Kişi Ali Osman Kara arasında imzalanan konut finansman kredisi (tüketici kredisi) nedeniyle davacının daha sonra satın almış olduğu taşınmaz üzerinde kurdurulmuş ipoteğin kaldırılmasından kaynaklanmakta olup; davacının ipoteğe konu konut finansman kredisi (tüketici kredisi) sözleşmesinden kaynaklı tahsilatın tamamının banka tarafından yapılmış olması nedeniyle taşınmazda tapu siciline davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin terkinine karar verilmesi taleplidir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle davalı banka ile dava dışı 3. Şahıs Ali Osman Kara arasındaki konut finansman kredisi sözleşmesine dayalı temel ilişki ile tebaen, tüketici işlemi olduğu gözetildiğinde davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı, aynı yasanın 73. maddesi gözetilerek davaya bakmaya tüketici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır....
Her ne kadar davalı banka tarafından davacıya tüketici kredisi kullandırıldığı iddia edilmiş ve kredi ile ilgili belgelere tüketici taşıt kredisi yazılmış ise de; yük nakli için kullanılan ticari araç için alınan kredi, tüketici kredisi olarak kabul edilemez. Bu durumda davaya da tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılamaz. Hal böyle olunca davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi değil Genel Mahkemeler görevlidir. Mahkemece Tüketici Mahkemesi sıfatı ile davaya bakılması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 21.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, davacı tarafından, davalı bankadan kullanılan ve ticari krediler dışında kalan 08/01/2010 tarihli taşıt kredisi, 22/04/2011 tarihli konut kredisi, 02/09/2009 tarihli bireysel kredi, 28/01/2011 tarihli taşıt kredisi olan tüketici sözleşmeleri nedeniyle davalı Banka tarafından yapılan kesinti miktarı 1.454,60 TL + 1.250,77 TL olmak üzere toplam 2.705,37 TL'dir. Bu itibarla, mahkemece görevi dahilinde bulunan tüketici kredileri yönünden dava konusu tutar 2.705,37 TL olmasına rağmen, davanın tamamen kabulüne karar verildikten sonra 1.454,60 TL'nin tahsiline karar verilerek bakiye kalan 1.250,77 TL yönünden herhangi bir hüküm kurulmaması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
Tüketici Mahkemesi kararı ile davanın ret olunduğunu, kararın kesinleştiğini, yargılama sürecinde ... gitmek zorunda kaldığını ve yıprandığını ileri sürerek, 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının manevi yönden nasıl bir zarara uğradığını kanıtlaması gerektiğini, kaldı ki bankaya hem kredi kartı hem de tüketici kredisi borcu bulunduğunu, kredi kartı borcunun ödenmesine rağmen tüketici kredisi borcunun devam ettiğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında kredi kartı ve tüketici kredisi nedeniyle ilişki bulunduğu, davacının manevi olarak zarara uğradığı yolundaki iddiasının soyut beyana dayalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir” şeklinde tanımlandıktan sonra maddede bu tür sözleşmelerin yapılma koşulları ile borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları gibi farklı ve özel şartlara yer verilmiştir....
- KARAR - Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 2009 yılında ipotekli konut finansman sözleşmesi imzalandığını, kredi borcunun yeniden yapılandırılması için davalı ile bu kez genel kredi sözleşmesi imzalandığını, Tüketici Hakem heyetince konut kredisi nedeniyle kesilen 18.425,00-TL'nin iadesine karar verildiğini, davalı bankanın ticari kredi kullandırılmış gibi gösterip borçlandırdığını ve haksız olarak icra takibi başlattığını belirterek Tüketici Hakem Heyetinin iadesine karar verdiği 18.425,00TL'nin davalıdan istirdadına ve genel kredi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının konut kredisi dışında akdedilen genel kredi sözleşmesi gereği doğmuş ve doğacak borçların teminatı olarak ipotek alındığını, krediden kaynaklı borcun ödenmediğini ve buna dayanarak haklı icra takibi başlatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "Somut olayda, davalıların murisi ile davacı banka arasında 18/05/2018 tarihinde 8.500,00 TL tutarlı tüketici kredisi, 17/04/2015 tarihinde 4.500,00 TL tutarlı tüketici kredisi, 11/05/2016 tarihinde 3.500,00 TL tutarlı tüketici kredisi, 13/03/2015 tarihinde kredi kartı üyelik sözleşmesinin imzalandığı, davalıların murisinin 07/06/2018 tarihinde vefat ettiği, davacı banka tarafından muris adına 15/09/2018 tarihinde hesabın kat edildiği bildirilerek ihtarname gönderildiği ve borçlunun vefat etmesi nedeniyle ihtarnamenin iade edildiği, mirasçılar aleyhine 26/07/2019 tarihinde kredi kartı alacağına yönelik 495,74 TL tek hesap (KMH) alacağına yönelik 1.761,76 TL , 115- 7829498 nolu kredi alacağına yönelik 1.513,86 TL, 457- 7873259 nolu kredi alacağına yönelik 170,24 TL, 457- 7906482 nolu kredi alacağına yönelik 8.593,51 TL, asıl alacaklar üzerinde icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır....
Davalı vekili, davacının bireysel tüketici kredisi kullanmadığını, genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kredi kullandığını, kredinin ticari kredi niteliğinde olduğunu, bankaların zorunlu masrafları isteyebileceğini, yapılan kesintilerin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalı banka tarafından da davaya konu edilen masraflara ilişkin dosyaya açık net bilgi ve belgeler sunulmadığı, davalı banka tarafından davacı tüketiciden alınan ekspertiz ücretinin maktu olarak yazıldığı, bankanın aynı miktarda ekspertiz ücreti ödediğini gösterir belge sunmadığı, bu durumda da ispat koşulunun gerçekleşmediği, davaya konu kredinin tüketici kredisi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1....
Somut olayda uyuşmazlığa konu kredinin "Bireysel Kredi Sözleşmesi"ne istinaden kullandırıldığı sözleşmede asıl dava davacısının müşteri, birleşen dava davacısının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, kredi sözleşmesinin kapsamı, kredinin kullandırılım şartları, kredi kullananın sıfatı nazara alındığında kredinin tüketici kredisi olduğu anlaşıldığı gibi asıl ve birleşen dosya davalısı banka vekili de kredinin tüketici kredisi olduğunu cevap dilekçelerinde beyan etmiştir. Bu durumda mahkemece dava konusu uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, taraflar arasında imzalanan tüketici kredisi sözleşmesine istinaden davacı tüketiciden tahsil edilen bir kısım masrafların haksız olduğu iddiasına dayalı olarak açılan alacak istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde her ne kadar kredi kartı ile ilgili de talep de bulunulmuş ise de; anılı talebe ilişkin konusu istinaf sebebi ileri sürülmediğinden; Dairemizce inceleme istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Tüm dosya münderecatının incelenmesinden 25/12/2007 tarihinde 196.800,00 TL konut kredisi, 21/06/2011 tarihinde 140.000,00 TL tutarında taşıt kredisi, 11/12/2014 tarihinde 100.000,00 TL tutarında tüketici kredisine ilişkin taraflar arasında sözleşme düzenlendiği görülmüştür....