bedeli adı altında faturalandırma yaptığını, faturaya itiraz edildiğini, ancak firmanın bir cevap vermediğini, davacı şirketin itiraz ettiği cayma bedeline dair herhangi bir ödeme yapmayacak iken otomatik ödeme talimatı nedeniyle fatura bedelini sehven davalı tarafa ödediğini, bu nedenle davalı tarafa yeniden bir ihtarname gönderildiğini ve ödenen bedelin iadesi talep edildiğini, davalı taraf ise diğer ihtarnamelere cevap vermediği gibi bu ihtara da cevap vermediğini, fatura bedelini iade etmediğini beyan ederek, müvekkili şirketin davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, müvekkilince ödenmiş olan cayma bedeli ve ferilerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müvekkili şirkete iade edilmesini talep ve dava etmiştir....
göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olup geçerli olduğunu, davacının cayma hakkı süresi dolduğundan sözleşmeyi fesih hakkının bulunmadığını, tarafın sözleşmelere istinaden müvekkil şirkete ödemeler yaptığını, tapu tescilinin gerçekleştiğini ve müvekkil şirket tesislerinde konaklamış olmakla sözleşmelerin kabul iradesini gösterdiğini, davaya konu bağımsız bölümlerin inşaatının bittiğini, kullanıma hazır hale geldiğini, müvekkil şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, daireleri kullanıma hazır hale getirdiğini, davacının bu yönlü iddialarının kötü niyetli olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; devremülk sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenen bedelin iadesi için alacak talebine ilişkindir....
GEREKÇE: Dava, mobil telefon hizmetleri kurumsal tip abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemlidir. Davaya konu .... E. Sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafça davalı şirket ile dava dışı ... Aleyhine; 24.099,00 TL. Turkcell'e cayma nedeni olarak ödenen miktar (22/01/2018); 2.781,30 TL Turkcell'e ödenen Şubat Ayı Fatura Bedeli (22/02/2018); 717,00 TL Turkcell'e ödenen Mart Ayı Fatura Bedeli (22/03/2018); 1.518,25 TL. Kararlaştırılan fatura bedelinden fazla ödenen 2018 Şubat ayı fatura farkı; 4.560,40 TL kararlaştırılan fatura bedelinden fazla ödenen 2018 Mart ayı fatura farkı; 16.194,09 TL. .......
GEREKÇE: Dava, mobil telefon hizmetleri kurumsal tip abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemlidir. Davaya konu .... E. Sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafça davalı şirket ile dava dışı ... Aleyhine; 24.099,00 TL. Turkcell'e cayma nedeni olarak ödenen miktar (22/01/2018); 2.781,30 TL Turkcell'e ödenen Şubat Ayı Fatura Bedeli (22/02/2018); 717,00 TL Turkcell'e ödenen Mart Ayı Fatura Bedeli (22/03/2018); 1.518,25 TL. Kararlaştırılan fatura bedelinden fazla ödenen 2018 Şubat ayı fatura farkı; 4.560,40 TL kararlaştırılan fatura bedelinden fazla ödenen 2018 Mart ayı fatura farkı; 16.194,09 TL. .......
Somut olayda; davacı, taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden dönerek davalıya ödenen bedelin tahsilini talep etmektedir. Buna karşılık davalı ise davacı ödemelerini kabul etmemek kaydıyla, sözleşmeden dönülmesi halinde mahsup edilmesi gereken kalemlerin eksik hesaplandığını, ayrıca fatura nedeniyle KDV'nin de düşülmesi gerektiğini, yine, sözleşmenin noterde düzenlenmesinden kaynaklı davacıya düşen masraflar ile sözleşmenin 12.3 maddesinde öngörülen bedellerin de alacaktan mahsup edilmesi gerektiğini, işlemiş faizin ise başlangıç tarihi belirtilmediği gibi sözleşmenin 12. Maddesi uyarınca gecikme tazminatı ve faiz istenmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmaktadır. Bu durumda davacının talebi, sözleşme hükümlerinin tartışılarak değerlendirilmesini, diğer bir ifade ile yargılamayı gerekli kılmakta olup bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Davacı yan taraflar arasında cayma parası yada cezai şart kararlaştırılmadığını, şartnamede teminatın tamamının irad kaydedilmesini haklı kılacak hiç bir hüküm bulunmadığını, ilk yatırılan teminatın irad kaydı içinde şartların mevcut olmadığını ileri sürmüştür. Satış şartnamesinde düzenlenen ihalenin ---------- tabi olmadığı açıkça kabul edilmiştir. Davalı, satış şartnamesi uyarınca ihaleye katılıp kazanan davacının hisse devir protokolünü imzalamaması nedeniyle davacının teminat olarak yatırdığı tutarı irad kaydetmiştir. Davacı irad kaydedilen bu tutarın iadesini talep etmektedir. TBK 177.maddesinde bağlanma parası 178.maddesinde ise cayma parası ayrı ayrı düzenlenmiştir. TBK 177.maddesine göre sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır. Aksine sözleşme veya yerel adet olmadıkça bağlanma parası asıl alacaktan düşülür....
Yukarıda açıklanan hükümler ve devre mülk sözleşmesine uygulanacak hükümler birlikte değerlendirildiğinde tapu devredilmiş olsa dahi bu sözleşmeler nedeniyle tüketicinin cayma hakkının bulunduğu görülmektedir. Devre mülk sözleşmeleri müşterek mülkiyet payına bağlı hisse devri içerdiğinden cayma ihtarının noter aracılığı ile yapılması gerekir. Cayma süresi bakımından eksik bilgilendirme halinde cayma süresinin uzayacağı ve tapu devri yapılan yerde fiili teslim olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, buna bağlı olarak da cayma hakkı kullanımının yerinde ve süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir (Y. 13. HD. 19.3.2018 T, 2016/16576- 2018/3304 sy.k )....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili davacı ile davalı şirket arasında devre mülk sözleşmesi tanzim edildiği, bahse konu senedin bu sözleşmeye karşılık alındığı hususlarının davalı tarafından inkar edilmemiş olduğunu, davalının cevap dilekçesinde hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi akdettiğini, sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığını, buna karşılık müvekkilinden senet alındığını açıkça ikrar ettiğini, tapu devrinin yapılmamış olduğunun sabit olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı satıcı tarafından başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti isteğine ilişkindir....
Davacı eldeki davası ile, internet üzerinden yaptığı tatil paketi satın alınmasına ilişkin sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesi isteminde bulunmuştur. Davalı, süresinde cayma hakkının kullanılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece cayma hakkının hizmetten yaralanma ile başlayacağı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Sözleşmenin mesafeli satış sözleşmesi olduğu hususunda esasen taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık cayma hakkının ne zaman kullanılabileceği noktasında toplanmaktadır. 6502 sayılı Tüketici Yasasının 48. maddesinde mesafeli satış sözleşmeleri düzenlenmiştir. İlgili maddenin 4 fıkrasında “Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir....