Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kredisi verildiğini, kredi kartı tahsis ettiğini, kredili mevduat hesabı açtığını bu nedenle doğan borçlarının ödenmesi için maaş hesabından otomatik ödeme talimatı verdiğini, ödemede temerrüde düştüğünden alacaklarını sözleşme gereğince davacının hesabından tahsil ettiğini savunmuştur.Mahkemece tüketici kredisi rehin ve mahsup hakkını düzenleyen 11.maddesi ile ek rehin ve temlik maddesinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 6. maddesi kapsamında tüketici ile müzakare edilmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye konulduğunu, tüketici kredisinin bloke tarihi itibariyle muaccel olduğunun kanıtlanamadığını, tüketici kredisi ekinde bankaya verilen hakların bankacılık hizmetleri sözleşmesi kapsamında doğan alacak için kullanılamayacağından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de taraflarca yapılan Tüketici kredisi sözleşmesinin 12.maddesi ile bankacılık hizmet sözleşmesinin 102. maddesinde banka kayıtlarının delil teşkil edeceği açıkça belirtilmiştir.Öyle olunca Mahkemece, davalı banka...

    Şubesinden tüketici kredisi, ING Bank ......

      Yine 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Kanun'un 10.maddesinde Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredi olarak tanımlanmıştır. Bir kredi sözleşmesinin 4077 sayılı yasa kapsamında tüketici kredisi olarak kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında kredi sözleşmesine ilişkin bir tüketici işleminin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı 22.03.2011 tarihli davalı ... kuruluşu ile 5.388,30 TL bedelli tüketici kredisi sözleşmesi imzalamıştır. Davacının, davalı ... kuruluşundan kullanmış olduğu 5.388,30 TL bedelli kredinin genel tüketici kredisi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, bu kredi açısından davacı yasanın 3.maddesinde belirtilen “tüketici” tanımına girmektedir. Bu itibarla uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir....

        Maddesini dayanak göstererek, kredi kartına ilişkin yapılan yapılandırma neticesinde kredi kartı borcunun tüketici kredisine dönüştüğünü kabul ettiğini ve bu nedenle muacceliyet ve temerrüt koşullarını tüketici kredisi çerçeveside değerlendirmediğini, Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği 2/3(EK-1) hükmü açık olduğunu, bu nedenle Taksitlendirilmiş Kredi Kartı Sözleşmelerinin her ne kadar Tüketici Kredisi olarak değerlendirilse de yapılandırma işleminin borcun mahiyetini ve dolayısıyla işleyecek faiz oranını değiştirmemekte ve kart sözleşmesine bağlı borç ilişkisini sona erdirmediğini, 6502 sayılı kanun çerçevesinde yapılacak Tüketici Kredisi değerlendirmesinin kapsamının sınırsız olmadığını, bu değerlendirmenin kapsamının Yönetmelik hükümleriyle sınırlandırıldığını, bu nedenle İlk derece Mahkemesinin müvekkil bankanın alacağını 6502 sayılı kanun çerçevesinde değerlendirmesinin, gerek muacceliyet gerek temerrüt gerekse faiz koşullarını 6502 Sayılı kanun çerçevesinde değerlendirmesi...

        Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş: hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinde, kanunun uygulanmasıyla ilgili tanımlar yapılıp, bu arada "Alışverişe konu olan taşınır eşyayı..." mal, "Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi" tüketici, "mevzuatları gereği tüketicilere, nakit kredi vermeye yetkili olan banka, özel finans kurulusu ve finansman şirketlerini "kredi veren olarak tanımlamıştır. Aynı yasanın 10. maddesi gereğince, "Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir."...

          Ancak dosyadaki sözleşmelerin ticari taşıt kredisi olduğu ve alınan taşıtlar arasında otobüste bulunduğu gözetildiğinde uyuşmazlığa esas sözleşmelerin tüketici kredisi olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda krediyle alınan taşıtların tamamının özellikleri üzerinde durulup ticari amaçla alınıp alınmadığı, bu bağlamda kredinin ticari veya tüketici kredisi olduğu tespit edilmeden davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır. 2-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 24.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı, müvekkili ile imzalamış olduğu 14/04/2015 tarihli Tüketici Kredisi Sözleşmesi ile 5.000,00 TL, 19/01/2015 tarihli Tüketici Kredisi Sözleşmesi uyarınca 11.500,00 TL bedelle kredi kullandığını, borçlarına süresinde ödememesi nedeniyle davalıya ek bir imkan sunularak 22/08/2016 tarihli borç tasfiye sözleşmesi ile kredi hesaplarının kullanımından doğan borçların yapılandırıldığını, borcun ödenmemesinden dolayı İstanbul 4. İcra Müdürlüğü'nün 2016/35865 Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli itiraz ettiğini, bilirkişi raporunun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ihtarnamelerin usulüne uygun olarak gönderilmiş olup takip tarihinden önce muaccelliyet ve temerrütün gerçekleştiğini, eksiken inceleme ile hüküm kurulduğunu bu nedenlerle ilk derece kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

            ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2021 NUMARASI : 2021/8 ESAS - 2021/589 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) KARAR : İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Banka ile davalı arasında akdedilen sözleşmeler gereği 00457BT8 ve 004578BT9 referans numaralı tüketici kredisi, 5311 5701 4665 9847 numaralı kredi kartı ve 40812764 numaralı kredili mevduat hesabı açıldığını, davalının kullanımından kaynaklı kredi kartı borcunun ödenmemesi nedeniyle 01.11.2019 tarihinde, KMH borcunun ödenmemesi nedeniyle 05.12.2019 tarihinde ve kredi borçlarının gecikmeye düşmesi nedeniyle 13.08.2020 tarihinde Manisa 3.Noterliğinden 24971 numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, ihtarnameye rağmen ödemenin yapılmadığını, bu nedenlerle müvekkil bankanın 51.580,80 TL alacağın dava tarihinden itibaren hesaplanacak 00457BT8 referans numaralı kredi için yıllık % 21,68, 00457BT9 referans numaralı kredi için % 42,43, kredi kartı ve kredili mevduat için...

            Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama 2008/4533-5478 dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır. Yasanın 10. maddesinde “Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredilerdir” denilmiş, aynı yasanın 10/A maddesinde ise “kredi kartı ile mal veya hizmet alımı sonucu nakdi krediye dönüşen veya kredi kartı ile nakit çekim suretiyle kullanılan krediler de 10. madde hükümlerine tabidir..” denilmek suretiyle kredi kartı ile çekilen kredilerin de tüketici kredisi olduğu belirtilmiştir. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir....

              Somut olayda, mahkemece de kabul edildiği üzere, takibe konu ipotek, tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, alacağın tüketici kredisi niteliğindeki konut kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanunu'na tabi olmakla kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden, bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamaz. Ancak ipotek, konut kredisi dışında genel kredi sözleşmesinden doğan alacağı da teminat altına aldığından, takibin konut kredisi alacağı yönünden kısmen iptali halinde, bu kredi alacağının teminatsız kalması sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle ipotek hakkının bölünmezliği ilkesi karşısında icra emrinin tamamının iptal edilerek yerine ödeme emri çıkarılması gerekir....

                UYAP Entegrasyonu