Gönderilen ihtarname "birbirini izleyen en az iki taksit yönünden ödemede temerrüde düşüldüğünün ve bu iki taksidin 7 gün içinde ödenmesinin aksi halde tüm alacağın muaccel olacağının” bildirilmesi gerektiği halde bu hususları içermeyen ihtarnamenin usulüne uygun olduğu kabul edilerek ve davalı tüm kredi borcu yönünden temerrüde düşmediği halde muaccel olmayan alacaklar yönünden icra takibine başlanması ve bu ihtara dayanılarak icra takip tarihi itibariyle henüz ödeme tarihi gelmemiş taksitleri de içerir şekilde davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir. 3-4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 23. maddesinin 2. fıkrasında tüketiciler tarafından açılan davaların harçtan muaf olduğu belirtilmiştir. Maddenin amacından tüketici aleyhine açılan ve tüketici mahkemesinde görülüp, tüketici aleyhine sonuçlanan davalarda da tüketicinin haçtan sorumlu tutulmaması gerekir....
Dava tüketici kredisi ve kredi kartı alacağının tahsili için başlatılan icra takibinde itirazın iptaline ilişkindir. Kredi kartı borcunun değerlendirilmesinde, icra takibinden önce davacının muaccel olmuş kredi kartı borcunun banka tarafından taksitlere bölünerek yeniden yapılandırıldığı, davalının da yapılandırma sözleşmesine uymayarak temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece davalının kredi kartından dolayı takip tarihi itibariyle 5464 sayılı Yasa hükümleri gözetilerek, borç miktarı belirlenip takipten önce yapılan ödemelerin de mahsubu ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesi uyarınca mevcut tüm kredi kartı borcunun tüketici kredisine dönüştüğü ve muacceliyet kesbetmediği yönünde eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
Ancak Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği 2/3(EK-1) hükmü açık olup " Tüketici kredisi olarak kabul edilen kredi kartı sözleşmelerine ve kredili mevduat hesabı sözleşmelerine 14, 15, 16, 17, 18 ve 19 uncu maddeler uygulanmaz." denilerek tüketici kredisi kabul edilen kredi kartı sözleşmelerine, "ihtarnamede ödeme için 30 gün süresi verilmesi kuralı " kredi kartı sözleşmelerinde uygulanmayacağı belirtilmiştir. Bu nedenle Taksitlendirilmiş Kredi Kartı Sözleşmeleri her ne kadar Tüketici Kredisi olarak değerlendirse yapılandırma işlemi borcun mahiyetini ve dolayısıyla işleyecek faiz oranını değiştirmemekte ve kart sözleşmesine bağlı borç ilişkisini sona erdirmemektedir. 6502 sayılı kanun çerçevesinde yapılacak Tüketici Kredisi değerlendirmesinin kapsamı sınırsız olmayıp, bu değerlendirmenin kapsamı Yönetmelik hükümleriyle sınırlandırılmıştır....
Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi ise, asıl borçlunun yorgancılık yaptığı ve işyeri sahibi olması, davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinde, sözleşmenin tüketici kredi sözleşmesi olduğuna dair hüküm bulunmaması ve ticari kredi niteliğinde olması gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, kredi başvurusunda bulunan asıl borçlunun yorgancılık işiyle uğraştığı ve işyeri sahibi olduğu yazılmış olup, davalının müşterek borçlu – müteselsil kefil olduğu genel nakti ve gayrinakti kredi sözleşmesinde bu sözleşmenin bir tüketici kredisi sözleşmesi olduğuna dair hiçbir hüküm bulunmadığı gibi, şartları incelendiğinde bir tüketici kredisi olmadığı, ticari kredi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 10/A maddesi kapsamında bir ilişki bulunmamaktadır....
Takibe konu ipotek, tüketici kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, tüketici kredisinden kaynaklı ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanununa tabi olduğundan kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamaz. Ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabilir. Borçluya İİK’nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri gönderilebilir. Dolayısıyla böyle bir durumda icra emrinin iptaline karar vermek gerekir. Somut olayda, "tüketici kredisi sözleşmesi" kapsamında tesis edildiği iddia edilen ipoteğe dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İİK.nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilmiş, borçlu takibin iptalini istemiştir. Takibe dayanak ipoteğin tüketici kredisi nedeni ile alınan kredi borcuna ilişkin olarak kurulduğu görülmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, SSK emeklisi olup davalı bankadan emekli maaşını aldığını, davalı bankadan 25.000.00 TL tüketici kredisi kullandığını, banka tarafından kredi kartı verildiğini, davalı banka tarafından tüketici kredisi ödemeleri ve kredi kartı için emekli maaşına haksız olarak bloke konduğunu, bu nedenle uzun süredir maaş alamadığını, 506 sayılı yasa gereğince emekli maaşının haciz edilemeyeceğini ileri sürerek emekli maaşından haksız kesilen 2.500.00 TL'nin iadesine ve emekli maaşına haksız konulan blokenin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
tüketici kredileri yönünden takip tarihine kadar muaccel hale gelmiş kredi taksitleri ile birlikte faiz ve ferilerini isteyebileceği, yine tüketici kredileri yönünden TBK'nun 88 ve 120....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin olarak açılan davada ... 3.Sulh Hukuk ve ... 2.Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, banka kredili mevduat hesabı sözleşmesinden doğan borcun tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. ... 3.Sulh Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın konusu olan alacağın kredi kartı alacağı ve ticari işle ilgisi bulunmadığı bildirilerek görevsizlik kararı verilmiştir. ... 2.Tüketici Mahkemesi ise uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Uyuşmazlık, davacı bankada bulunan kredili mevduat hesabından alınıp kullanılan kredi borcundan kaynaklanmakta olup, tüketici kredisi niteliğinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin olarak açılan davada ... 3.Sulh Hukuk ve ... 2.Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, banka kredili mevduat hesabı sözleşmesinden doğan borcun tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. ... 3.Sulh Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın konusu olan alacağın kredi kartı alacağı ve ticari işle ilgisi bulunmadığı bildirilerek görevsizlik kararı verilmiştir. ... 2.Tüketici Mahkemesi ise uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Uyuşmazlık, davacı bankada bulunan kredili mevduat hesabından alınıp kullanılan kredi borcundan kaynaklanmakta olup, tüketici kredisi niteliğinde değildir....
Şti. olduğu, davalının müşterek borçlu – müteselsil kefil olarak yer aldığı genel kredi sözleşmesinde bu sözleşmenin bir tüketici kredisi sözleşmesi olduğuna dair hiçbir hüküm bulunmadığı gibi, şartları incelendiğinde bir tüketici kredisi olmadığı, ticari kredi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 10/A maddesi kapsamında bir ilişki bulunmamaktadır. Bu durumda, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Balıkesir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....