Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Genel kredi sözleşmesinden doğan alacak isteğinin 4077 sayılı yasanın değişik 10.maddesi kapsamında tüketici kredisi olmadığından uyuşmazlığın çözümü genel mahkemenin görevine girer. Yine bankomat 724 kredi sözleşmesi açısından da; 1 Mart 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kredi Kartları Kanunu’nun 44/2. maddesi “Kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılan davalarda, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır” hükmünü getirmiştir. Bu madde hükmü ile, kart çıkaran kuruluşlar tarafından açılan davanın genel mahkemelerde görüleceği belirtilmiştir. Yargılama usulüne ilişkin olan kanunlarda yapılan değişiklikler, yasada aksine bir hüküm yoksa, yürürlüğe girdikleri andan itibaren hüküm ifade ederler ve derdest olan tüm davalara da uygulanırlar. Kanunda da, bu değişikliğin uygulanabileceği zaman yönünden bir açıklama bulunmadığından henüz sonuçlanmamış olan tüm davalarda uygulanması gerekir....

    Alacaklı banka, takibin dayanağını oluşturan kredi sözleşmesi uyarınca borçlulara ticari kredi ve artı para kredisi kullandırıldığını ileri sürdüğüne göre bu husus kredi sözleşmesi de incelenmek sureti ile araştırılarak, kullandırılan kredinin ticari kredi mi yoksa tüketici kredisi mi olduğu belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi ve istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      ın ise Tüketici Kredisi sözleşmesine müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imza atmaları sebebiyle borçtan sorumlu olduklarını, borcun ödenmemesi üzerine davalılara hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, ancak borcun ödenmediğini, dava tarihi itibarıyla Kredili Mevduat sözleşmesinden toplam 45.265,32 TL, Tüketici Kredisi sözleşmesinden ise 42.135,02 TL alacakları olduğunu ileri sürerek, kredi alacaklarının kredili mevduat sözleşmesinden doğan alacak için anaparasına uygulanacak % 153 faizi, tüketici kredisinden doğan alacak için ise anaparasına uygulanacak % 106,86 faizi ve BSMV ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemişlerdir....

        Mahkemece, değinilen bu yön gözetilerek yapılan kesintinin ne kadarının ticari kredi sözleşmesi, ne kadarının tüketici kredisi sözleşmesi nedeniyle yapıldığının hesaplanması için gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılması; bundan sonra ticari kredisi sözleşmesi nedeniyle yapılan kesintiler bakımından tefrik kararı verilerek davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması, tüketici kredileri bakımından ise yargılamaya devam edilmesi gerekirken, kredilerin tümünün tüketici kredisi olduğu kabul edilerek Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....

          Davacının taşıt kredi sözleşmesinde kefil olduğu, davalının banka olduğu, taraflar arasında düzenlenen taşıt kredi sözleşmesinin 6502 sayılı Kanunun 3. Maddesi uyarınca tüketici işlemi olup uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı ve eldeki davada, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 83/2. maddesi nazara alındığında diğer kanunlardaki görev kuralları bu Kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra (28.05.2014 tarihinden sonra açılan davalarda) tüketici sıfatına haiz işbu menfi tespit davasında görevli mahkeme aynı yasanın 73.maddesi uyarınca Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, davanın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

            Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2.maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. Somut olayda; davalının tüketici kredisi borcu için davacı banka tarafından başlatılan icra takibine itirazın iptali istenmiştir....

              Çınar'ın tacir olduğu ileri sürülmediği gibi, davacının da tacir olmadığı, her ne kadar kredinin ticari kredi olduğu davalı bankaca belirtilmiş ise de gerek imzalanan kredi sözleşmesi, gerekse bankanın cevabi yazısından davaya va takibe konu kredinin taşıt kredisi olduğu, krediye konu ve kredi alımı karşılığında üzerine ilgili banka lehine rehin konulan aracın ticari araç olmadığı anlaşıldığından kullanılan kredinin tüketici kredisi niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde “Bu Kanunun amacı, kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında...

                Tüketici Mahkemesi 10/10/2019 tarih, 2015/772 Esas, 2019/422 Karar sayılı "Açılan davanın KISMEN KABULÜNE, 7.370,92 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline" kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının birden fazla kredi kullanmış olması nedeniyle kullandırılan kredilerin tüketici kredisi olarak kabulüne imkan bulunmadığını, kesintilerin yasal ve sözleşmeye uygun olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava, değişik tarihlerde kullanılan tüketici kredileri nedeniyle banka tarafından alınan masrafların haksız olduğu gerekçesiyle açılan alacak davasıdır....

                Dosyanın mahkememize Tüketici Mahkemesinden görevsizlik kararı ile geldiği, dosyanın yapılan incelemesinde banka yazı cevaplarının ve belgelerin sunulduğu, bu belgelerden davacıya tahsis edilen ....... nolu kredinin bireysel ihtiyaç kredisi olduğu, bilgi formunda bunun tüketici kredisi olduğunun belirtildiği, davacıya kullandırılan diğer kredinin ...... tüketici kredisi olduğu, davacıya kullandırılan son kredinin ...... nolu kredi bireysel kredi olduğu, dosyaya sunulan sözleşme ve belgelerden davacıya kullandırılan tüketici kredisi dışında kredi bulunmadığı, itirazın iptaline konu ödemenin davalı tarafça sunulan tüketici kredileri sözleşme hükümleri değerlendirilerek davaya konu uyuşmazlığın değerlendirmesinin yapılması gerektiği, davalı tarafça ticari krediye ilişkin belge sunulmadığından salt kesinti açıklamasında "ticari" kelimesinin geçmesinin mahkememizi görevli kılmayacağı, tüketici kredilerinin Tüketici kanununda düzenlendiği, 6502 sayılı Tüketici korunması hakkında kanunun 3/1-...

                  Dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, her ne kadar alınan kredilerin tüketici kredisi olduğu kabulüyle işin esasına girilmiş ise de, özellikle, dosya içerisinde bulunan 17.04.2007 tarihli resmi senette “altında dükkanı olan hane” nin davacı tarafından alındığı ve krediye konu yapıldığı anlaşılmakla, davalı bankadan ilgili tüm evrakın da getirtilmesi ve yeniden bilirkişi raporu alınması suretiyle, davacı tarafından kullanılan kredinin tüketici kredisi mi yoksa ticari kredi mi olduğunun, ayrıntılı incelemeyle tespiti gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu