borçlanmanız iptal edilmiş olup dilekçenize yapılacak herhangi bir işlem bulunmamaktadır." şeklinde cevap verildiğini belirterek, dava konusu davacının talebinin reddine ilişkin kurum işleminin iptalini talep ve dava etmiştir....
Bu yönde, 3201 Sayılı Yasa'nın 4. maddesinin önceki düzenlemesinde açıkça “ödeme tarihi” esas alındığından, bu konuda çıkabilecek uyuşmazlık ödeme tarihine göre çözümlenmekte iken, yürürlükte olan düzenleme tahakkuk tarihindeki primin tebliğden itibaren üç aylık süre içinde ödenmesi şeklinde olup, bu üç aylık sürenin geçirilmesi durumunda borçlanma bedeli olarak ödenecek prim miktarının nasıl belirleneceği irdelenmelidir. Burada, Kurum işleminin “hukuka uygunluğu” kriter olarak alınmalıdır....
Maddesi uyarınca kanuni temsilci sıfatı ile kurum alacaklarının müvekkilinden istendiğini, 05/02/2020 tarihinde müvekkiline yapılan tebligatta 2019/030031, 2019/030028, 2019/030017 ve 2019/030032 sayılı ödeme emirlerinin tebliğ edildiğini, müvekkilinin dava dışı kulüpte 22/06/2013- 16/06/2015 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, 16/06/2015 tarihinde istifa etmek suretiyle görevden ayrıldığını, kulüp adına hiçbir finansal kurumda veya resmi kurumda borç ve sorumluluk doğuracak işlem yapmadığını, müvekkilinin kulübün çalıştığı bankalar ile vergi dairesi nezdinde de hiçbir işlemi olmadığını, kurum alacaklarını zamanaşımına uğradığını, davalı kurum tarafından düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak düzenlenmediğini ve iptali gerektiğini belirterek, dava konusu ödeme emirlerinin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı kurum üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı Yusuf Akıcı'nın 06/06/2001 tarihinde vefat ettiğini, toplam hizmet süresinin 1085 gün olduğunu, bu nedenle davacıya bağlanan aylığın iptal edildiğini ve yersiz ödeme talep edildiğini, Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
talep ve dava etmiştir SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki, derdestlik, husumet, görev, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir....
gerekli olduğu, davacıların murisi hakkında düzenlenen ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ belgesi bulunmadığı gibi ödeme emrinde "ödeme emrine karşı kanun yolu, süresi ve mercii" belirtilmediğinden tebliğ edilmiş olsa dahi hak düşürücü sürenin işlemeyeceği, 10.06.2016 günü düzenlenen mal bildirimi kağıdında davacı murisinin takip ve haciz tehdidi altında ödeme emrini 07.06.2016 tarihinde tebellüğ ettiğine dair beyanının Kurum kayıt ve belgeleri ile doğrulanmadıkça serbest (...) irade ile beyan edilmiş doğru bir bilgi olarak kabulünün mümkün olmadığı, davacı murisi hakkında kesinleşen Kurum alacağı bulunmadığından muris adına kayıtlı taşınmaza haciz tatbikinin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacının istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi nin 2...
HÜKÜM ÖZETİ : Mahkemece davanın kabulü ile; davacı adına davalı kurum tarafından düzenlenen 2012/016754 ve 2012/016755 takip numaralı ödeme emirlerinin iptaline, davacının iptaline karar verilen ödeme emrine konu borçtan dolayı kuruma karşı sorumluluğunun bulunmadığının tespitine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kurum vekili, müvekkili kurum işleminin kanuna ve ilgili mevzuata uygun olduğunu, davacının herhangi bir ödeme yapmadığı gibi borcu da yapılandırmadığını ve davacının zamanaşamı itirazlarını kabul etmediklerini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. UYUŞMAZLIK KONUSU : Taraflar arasında, takibe konu kurum alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda ihtilaf bulunmaktadır....
Ancak ne var ki haciz işleminin uygulanabilmesi için 6183 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak yürütülen bir takip ve usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmesi gerekir. Bir başka ifade ile davacı hakkında kesinleşmiş bir icra takibi bulunmalıdır. Somut olayda, takibin 6183 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak yürütülmediği ve davacıya usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmeden hakkında haciz işlemlerine başlanıldığı anlaşılmaktadır. Usulüne uygun bir ödeme emri tebliği bulunmamasına rağmen davacı hakkında haciz işlemi uygulanmasına yönelik Kurum işlemi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla ilk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın isabetli olduğu sonucuna varılmıştır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 16/09/2020 NUMARASI : 2019/483E - 2020/136K DAVA KONUSU : İş (Kurum İşleminin İptali İstemli) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin 7143 sayılı kanundan yaralanmak suretiyle kuruma başvurduğunu, prim borçlarının ödenmesi için kurum ve Ziraat Bankası arasında yapılan protokol gereği bankaya başvurduğunu, kredi başvurusunun kabul edildiğini, kurum tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını ve son ödeme tarihinin geçtiğinden bahisle başvurusunun işlemden kaldırıldığını, kurumun kusurunun olması sebebiyle paranın bankadan kuruma aktarılmadığını, davalı kurumun emeklilik başvurusunun işlemden kaldırılmasına yönelik işleminin iptalini ve emeklilik işlemlerinin tamamlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacının yaşlılık aylığının iptaline yönelik Kurum işleminin iptali ile Kurumca yersiz alınan aylıkların iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....