemiş ise, 3201 sayılı Kanunun 4'üncü maddesi gereği borçlanmak için Kuruma yeniden başvuru gerektiğinden, davanın açıldığı tarihe bakılmaksızın buna ilişkin isteğin reddine karar verilmelidir....

          İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece asıl dosya ve birleşen dosyaların kabulüne karar verildiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinde hukuka aykırı bir tarafı bulunmadığını, kurum tarafından denetim yapıldığı sırada T1 şirket yetkilisi gibi hareket ettiğini, bu sebeple şahsi sorumluluğunun olduğunu, kurumca yapılan işlemlerde bir hata bulunmadığını, ayrıca her dosya için ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından, davalı kurum denetmeni tarafından 30/09/2016 tarihinde İstiklal mah. Yeşiltepe sok. Karanfil apt....

          UYAP Entegrasyonu