Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, kiralamaya ilişkin 3.6.2004 tarih ve 18 sayılı karar iptal edilmeyip, halen geçerliliğini koruduğundan taraflar arasında kurulmuş bir kira sözleşmesi bulunduğunu kabul etmek gerekir. Davacı bu kira sözleşmesine dayanarak icra takibi yaparak ödenmeyen kira alacağının tahsilini istemiş, itiraz üzerine Sulh Hukuk Mahkemesine açtığı bu dava ile itirazın iptali isteminde bulunmuştur....

    Davacılar bu kira sözleşmesine dayanarak 13.05.2014 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2014 yılının Temmuz, Ağustos ayları ile muacceliyet koşulu gereğince 2015 yılının Mayıs ayı dahil olmak üzere toplam 409.940 TL kira alacağı ve 61.491 TL vekalet ücretinin tahsilini istemiştir. Davalının ödeme emrine itirazı üzerine davacıların 27.06.2014 tarihinde açtığı iş bu dava ile itirazın iptali talep edilmiştir.Somut olayda; davalı kiracı tarafından kira sözleşmesinin süresinden önce feshedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, kiracının tek taraflı olarak sözleşmeyi feshinin haksız olduğuna ilişkin değerlendirmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

      Sayılı Kararı ile ''özellikle kiralanana ait işletme ruhsatının kiralayan Halise Karakaya adına olduğu ve kira sözleşmesinin Borçlar Kanununun adi kiraya ilişkin hükümlere tabi olup tahliye isteminin yasal 30 günlük süre dolmadan istenmiş bulunduğu'' gerekçesiyle onandığını, davalı ile aralarındaki alt kira sözleşmesinin 25.04.2009 tarihinde sona erdiğini, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle davalının haksız işgalci konumunda olduğunu ileri sürerek haksız müdahale tarihinden itibaren 10.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, kira sözleşmesinin sona erdiği tarih sonrasında iş yerini kullanmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur....

        Hemen belirtilmelidir ki; kira akdi, özel bir şekle bağlı olmayıp, kural olarak paydaşlardan biri de taşınmazı kiraya verebilir. Ancak, paydaşlardan birinin yaptığı kira sözleşmesinin diğer paydaşlar için bağlayıcı olmayacağı, paylı mülkiyet üzere olan bir taşınmazda geçerli bir kira akdinin bulunduğunun kabulü için, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 691. maddesi hükmü ve 6.5.1955 tarih 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; sözleşmenin pay ve paydaş çoğunluğunca gerçekleştirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Eldeki davada davacının 36/48 pay sahibi olduğu gözetildiğinde, kira sözleşmesinin geçerli olmadığı, dolayısıyla davalının kullanımının haksız olduğu sonucuna varılmaktadır. Öte yandan; ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir....

          Davalılar vekili sözlü kira sözleşmesine dayanılarak itirazın kaldırılmasının mümkün olmadığını, kiralanan taşınmazın hukuki ayıplı olduğunu bu nedenle kira sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı alacaklı, 07.02.2013 tarihinde başlattığı tahliye talepli icra takibinde 25.01.2011 tarihli sözlü kira ilişkisine dayanarak 31.01.2013 tarihli kira alacağının tahsilini talep etmiş, dava dilekçesinde taraflar arasında yazılı kira sözleşmesinin bulunduğunu, takip talepnamesinde sehven sözlü kira ilişkisine dayanıldığını ifade etmiştir. Davalı borçlular da yazılı kira ilişkisinin varlığını kabul etmişlerdir. Bu durumda taraflar arasında 25.01.2011 başlangıç tarihli, 10 yıl süreli yazılı kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, yazılı kira sözleşmesinin tek taraflı feshinin hukuki sonuç doğurup doğurmayacağı hususunda toplanmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira sözleşmesinin iptali-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin iptali ve tazminat davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracı tarafından açılan sözleşmenin feshi, tazminat ve 11.400 TL teminatın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile sözleşmenin feshedildiğinin tespitine, 11.400 TL teminatın tahsiline, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              sonuna kadarki kira bedellerinin istenemeyeceği, davacı tarafından ayrıca taşınmazın tahliyesi talep edilmesine rağmen fuzuli işgal edildiğinden bu nedenle tazminat istenebileceği, ancak mahrum kalınan kira bedelinin istenemeyeceği, ayrıca taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle davacının cari hesaptan kaynaklı alacaklarının da bulunduğu gerekçesiyle davacı.....'...

                Sulh Hukuk Mahkemesince, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığı, uyuşmazlığın haksız işgale ilişkin tahliye davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise TBK'nın 310. maddesi uyarınca, kiralananın el değiştirilmesi halinde yeni malikin kira sözleşmesinin tarafı olacağının düzenlendiği, 6100 sayılı HMK'nın 4/1-a maddesi uyarınca da kira ilişkisinden doğan uyuşmazlıkları çözme yetkisinin sulh hukuk mahkemesinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan, HUMK'nın 8/ll-1. madde ve fıkrasında İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269, 272 ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir....

                  Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin süresi bitmeden davalı tarafından feshedilerek 3. Kişiye kiralandığı bu yönüyle davalı kiralayanın haksız olduğu kabul edilse bile davacı kiracının Adana 3.İcra Müdürlüğünün 2013/2065 sayılı dosyasındaki borç nedeniyle kiralanandaki mallar hakkında haciz uygulandığı ve 29/04/2013 tarihinde haczedilen mallar 3. Kişiye ihale edilmiş 09/05/2013 tarihinde de ihale alıcısına mallar teslim edilmiş olup davacının 06/09/2013 tarihinde taşınmazın 3....

                  Sayılı kesinleşen ilamı ile feshedildiğini ileri sürerek; feshedilen kira sözleşmesi gereği belediyeye haksız olarak ödemek zorunda kaldığı toplam 222.509,78 TL bedelin her bir kaleminin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı; kiralanan taşınmazın eski 109 ada, 1 parsel olarak ihaleye çıkardığını, sonradan taşınmazın başkasına ait olduğu anlaşıldığından kira kontratı ve şartnamesinin 1638 m2 lik taşınmaz olarak düzeltildiğini ve kira kontratının da davacı tarafından imzalandığını, davalının yıllarca itirazı olmaksızın bu taşınmaza dair kira bedelini ödediğini, hatta kira bedelinin uyarlanması davasını açtığını, 2001 yılından bu yana taşınmazı kiracı sıfatıyla kullandığını, kaldı ki kira sözleşmesinin feshinin geçmişe değil ileriye yönelik olduğunu, fesih tarihinden sonra ödenmiş kira bedelinin de bulunmadığını, alacağın zamanaşımına da uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu