Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında 30/09/2013 tarihli kira sözleşmesi gereğince yedi yıl süreli kira ilişkisi kurulduğunu, kira sözleşmesinin bitiminden önceki on beş gün öncesine kadar müvekkiline tahliye iradesinin bildirilmesinin gerektiğini, davacının kira bedelini arttırdığını belirttiğini, müvekkili tarafınan kira sözleşmesine aykırı olan bu fahiş bedelin kabul edilmediğini, davacı tarafından müvekkiline karşı düzenli aralıklarla hukuki dayanaktan yoksun gerekçeler gösterilerek sürekli ihtarname gönderildiğini, asıl amacın kira sözleşmesinde belirtilen kira artırım oranını fahiş oranda değiştirerek müvekkilinin fahiş kira bedelini ödemeye kabul etmeye zorlamak olduğunu, müvekkiline psikolojik baskı yapıldığını, ihtarnamelerin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kiralananda tadilat yapılacağının yedi yıllık kira ilişkisinin başından beri davacı tarafından bilindiğini, bu durumun tahliye sebebi sayılamayacağını, imar kanununa aykırı davranıldığı...

No:14/4 Mudanya" adresindeki müvekkiline ait taşınmazda 01.08.2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesine istinaden kiracı olarak bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinde, kira bedellerinin kira döneminin başında ve ortasında olmak üzere yılda iki defa (her yılın 15 eylül ve 15 şubat tarihlerine kadar iki eşit taksitte) toplu olarak ödenmesi kararlaştırılmış olup, bugüne kadar kira bedeline karşılık 19.10.2018 tarihinde, 19.10.2018 tarihinde 1.500,00 TL+3.000,00 TL olmak üzere toplam 4.500,00 TL, 11.10.2019 tarihinde 1.500,00 TL, 04.06.2020 tarihinde 5.000,00 TL, 02.10.2020 tarihinde 5.250,00 TL ödeme yapıldığını, kira sözleşmesine göre kira bedeline her yıl ağustos ayı itibariyle tefe-tüfe ortalaması esas alınarak artış yapılacağı kararlaştırılmış olduğunu, Kira bedelinin 2018- 2019 dönemi için toplam 6.000,00 TL olarak ödendiğini, ancak sonraki yılların kira artışları sözleşmeye (ve B.K 344 maddesine ) uygun şekilde en az TÜFE oranında artış yapılarak ödenmesi gerekirken...

Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, taraflar arasında yapılmış kira sözleşmesinin devam ettiğinin tespiti istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, HUMK.'nın 8/2 maddesinde yalnızca kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye akdin feshi yada tespit davalarında, görevli mahkemelerin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın,kira sözleşmesine dayanan bir kira tespit davası olmadığı, kiracılık sıfatının tespitine ilişkin olduğu gerekçesiyle,görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 1086 Sayılı HUMK.'...

    Davacı tarafça, "bilirkişi ek raporunda 2017 yılı için davalının beyanına itibar edilerek artış yapılmamasının hatalı olduğu" ileri sürülmüş ise de; davacı tarafça, dava dilekçesinde açıkça müvekkili tarafından kira sözleşmesine istinaden yapılması gereken ÜFE -TEFE ortalamasına göre kira artışının 2017 yılı için yapılmadığı açıkça beyan edilmiş olduğundan bu beyan esas alınarak 2017 yılı artış yapılmadığı kabul edilerek hesaplama yapılmasında hukuka aykırılık yoktur. Davacı taraf tahliye talebinin reddi yönünden ise HMK 125/2.maddesi gözetilerek bu madde uyarınca uygulama yapılması gerekirken red kararı verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Davacı alacaklı tarafından 16/01/2019 tarihinde başlatılan icra takibinde aylık 1.364,34 TL den 2018 yılı Mart ila 2019 Ocak ayları arasındaki 15.638,07 TL kira alacağının tahsili istenmiştir....

    Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağına dayalı tahliye talepli olarak 22/03/2021 tarihinde başlatılan örnek 13 takibe ilişkin ödeme emrinin 25/03/2021 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, davalı borçlunun takibe itirazda bulunmadığı gibi 30 gün içinde takibe konu kira borcunu da ödemediğinden temerrüte düştüğü, davacı alacaklının 29/04/2021 tarihinde açtığı tahliye davasında davalı borçlu takibe itiraz etmediğinden kira sözleşmesine ve takip konusu alacağın miktarına karşı çıkmadığından İİK'nun 269/2 maddesi gereğince takibe konu alacak miktarının kesinleştiği, davalı borçlu takibe konu edilen borcun ödendiğini İİK'nun 269/c maddesinde sayılan belgelerden biriyle kanıtlanması gerektiği, yargılama sırasında davacı borçlunun borcu ödediğine ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediği görülmekle, davanın kabulü ile davalı borçlunun taşınmazdan tahliyesine ilişkin kararın dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri...

    K A R A R Davacı alacaklı 01.01.2016 tarihli sözlü kira sözleşmesine dayanarak 04.05.2017 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı ........ takibi ile 2016 yılı ........ ayı bakiye kira alacağı 3.273,00 TL ile aylık 8.496,00 TL'den 2016 yılı ........ ayından 2017 yılı ........ ayına kadarki kira alacağı toplam 62.745,00 TL'nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 09.05.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 12.05.2017 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkilinin alacaklı görünen şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı 2016 ........ tarihinde tahliye ettiğini ve anahtarı mal sahibine teslim ettiğini, ekte bir başka işyerine taşındığına dair belgeyi sunduklarını, ayrıca alacaklının işyerine kiralık tabelası astığını, takibe, borca, kira sözleşmesine, kira bedellerine, alacak ve tahliye talebine açıkça ve ayrıca itiraz ettiklerini bildirmiştir....

      İcra Müdürlüğünün 2019/3583 esas sayılı dosyası ile hakkında 24/03/2019- 24/03/2020 tarihleri arasında belirlenen 1 yıllık kira bedeli için tahliye talepli takipte davalıya örnek 13 ödeme emri kira sözleşmesi ile birlikte tebliğ edildiğini, 208.650,00 TL ödemede bulunduğunu, buna göre eksik ödeme nedeniyle bakiye alacağı bulunduğunu, hesap tablosunda toplam 215.771,00TL olarak belirlendiğini, borcun tamamının yatırılmadığından yapılan kısmi itirazın kaldırılması talep edildiğini, davanın kabulü ile davalıların borca kısmi itirazlarının kaldırılmasını, kira sözleşmesine konu Melikgazi Hallaçoğlu Mahallesi 858 ada 174 parselde kayıtlı zemin, kat:1 ve 3 numaralı dükkan olan bağımsız bölümlerden tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; İtirazın kaldırılması ve tahliye davalarının ayrı ayrı reddine, yönelik karar verildiği anlaşılmıştır....

      Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir. Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1)....

      Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir. Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1)....

      Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir. Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1)....

      UYAP Entegrasyonu