Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP :Davalılar vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen cevap dilekçesinde özetle; Murisin 08.05.2019 tarihinde davacı bankadan tüketici kredisi kullandığını ve tüketici kredisi kapsamında kredi bağlantılı hayat sigortası yaptırdığını, tüketici kredisi kapsamında kredi bağlantılı hayat sigortası davacının acente sıfatıyla görev yaptığı Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. tarafından yaptırıldığını, murisin sigorta taksitlerini zamanında ve eksiksiz ödediğini, faizlerin düşmesi ile birlikte kullanmış olduğu kredinin yapılandırılması için davacı bankaya mobil bankacılık ile başvurduğunu, 29.08.2019 tarihli tüketici kredisinin murisin 28.05.2019 tarihinde yaptığı sözleşme karşılığında kredinin yapılandırılmasından ibaret olduğunu, kredi bağlantılı hayat sözleşmesi priminin daha önceki kredi bağlantılı hayat sözleşmesinden farklı olarak taksitli tahsil edilmesi gerekirken peşin olarak tahsil edildiğini, bunun üzerine davacı bankanın çalışanı Tülin Özdemir'e mesaj gönderilerek sigortanın...

Şubesinden iki adet tüketici kredisi kullandığı ve bu kapsamda her iki kredi için de murise hayat sigorta poliçesi yaptırıldığını, ...’ın 06/08/2012 tarihinde kalp krizi geçirerek vefat ettiğini, ... nolu kredi hesabını açılan ... poliçe ve ... nolu dosya ile kapatıldığını, ... nolu hesaba ait tüketici kredisi nedeni ile yapılan ... nolu hayat sigorta poliçesine istinaden açılan ... nolu dosyada, davacı mirasçıların hayat sigortası tazminatı ile kredi borcunun kapatılmasını taleplerinin, kalp damar hastalığı teşhisi nedeni ile gerçek dışı beyanda bulunulduğu gerekçesi ile reddedildiğini, müvekkillerinin icra takibine sebebiyet vermemek adına 14/09/2012 tarihinde 235,00 TL, 25/09/2012 tarihinde 239,03 TL, 25/10/2012 tarihinde 235,06 TL ve 25/11/2012 tarihinde 235,06 TL ödemiş olduklarını, müvekkillerin murisinin T.İş Bankası ... Şubesinden ... nolu hesaptan kullanmış olduğu tüketici kredisine ilişkin olarak davalı ......

    Yasa koyucu, bankalardan kredi kullanan bir kısım kredi (tüketici kredisi) lehtarını, bu ağırlaştırıcı hükümlerden ayrık tutmak amacını güttüğünden, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 22 maddesinde; "Tüketici kredisi sözleşmesi, kredi verenin tüketiciye faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında ödemenin ertelenmesi, ödünç veya benzeri finansman şekilleri aracılığıyla kredi verdiği veya kredi vermeyi taahhüt ettiği sözleşmeyi ifade eder. Kredi kartı sözleşmeleri, faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında, ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkânı sağlanması hâlinde tüketici kredisi sözleşmesi olarak değerlendirilir. Ancak bu durumda uygulanacak faiz oranı kredi kartı sözleşmesi uyarınca belirlenen orandan fazla olamaz." şeklinde tanımlama yapıldıktan sonra, devamı maddelerde bu tür sözleşmelerin yapılma koşulları, borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları farklı ve özel şartlara tâbi tutulmuştur....

    Şikayete konu edilen takip dayanağı ipotek, tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, alacağın, tüketici kredisi niteliğindeki konut kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı, Tüketici Kanunu'na tâbi olmakla, kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden, bu tür ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamaz. Ancak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabilir. Yani borçluya İİK'nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri gönderilebilir. O halde, alacağın varlık ve miktarı 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından yukarıda açıklanan ve kanunun emredici hükümlerinden kaynaklanan hususlar re’sen nazara alınarak şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalıların murisi Ali Rıza Taşçı arasında imzalanan 16/04/2013 tarihli tüketici kredisi uyarınca murise 5.000 TL, 02/05/2013 tarihli tüketici kredisi uyarınca 20.000 TL kredi verildiğini, kredi taksitlerinin ödenmemesi üzerine noter kanalıyla murise ihtarlar çekildiğini, ihtarnamelerin iadesi üzerine borçlu hakkında takibe geçildiğini her iki kredi borcunun tahsili amacıyla Pazar İcra Müdürlüğünün 2015/57 Esas ve 2015/278 Esas sayılı dosyalarında borçlu hakkında takip başlatıldığını ancak borçlunun vefat etmiş olması nedeniyle takibin mirasçılarına karşı açıldığını, ödeme emrinin borçlunun mirasçılarına tebliğ edildiğini, borçlulardan T6 T8 Yılmaz Taşçı, T3 ve T5 tarafından süresinde itiraz edilmekle takibin bu borçlular açısından durduğunu, borçlu Ali Kadir Taşçı'nın iş bu icra dosyasına süresinde itiraz etmemiş olması nedeni ile bu kişi açısından takibe devam edildiğini beyan ederek davalıların icra dosyalarına...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) KARAR Dava, kredi kartı üyelik sözleşmesi ile tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca, kredi kartı üyelik sözleşmesi yönünden Yargıtay 19. Hukuk Dairesine, tüketici kredisi sözleşmesi yönünden Dairemize aittir. Ne var ki, dosyanın Yargıtay 19. Hukuk Dairesince uyuşmazlığın sadece Tüketici Kredisinden kaynaklandığından bahisle vermiş olduğu görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderildiği anlaşıldığından görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 11/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı vekili, müvekkili yönünden görevsiz mahkemede dava açıldığını, müvekkili ile davacılar murisi arasındaki temel ilişkinin kredi ilişkisi olduğunu, tüketici mahkemelerinin görevli bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankayla ihtilafın 4077 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanunda düzenlenen kredi kullanımından kaynaklandığı, bu tür uyuşmazlıklara bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğu gerekçesi ile asıl dosyadan tefrik edilen davalı bankaya yönelik davanın 6100 sayılı yasanın görev hususundaki dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, bankadan alınan konut kredisi sebebiyle düzenlenen hayat sigorta poliçesi kapsamında tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçeler ile davalı banka aleyhine açılan dava yönünden görevsizlik kararı verilmiştir....

          Tüketici Mahkemesi kararı ile davanın ret olunduğunu, kararın kesinleştiğini, yargılama sürecinde ... gitmek zorunda kaldığını ve yıprandığını ileri sürerek, 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının manevi yönden nasıl bir zarara uğradığını kanıtlaması gerektiğini, kaldı ki bankaya hem kredi kartı hem de tüketici kredisi borcu bulunduğunu, kredi kartı borcunun ödenmesine rağmen tüketici kredisi borcunun devam ettiğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında kredi kartı ve tüketici kredisi nedeniyle ilişki bulunduğu, davacının manevi olarak zarara uğradığı yolundaki iddiasının soyut beyana dayalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            Her ne kadar davalı banka tarafından davacıya tüketici kredisi kullandırıldığı iddia edilmiş ve kredi ile ilgili belgelere tüketici taşıt kredisi yazılmış ise de; yük nakli için kullanılan ticari araç için alınan kredi, tüketici kredisi olarak kabul edilemez. Bu durumda davaya da tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılamaz. Hal böyle olunca davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi değil Genel Mahkemeler görevlidir. Mahkemece Tüketici Mahkemesi sıfatı ile davaya bakılması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 21.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Ancak, davacı tarafından, davalı bankadan kullanılan ve ticari krediler dışında kalan 08/01/2010 tarihli taşıt kredisi, 22/04/2011 tarihli konut kredisi, 02/09/2009 tarihli bireysel kredi, 28/01/2011 tarihli taşıt kredisi olan tüketici sözleşmeleri nedeniyle davalı Banka tarafından yapılan kesinti miktarı 1.454,60 TL + 1.250,77 TL olmak üzere toplam 2.705,37 TL'dir. Bu itibarla, mahkemece görevi dahilinde bulunan tüketici kredileri yönünden dava konusu tutar 2.705,37 TL olmasına rağmen, davanın tamamen kabulüne karar verildikten sonra 1.454,60 TL'nin tahsiline karar verilerek bakiye kalan 1.250,77 TL yönünden herhangi bir hüküm kurulmaması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

                UYAP Entegrasyonu