Noterliğinin 11/01/2022 tarih ve 00284 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı-kiracıya kira sözleşmesinin 01/03/2021 tarihinde sona ereceği ve bu tarihten itibaren kira sözleşmesinin uzatılmayacağı ihtar edildiğini, Hal böyle olunca işbu tarih itibariyle ortada geçerli bir kira sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceğinden müvekkilinin maliki olduğu iş yeri davacı tarafından haksız olarak işgal edilmekte olduğunu, takip konusu kira sözleşmesi sona ermiş olup tahliye isteminin haklı ve hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: mahkemece yapılan değerlendirmeler sonucunda; tahliye emrinin davacıya 29/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz edilmeksizin icra takibinin kesinleştiği,....
sonuna kadarki kira bedellerinin istenemeyeceği, davacı tarafından ayrıca taşınmazın tahliyesi talep edilmesine rağmen fuzuli işgal edildiğinden bu nedenle tazminat istenebileceği, ancak mahrum kalınan kira bedelinin istenemeyeceği, ayrıca taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle davacının cari hesaptan kaynaklı alacaklarının da bulunduğu gerekçesiyle davacı.....'...
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin kira sözleşmesinin 6.maddesine dayanak sözleşmeyi feshettiğini, anılan madde gereği müvekkilinin iki kira bedeli kadar tazminat isteme hakkı olduğunu, iki aylık kira bedeli ile depozito bedelinin tahsili için icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini ve tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, davacının kira bedelini ödemekten kaçındığı ve taşınmazı boşaltmak için bu yolu seçtiğini Mart ve Nisan ayları kira bedellerinin ödenmediğini, feshin haksız olduğunu, davacının demirbaşları teslim etmediği gibi mecura zarar verdiğini, kiracılık ilişkisinden kaynaklanan giderle ödemediğini, bu nedenle davanın reddine, karış dava olarak Mart -Nisan ayı kira bedelleri ile Mart-Nisan ayı aidatları ile eksik teslim edilen demirbaşlardan doğan toplam 8.400.00.-TL.nin davacı karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Beldesi arasında çalışacak belediye denetimli dolmuşların faaliyetlerine dair şartnamenin karşılıklı olarak kabul edildiğini, şartname kapsamında kira bedeli hususunun açıkça kabul edildiğini, davalının 27.8.2009 tarihli dilekçe ile kiralamış olduğu dolmuş hattının kira süresinin bir yıl uzatılması ve kira bedelinin şartnameye göre düzenlenmesini istemesi üzerine Belediye encümenince görüşülerek şartnamenin 26 maddesine göre aylık kiranın 365.00 TL + KDV olarak belirlendiğini,davalının bu karara karşı ... İdare Mahkemesinin 2009/1215 sayılı dosyası ile 3.6.2004 tarih ve 18 nolu encümen kararının iptali istemli dava açtığını, mahkemece yürütmenin durdurulması kararının reddine karar verildiğini,bunun üzerine kira bedelinin tahsili için icra takibi yapıldığını davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini istemiştir. Davalı vekili ise davanın haksız ve yersiz olduğunu, takip alacaklısı ile müvekkili arasındaki hukuki ilişkiye ilişkin olarak ......
Ş.. vekili temyiz etmiştir. 1) Dava kendisine ait bağımsız bölümün haksız olarak kendisine teslim edilememesi sebebiyle uğranılan kira kaybı istemine ilişkindir. Davacı A.. K.. tarafından haksız fiil nedeniyle adına tescil edilen tapunun iptali için davalı C.. Ş.. aleyhine tapu iptali tescil davasını 2002 yılında açmış, dava kabul ile sonuçlanmış ve 2008 yılında kesinleşmiştir. Davacı işbu davayı 2009 yılında yani tapu iptal ve tescil davasının kesinleşmesinden 1 yıl sonra açmıştır. Bu süre içinde zamanaşımı TBK'nın 153/6. maddesi gereğince duracaktır. Bu süre içinde zamanaşımı işlemediğinden davalı tarafın zamanaşımı def'i yerinde olmadığından davalı C.. Ş..'e bağımsız bölümün haksız teslimi tarihinden bağımsız bölümün tahliye tarihine kadar haksız işgal tazminatı talep edebilecektir....
Bu durumda, kiralamaya ilişkin 3.6.2004 tarih ve 18 sayılı karar iptal edilmeyip, halen geçerliliğini koruduğundan taraflar arasında kurulmuş bir kira sözleşmesi bulunduğunu kabul etmek gerekir. Davacı bu kira sözleşmesine dayanarak icra takibi yaparak ödenmeyen kira alacağının tahsilini istemiş, itiraz üzerine Sulh Hukuk Mahkemesine açtığı bu dava ile itirazın iptali isteminde bulunmuştur....
Bu durumda, kiralamaya ilişkin 3.6.2004 tarih ve 18 sayılı karar iptal edilmeyip, halen geçerliliğini koruduğundan taraflar arasında kurulmuş bir kira sözleşmesi bulunduğunu kabul etmek gerekir. Davacı bu kira sözleşmesine dayanarak icra takibi yaparak ödenmeyen kira alacağının tahsilini istemiş, itiraz üzerine Sulh Hukuk Mahkemesine açtığı bu dava ile itirazın iptali isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, senet iptali, alacak ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; Taraflar arasında düzenlenen 21/09/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin feshine, kira bedeline ilişkin verilen senetlerin iptali ile işbu senetlerden ve kira bedelinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, fazla ödenen kira bedelinin iadesi ile yoksun kalınan gelir kaybına yönelik maddi ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... .... Ltd....
Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin süresi bitmeden davalı tarafından feshedilerek 3. Kişiye kiralandığı bu yönüyle davalı kiralayanın haksız olduğu kabul edilse bile davacı kiracının Adana 3.İcra Müdürlüğünün 2013/2065 sayılı dosyasındaki borç nedeniyle kiralanandaki mallar hakkında haciz uygulandığı ve 29/04/2013 tarihinde haczedilen mallar 3. Kişiye ihale edilmiş 09/05/2013 tarihinde de ihale alıcısına mallar teslim edilmiş olup davacının 06/09/2013 tarihinde taşınmazın 3....
Davalılar vekili sözlü kira sözleşmesine dayanılarak itirazın kaldırılmasının mümkün olmadığını, kiralanan taşınmazın hukuki ayıplı olduğunu bu nedenle kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı alacaklı, 07.02.2013 tarihinde başlattığı tahliye talepli icra takibinde 25.01.2011 tarihli sözlü kira ilişkisine dayanarak 31.01.2013 tarihli kira alacağının tahsilini talep etmiş, dava dilekçesinde taraflar arasında yazılı kira sözleşmesinin bulunduğunu, takip talepnamesinde sehven sözlü kira ilişkisine dayanıldığını ifade etmiştir. Davalı borçlular da yazılı kira ilişkisinin varlığını kabul etmişlerdir. Bu durumda taraflar arasında 25.01.2011 başlangıç tarihli, 10 yıl süreli yazılı kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, yazılı kira sözleşmesinin tek taraflı feshinin hukuki sonuç doğurup doğurmayacağı hususunda toplanmaktadır....