Her ne kadar mahkemece davacının satın aldıktan sonra kira tespit davası açtığı ve bu davanın açılmasının ihtiyacın gerçek ve samimi olmadığını ortaya koyduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, yeni malikin ihtiyaç nedeniyle tahliye talep etmesine rağmen aynı zamanda kira tespit davası açması, ihtiyacın gerçek olmadığı anlamına gelmez. Davacı, tahliye gerçekleşene kadar geçen dönem için önceki kirayı kabule zorlanamaz. Bu nedenle tahliye gerçekleşene kadar geçecek dönem için kira tespit davası açması, tahliye davasının reddine gerekçe yapılamaz. Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelenmiş olup tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve yasal gerektirici nedenlere göre, ilk derece mahkemesi kararında üstteki bu eksiklikler tespit edilmiştir....
Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir." düzenlemesi bulunmaktadır. Bu nedenle dairemizce inceleme, istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ve mahkemece resen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık oluşturan sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava haksız tahliye nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır. 6098 sayılı TBK'nun 310. maddesinde ''Sözleşmenin kurulmasından sonra kiralanan herhangi bir sebeple el değiştirirse, yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur '' düzenlemesi mevcuttur....
Davacı alacaklı takip talebinde kira sözleşmesinin sözlü olduğunu belirterek sözlü kira sözleşmesine dayanmıştır. Ancak 11.10.2012 günlü itiraz dilekçesinde, dayanılan sözlü kira akdini açık ve kesin olarak inkar etmemiş, aylık kira bedeline karşı çıkmamış sadece kira akdi dışında borcunun bulunmadığını, 36 aylık kira borcunun hangi aylara ilişkin olduğunun açıkça bildirilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmiştir. Bu durumda mahkemece İİK.nun 269/c maddesi uyarınca davalının kira akdinin varlığını kabul etmiş sayılacağı hususu gözönünde bulundurularak, talep doğrultusunda işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi hatalı olmuştur. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiralananın TBK.nun 347 maddesi gereğince kira sözleşmesinin bildirimle feshi nedeniyle tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı hakkında son olarak 01.01.1999 tarihinde yenilenen 5 yıl süreli kira sözleşmesine istinaden kiralananın TBK'nun 347 maddesi gereğince tahliyesini talep etmiş, davalı kira sözleşmesini kendisinin imzaladığını, ancak taşınmazda 2009 yılından beri eşi ...'...
No:14/4 Mudanya" adresindeki müvekkiline ait taşınmazda 01.08.2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesine istinaden kiracı olarak bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinde, kira bedellerinin kira döneminin başında ve ortasında olmak üzere yılda iki defa (her yılın 15 eylül ve 15 şubat tarihlerine kadar iki eşit taksitte) toplu olarak ödenmesi kararlaştırılmış olup, bugüne kadar kira bedeline karşılık 19.10.2018 tarihinde, 19.10.2018 tarihinde 1.500,00 TL+3.000,00 TL olmak üzere toplam 4.500,00 TL, 11.10.2019 tarihinde 1.500,00 TL, 04.06.2020 tarihinde 5.000,00 TL, 02.10.2020 tarihinde 5.250,00 TL ödeme yapıldığını, kira sözleşmesine göre kira bedeline her yıl ağustos ayı itibariyle tefe-tüfe ortalaması esas alınarak artış yapılacağı kararlaştırılmış olduğunu, Kira bedelinin 2018- 2019 dönemi için toplam 6.000,00 TL olarak ödendiğini, ancak sonraki yılların kira artışları sözleşmeye (ve B.K 344 maddesine ) uygun şekilde en az TÜFE oranında artış yapılarak ödenmesi gerekirken...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, akde aykırılık nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 316.maddesi hükmü (eski Borçlar Kanun'unun 256.maddesi) uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür....
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında 30/09/2013 tarihli kira sözleşmesi gereğince yedi yıl süreli kira ilişkisi kurulduğunu, kira sözleşmesinin bitiminden önceki on beş gün öncesine kadar müvekkiline tahliye iradesinin bildirilmesinin gerektiğini, davacının kira bedelini arttırdığını belirttiğini, müvekkili tarafınan kira sözleşmesine aykırı olan bu fahiş bedelin kabul edilmediğini, davacı tarafından müvekkiline karşı düzenli aralıklarla hukuki dayanaktan yoksun gerekçeler gösterilerek sürekli ihtarname gönderildiğini, asıl amacın kira sözleşmesinde belirtilen kira artırım oranını fahiş oranda değiştirerek müvekkilinin fahiş kira bedelini ödemeye kabul etmeye zorlamak olduğunu, müvekkiline psikolojik baskı yapıldığını, ihtarnamelerin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kiralananda tadilat yapılacağının yedi yıllık kira ilişkisinin başından beri davacı tarafından bilindiğini, bu durumun tahliye sebebi sayılamayacağını, imar kanununa aykırı davranıldığı...
un arasında 01.03.2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, bu kira sözleşmesi yenilenerek bu güne kadar geçerli şekilde varlığını devam ettirdiğini, kira sözleşmesine konu taşınmazın aile konutu olduğunu, bu kapsamda müvekkili ile eşi Şerife Çakır'ın yaşamlarını birlikte idame ettirdiklerini, yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiklerini, davalı taraf ile olan kira sözleşmesi devam ederken ve davalı taraf kira sözlemesine konu taşınmazın uzun zamandan beri aile konutu olduğunu ve bu kapsamda kullanıldığını bilmesine rağmen kira sözleşmesinin tarafı olan davacı müvekkilinin eşi Şerife Çakır'dan iradeyi fesada uğratarak imzalı boş tahliye taahhütnamesi aldığını, daha sonra ise alınan iş bu tahliye taahhütnamesinin üzeri doldurularak Kuşadası İcra Müdürlüğünün 2021/3966 Esas sayılı dosyası ile takibe koyulduğunu, takibe itiraz edilmesi üzerine ise Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/815 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını henüz kesinleşmediğini, kira sözleşmesine...
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağına dayalı tahliye talepli olarak 22/03/2021 tarihinde başlatılan örnek 13 takibe ilişkin ödeme emrinin 25/03/2021 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, davalı borçlunun takibe itirazda bulunmadığı gibi 30 gün içinde takibe konu kira borcunu da ödemediğinden temerrüte düştüğü, davacı alacaklının 29/04/2021 tarihinde açtığı tahliye davasında davalı borçlu takibe itiraz etmediğinden kira sözleşmesine ve takip konusu alacağın miktarına karşı çıkmadığından İİK'nun 269/2 maddesi gereğince takibe konu alacak miktarının kesinleştiği, davalı borçlu takibe konu edilen borcun ödendiğini İİK'nun 269/c maddesinde sayılan belgelerden biriyle kanıtlanması gerektiği, yargılama sırasında davacı borçlunun borcu ödediğine ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediği görülmekle, davanın kabulü ile davalı borçlunun taşınmazdan tahliyesine ilişkin kararın dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri...
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, taraflar arasında yapılmış kira sözleşmesinin devam ettiğinin tespiti istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, HUMK.'nın 8/2 maddesinde yalnızca kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye akdin feshi yada tespit davalarında, görevli mahkemelerin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın,kira sözleşmesine dayanan bir kira tespit davası olmadığı, kiracılık sıfatının tespitine ilişkin olduğu gerekçesiyle,görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 1086 Sayılı HUMK.'...