Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı, ayıplı hizmet verildiğine ilişkin delil de bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 21.7.2005 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. Davacı ile davalı arasında imzalanan devre tatil sözleşmesine konu tesise ait olduğu bildirilen benzer dosyalara ibraz edilen ......

    HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava devre tatil sözleşmesinin feshi ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....

      - K A R A R - Dava, 13.09.2003 tarihli 22.811.39 YTL bedelli ... elektrik tüketim faturasından dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile, 29.09.2003 tarihinde ihtirazı kayıtla ödenen bu bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Davalı vekili, yapılan işlemin mevzuata ve olaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

        Davacı tarafça protokol gereği işletme devri için verilen 50.000 TL bedelin sözleşmenin davalı tarafın bir çok icra dosyası borçlusu olması nedeni ile taraflar arasında sözleşme kurulmadığı hususunda ihtilaf mevcut değildir. Uyuşmazlık, ödenen bedelin bağlanma parası mı, yoksa cayma parası mı olduğu noktasında toplanmaktadır. Davacı taraf, davalıya ödenen bedelin bağlanma parası olduğunu ileri sürmüş olup davalı tarafça sözleşmeden davacının caydığını bu nedenle bedeli talep edemeyeceği ileri sürülmektedir. Türk Borçlar Kanunu, 177/1. maddesinde; "Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır Aksine sözleşme veya yerel âdet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.'' denilmiştir. " düzenlemesi bulunmaktadır....

          Davacı tarafça protokol gereği işletme devri için verilen 50.000 TL bedelin sözleşmenin davalı tarafın bir çok icra dosyası borçlusu olması nedeni ile taraflar arasında sözleşme kurulmadığı hususunda ihtilaf mevcut değildir. Uyuşmazlık, ödenen bedelin bağlanma parası mı, yoksa cayma parası mı olduğu noktasında toplanmaktadır. Davacı taraf, davalıya ödenen bedelin bağlanma parası olduğunu ileri sürmüş olup davalı tarafça sözleşmeden davacının caydığını bu nedenle bedeli talep edemeyeceği ileri sürülmektedir. Türk Borçlar Kanunu, 177/1. maddesinde; "Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır Aksine sözleşme veya yerel âdet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.'' denilmiştir. " düzenlemesi bulunmaktadır....

            Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin Devremülk hakkı sözleşmesinden kaynaklandığını, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3. maddesine göre tüketici sıfatı bulunan müvekkili ile davalı arasındaki işlemin tüketici işlemi olduğunu, bu nedenle 6502 sayılı Yasa'nın uygulanacağını ve tüketici mahkemesinin görevli olduğunu, 6502 sayılı Yasa'nın 50 /6 maddesi, Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatili Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği 7. maddesine göre tüketici cayma süresi içerisinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayabileceğini, müvekkilinin devremülk hakkını kullanmaya başlamadığından cayma hakkını süre dikkate alınmadan her zaman sözleşmeden dönebileceğini, davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, taraflar arasında imzalanan devremülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir....

            GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ İDDİANIN ÖZETİ Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından ....ürün için internet üzerinden sipariş verildiğini, 13/02/2017 tarihinde ürünün teslim edildiğini, ancak ürün faturasında her ne kadar ürün özelliği olarak .... veri aktarım özelliğinin gösterilmesine rağmen gelen bilgisayarın bu nitelikte olmadığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından müşteri hizmetleri ile irtibata geçildiğini, ürünün iade edildiğini, ödenen bedelin iadesinin talep edildiğini fakat müvekkilin bilgisi dışında davalı şirket tarafından aynı ürünün müvekkili şirkete yeniden gönderildiğini, gelen üründe de .... veri aktarım özelliğinin bulunmadığını, müvekkilinin davalıya ihtar çekerek cayma hakkını kullandığını belirttiğini ve ödenen bedelin avans faizi ile birlikte iadesi talebinde bulunduğunu, ancak davalı şirket tarafından 4.559,05.-TL bedelin iadesinin yapılmadığını ve açıkladığı nedenlerle müvekkili şirket tarafından davalı şirketten satın alınan ürün sebebi ile .. ......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 6. Tüketici Mahkemesi ve ... 1....

                almak için gelmesi nedeniyle yükselen döviz kurları karşısında gayrimenkulün aynı derecede prim yapmaması nedeniyle iyi niyetli olmayan biçimde döviz olarak ödenen tutarın iadesi talep edilerek daha lehe bir durum yaratılmaya çalışıldığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur....

                Davacının, sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Hal böyle iken; mahkemece, sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir..."...

                UYAP Entegrasyonu