TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının 01/04/2019 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı aldığını, Kurum müfettişleri tarafından yapılan denetim sonucu davacının, dava dışı Tacettin Güven'e ait iş yerinde fiilen çalışmadığı gerekçesiyle bu iş yerinden davacı adına bildirilen 01/06/2016- 30/09/2016 tarihleri arasındaki çalışmalarının iptal edildiğini, yaşlılık aylığının kesildiğini ve ödenen aylıklar ile bayram ikramiyesinin de geri istenildiğini, davacı hakkında ödeme emri düzenlendiğini, Kurum işleminin hukuka aykırı olduğunu, davacının iptal edilen bildirimlerinin gerçek çalışmaya dayalı olduğunu ileri sürerek Kurum işleminin ve düzenlenen ödeme emrinin iptaline, 01/04/2019 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine, ödenmeyen yaşlılık aylıklarının aylığının kesilme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsiline, tedbiren yargılama süresince yaşlılık aylıklarının ödenmesine...
Bu yönde, 3201 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinin önceki düzenlemesinde açıkça “ödeme tarihi” esas alındığından, bu konuda çıkabilecek uyuşmazlık ödeme tarihine göre çözümlenmekte iken, yürürlükte olan düzenleme tahakkuk tarihindeki primin tebliğden itibaren üç aylık süre içinde ödenmesi şeklinde olup, bu üç aylık sürenin geçirilmesi durumunda borçlanma bedeli olarak ödenecek prim miktarının nasıl belirleneceği irdelenmelidir. Burada, Kurum işleminin hukuka uygun olması kriter olarak alınmalıdır. Kurum, yapılan borçlanma başvurusunu hukuka uygun olarak değerlendirmiş ve yaptığı borç tahakkukunu tebliğ etmiş, buna rağmen borçlanma bedeli Yasada belirtilen üç aylık süre içinde ödenmemiş ise, 3201 sayılı Kanunun 4'üncü maddesi gereği borçlanmak için Kuruma yeniden başvuru gerektiğinden, davanın açıldığı tarihe bakılmaksızın buna ilişkin isteğin reddine karar verilmelidir....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece asıl dosya ve birleşen dosyaların kabulüne karar verildiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinde hukuka aykırı bir tarafı bulunmadığını, kurum tarafından denetim yapıldığı sırada T1 şirket yetkilisi gibi hareket ettiğini, bu sebeple şahsi sorumluluğunun olduğunu, kurumca yapılan işlemlerde bir hata bulunmadığını, ayrıca her dosya için ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından, davalı kurum denetmeni tarafından 30/09/2016 tarihinde İstiklal mah. Yeşiltepe sok. Karanfil apt....
K A R A R 1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2) Dava, yurt dışı borçlanması yoluyla kazanılan hizmet süresi gözönünde tutularak bağlanan yaşlılık aylığının kesilmesine yönelik Kurum işleminin iptali ile yersiz ödeme nedeniyle talep edilen 25.317,51 TL ve yasal faizinden davacının sorumlu olmadığının tespiti, Kurum tarafından açılan ve birleşen dava ise davacı-davalı ...'ya yersiz ödenen 25.317,51 TL ana para ve 22.986,41 TL faizin (her bir maaşın ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) tahsili istemine ilişkindir....
DEĞERLENDİRME/GEREKÇE: İşbu dava kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Davacı tarafından davalı kurum aleyhine ile açılan davada, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu ve 667 sy. KHK ile kapatılan dernek adına yapılan resen iş yeri tescilinin iptali, işleminin iptali davasının kabulüne dair kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacının 667 sy....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T2 vekili: davacının incelenen Kurum kayıtlarından kayıt dışı istihdamda bulunduğunun açık olduğu ve Kurum işleminde hata bulunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Davacı dava dilekçesinde Kurum tarafından aleyhine verilen 10.600,00 TL para cezasının iptalini talep ettiğini belirtmiş, 31.10.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında ise mahkemece uyuşmazlık işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan Kurum işleminin iptali şeklinde belirlenmiştir....
Sanayi Anonim Şirketinin borcunun bulunduğunun bildirildiğini, davacı adına herhangi bir ödeme emri gönderilmediğini, hangi miktar, hangi dönem borcundan sorumlu tutulduğunu bilmediğini, ödeme emri gönderilip takip kesinleşmeden haciz işlemi yapılamayacağını, borçlu şirkete bir müddet yönetim kurulu üyeliği yapmış ise de şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığını, öte yandan yetkili ve sorumlu olan bir kişi hakkında takip yapılması için gerekli şartların oluşmadığını, borçlu şirketten alacağın tahsili mümkün iken dolaylı sorumluluğu gereken temsilci hakkında takip yapılamayacağını belirterek; davalı Kurumun başlattığı icra işleminin ve ... plakalı araca haciz konulması işleminin iptaline karar verilmesini, ıslah dilekçesi ile kurum işleminin, icra takibinin ve haczin iptali şeklinde ıslah ettiğini talep etmiştir. II-CEVAP Davalı Kurum vekili, ödenmeyen sigorta prim borçlarından dolayı 6183 sayılı Kanun uyarınca ......
GEREKÇE: İşbu dava Kurum İşleminin ve Borcun İptali istemine ilişkindir....
İhtiyati haciz kesin hacze dönüşmediği sürece hacizli malın paraya çevrilerek borcun tahsiline olanak vermeyeceği yasanın açık düzenlemesinin gereği olup, ödeme emrinin tebliği ve takibin kesinleşmiş olması şartları aranmamaktadır. Somut olayda; mahkeme gerekçesine göre davacı hakkında düzenlenmiş bir ödeme emri olmadığı, tebliğ edilmediği, bu nedenle davacıya ödeme emri tebliğ edilmeden ve kesinleşmiş bir takip olmadan davacının maaşına haciz konmasının mümkün olmaması gerektiği görüşü ile davacı aleyhine yapılan ihtiyati haciz işleminin iptaline karar verilmesi yukarıdaki açıklamalar ışığı altında hatalı olmuştur. Yapılacak iş; 6183 sayılı Kanun'un 13 ve devamı maddelerine göre ihtiyati hacizde ödeme emrinin tebliği ve takibin kesinleşmiş olması şartları aranmadığı göz önünde bulundurularak, davanın bu yasa maddeleri çerçevesinde değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı- karşı davacı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, Kurumun 21.11.2013 tarihli ve 1656133 sayılı yaşlılık aylığının kesilmesine ve yersiz ödeme borcu çıkartılmasına dair işleminin iptali ile davacının 01.04.1992 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Birleşen dava, Kurum tarafından sigortalı çalışmaların iptali nedeniyle yersiz ödenen maaş ve diğer birleşen dava ise sağlık harcamalarının davacıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemenin, asıl davanın kabulü ile birleşen davaların reddine dair kararının Dairemizin 27.11.2017 gün ve 2017/283 E. 2017/9792 K.sayılı kararı ile bozulması üzerine, mahkemece uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda hükümde yazılı biçimde asıl davanın kabulüne, Kurum tarafından açılan ve birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir....