Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kredinin verildiği tarihte yürürlükte olan “Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortalar uygulama Esasları Yönetmeliği”nin “İhtiyari sigortalar” başlıklı 6. maddesinde “Kredi ile bağlantılı olarak yapılacak ihtiyari sigortalarda, kredi ilgilisinin menfaatinin sigorta edilmesi, sigorta sözleşmesi ile sunulan teminatların kredi konusu ve kredi kullananın ihtiyaçları ile uyumlu olması esastır. “Bilgilendirme yükümlülüğü” başlıklı 7. maddesinde “(1) Kredi ile bağlantılı olarak yapılacak sigortalar konusunda, kredi sözleşmesi yapılmadan önce, kredi kuruluşu tarafından kredi kullanana bilgi verilir. Söz konusu bilginin verilmesine ilişkin usul ve esaslar Müsteşarlıkça tespit edilir. (2) Kredi kuruluşunun aracı olduğu kredi bağlantılı sigorta sözleşmelerine ilişkin bilgilendirme yazılı olarak yapılır....

    Somut olayda, davacıların mirasbırakanı ile dava dışı banka arasında tüketici kredisi sözleşmesi düzenlendiği, davalı tarafından tüketici kredisi kapsamında hayat sigortası yapıldığı, mirasbırakanın ölümünden sonra davalı sigorta şirketince murisin poliçe başlangıç tarihinden önceki hastalığı bulunduğu ve bu hastalığı beyan etmediği gerekçesi ile kalan kredi borcunun düzenlenen sigorta sözleşmesi gereğince karşılanmadığı, dava dışı banka ya ödenmeyen tüketici kredisinin kalan kısmının ödenmek üzere davalıdan tahsili istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın konusu, olayda, davacıların irsi halefi oldukları murisleri ile davalı arasında tüketici kredisi ve hayat sigortası sözleşmesi bulunmakta olup ihtilaf bu sözleşmeden kaynaklanmaktadır....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili banka arasında akdedilen sözleşmenin tüketici sözleşmesi niteliğinde olduğunu, kredi veren kuruluş olarak müvekkili bankanın davalı tüketici ile yaptığı kredi kullandırma niteliğine haiz olan Tüketici Kredisi Sözleşmesi'nden kaynaklandığını, 6502 sayılı TKHK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, TKHK'da arabuluculuğun dava şartı olarak belirtilmediğini, ticari kuruluş olan müvekkili bankanın yaptığı işlemlerde karşı tarafın tüketici olması durumunda uygulanacak kanun ve hükümlerin işin niteliğine göre belirlenebileceğini, sözleşmenin niteliği ve amacı göz önünde bulundurulduğunda 6502 sayılı TKHK'nın madde 22 ve devamı hükümlerin uygulanması gerektiğini, taraflar arasında müvekkili bankanın tüketici kredisi kullandırması neticesinde davalının tüketici sıfatı ile işlem yaptığı bir sözleşmenin gerçekleştirildiğini, davanın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığını beyan ederek yerel mahkeme...

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili banka arasında akdedilen sözleşmenin tüketici sözleşmesi niteliğinde olduğunu, kredi veren kuruluş olarak müvekkili bankanın davalı tüketici ile yaptığı kredi kullandırma niteliğine haiz olan Tüketici Kredisi Sözleşmesi'nden kaynaklandığını, 6502 sayılı TKHK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, TKHK'da arabuluculuğun dava şartı olarak belirtilmediğini, ticari kuruluş olan müvekkili bankanın yaptığı işlemlerde karşı tarafın tüketici olması durumunda uygulanacak kanun ve hükümlerin işin niteliğine göre belirlenebileceğini, sözleşmenin niteliği ve amacı göz önünde bulundurulduğunda 6502 sayılı TKHK'nın madde 22 ve devamı hükümlerin uygulanması gerektiğini, taraflar arasında müvekkili bankanın tüketici kredisi kullandırması neticesinde davalının tüketici sıfatı ile işlem yaptığı bir sözleşmenin gerçekleştirildiğini, davanın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığını beyan ederek yerel mahkeme...

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/06/2017 NUMARASI : 2016/561 ESAS-2017/266 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) KARAR : Nazilli 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/06/2017 tarih ve 2016/561 Esas-2017/266 Karar sayılı karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla, dosyada bilgi ve belgeler değerlendirilerek gereği düşünüldü: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili banka arasında GKS imzalandığını, kredi taksitinin ödenmemesi nedeni ile hesabın kat edilerek davalıya tebliğ edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine Nazilli 1.İcra Müd.'nün 2015/1121 E.sayılı dosyasından yapılan takipte itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Dava, kredi kartı ve tüketici kredisi sözleşmesi uyarınca kullanılan kredilerin tahsili için başlatılan takibe karşı açılan itirazın iptali davası kapsamında talep edilen ihtiyati haciz istemine ilişkindir....

      Somut olayda, dosya içinde taraflar arasında 05.04.2012 tarihli ve 230.000,00 TL bedelli sözleşmenin imzalandığı ve sözleşmenin ekinde yer alan tüketici kredileri geri ödeme planında kredinin türünün "ticari" kredi adının ise "işletme ihtiyaç kredisi" olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, dava konusu kredinin ticari nitelikte olup olmadığının araştırılması, kredinin ticari kredi olduğunun belirlenmesi halinde davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmek suretiyle uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken, bu konuda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan kredinin tüketici kredisi olduğu kabul edilerek Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.   2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.  ...

        Dosyada mevcut belgeler incelendiğinde davacının davalı bankadan hem ticari kredi hem tüketici kredisi kullandığı görülmekle, bahse konu kredilere ilişkin belge ve dekontların gönderilmesine rağmen, mahkemece; davacının kullandığı kredilerin hangisinin ticari kredi hangisinin ise tüketici kredisi olduğu hususunun yeterince incelenmemesi ve davacının kullandığı anlaşılan tüketici kredisinin ve ticari kredilerin tümünü kapsayacak şekilde, bütün kalemler hakkında iade karar verilmesi usulsüzdür....

          Mahkemece, kredi sözleşmesinde ürünün tam ve eksiksiz teslim alındığı yazılı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davanın tüketici mahkemesi sıfatıyla açılıp, davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakıldığı halde karar başlığına "tüketici mahkemesi sıfatıyla" yazılmaması maddi hataya müstenit olup, mahallinde her zaman düzeltilmesi mümkün olduğundan bozma sebebi olarak görülmemiştir. 2-Davacı ile dava dışı Koç tüketici fianansmanı ve kart hizmetleri A.Ş. arasında tüketici kredisi sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşmenin matbu olarak hazırlanıp, bedel, taksit, faiz oranı, kimlik bilgileri kısımlarının boş olduğu ve özellikle kredi konusu ürünü teslim alındığı kısmında matbu olarak yazıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin bağlı kredi olduğu dosya içeriği ile sabit olduğu gibi bu husus taraflarında kabulundedir....

            “Mevzuatları gereği tüketicilere nakit kredi vermeye yetkili olan banka, özel finans kuruluşu ve finansman şirketlerine” kredi veren olarak tanımlamıştır. T.K....nun 10. maddesi gereğince “Tüketici kredisi tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir” hükmü getirilmiştir. Aynı yasanın 23. maddesinin 1. fıkrasında ise “ bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” hükmüyle kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir. Somut olay değerlendirildiğinde, davacı tüketicinin davalı kredi verenden tüketici kredisi aldığı ve bu kredinin geri ödemesiyle ilgili uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, sözü edilen yasanın 23. maddesi hükmü gereğince, davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir....

              Açıklandığı üzere, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kredi kartı ve "Konut Finansmanı Kredisi" gibi tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla getirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüde düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir. Tüketici Yasasına göre daha genel bir yasa olan İİK'nun 149.maddesi, bu özel yasanın kapsamında kalmayan krediler için uygulanabilir olup, yasa koyucunun anılan kredilere açıkça Tüketici Yasasında yer vermiş olması da, maksadının bu yönde olduğunu ortaya koymaktadır....

                UYAP Entegrasyonu