Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, kira sözleşmesine aykırılık nedeniyle oluşan zararın tazmini ve tahliye istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Davacı taraf asıl davada davalının 01.05.2008 tarihli kira sözleşmesine aykırı davrandığını belirterek sözleşmeye aykırılıktan doğan zararının tazminini, birleşen davada ise sözleşmenin esaslı unsurlarına aykırılık nedeniyle davalının tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasında 01.05.2008 tarihli 10 yıl süreli aylık cironun KDV hariç %2,5 bedelle kira sözleşmesi bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Adana 5. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/644 E. Ve 2019/1096 K....

Davacı taraf kira sözleşmesine konu kantinin 6570 sayılı kanun hükümlerine tabi olduğu ve bu kanun hükümlerine göre sözleşme devam ettiği halde sözleşmeye aykırılık davranıldığı gerekçesi ile kira sözleşmesinin iptal edildiği ve yeniden ihaleye çıkılmasına ve tahliyesine karar verildiğini bildirerek muarazanın meni ve müdahalenin menine karar verilmesini talep etmiştir.Dava sırasında davacının idari yoldan tahliyesi sağlanmıştır.Davacı vekilinin 23.11.2009 tarihli dilekçesinde idari yetki ile tahliye edilmeleri nedeniyle müdahalenin meni davasının konusuz kaldığını ancak müdahalenin meni talebi yönünden davalarının devam ettiğini 2011/4628-12681 beyan etmiştir.Davacı tarafın kiralanan taşınmazın 6570 sayılı kanununa tabi olduğu,bu yüzden kira sözleşmesinin devam ettiğini iddia etmiş,davalı taraf ise taşınmazın 2886 sayılı kanun hükümlerine tabi olduğunu savunduğuna göre ve buna göre kira sözleşmesinin iptali ile yeniden ihaleye çıkılmasına karar aldığına göre dava konusu kira sözleşmesi...

    İskenderun İcra Müdürlüğünün 2020/17847 esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı T1 vekili tarafında borçlu T3 aleyhine 15/10/2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanak adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takip başlatıldığı, örnek 13 ödeme emrinin borçluya 08/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 13/10/2020 havale tarihli dilekçesi ile borcu olmadığından bahisle takibe itiraz ettiği, icra müdürlüğünce süresinde olan itiraz nedeniyle borçlu aleyhine başlatılan takibin durdurulmasına karar verildiği, 30/11/2020 tarihinde davanın açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında imzalanan 15/10/2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde, kira bedeli aylık 800,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. Takip 15/11/2019 ile 15/09/2020 ayları kira bedeline ilişkindir. Davalı kiracının da sözleşmeye ve kira bedeline ilişkin itirazı yoktur. Davacının kiralayan olarak tahliye talep etmekte aktif husumeti vardır....

    Her ne kadar Mahkemece; davalının sahte kira sözleşmesi düzenlediği ve bunu icra takibinde kullandığının ilgili icra dosyası ile ceza dosyasından anlaşıldığı ancak tahliyenin, yargı kararı neticesinde gerçekleşmiş olduğundan bu kararın hukuken geçerli bir karar olması nedeniyle haksız olduğunun sabit olmadığı ayrıca tahliyenin haksızlığı, tahliye davasına bakmakla görevli hukuk mahkemesinde dava konusu edilmediğinden, meselenin esastan incelenmediği belirtilerek tahliyenin haksız olduğunun ispatlanamadığına karar verilmek suretiyle manevi tazminat ve faydalı ve zaruri masraflar dışındaki maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere 10.06.2008 tarihinde başlatılan ilgili takip dosyasında sahte olarak düzenlendiği anlaşılan kira sözleşmesine dayanılmış ve kesinleşen takip nedeniyle icra mahkemesinde açılan tahliye davasında verilen tahliye kararı infaz edilmek suretiyle kiralanan icra marifetiyle tahliye edilmiştir....

      -KARAR- Dava; kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali, icra inkar tazminatı ve tahliye istemine ilişkindir. Davalı temsilcisi, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, tahliye talebi yönünden HUMK’nun 46.maddesi uyarınca ayrılma kararı verilmiş, ayrı bir esasa kaydedilen bu dava yönünden görevsizlik kararı verilmiş,yapılan yargılama,toplanan deliller neticesinde kira alacağı davasının 6570 sayılı yasa kapsamında kira sözleşmesine dayanılan kira alacağı mahiyetinde olması nedeniyle HUMK’nun 8.maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçeleri ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve istem halinde dosyanın görevli nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir....

        Noterliğince davalıların talebi üzerine düzenlenen cevabi ihtarname ile kiralayanı ... olan 20.03.1996 başlangıç tarihli, bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayalı olarak kira dönemi bitim tarihi olan 19.03.2013 tarihinden itibaren, yasal sürede davalarını açtıklarını belirterek ihtiyaç sebebine dayalı olarak davalıların tahliyesini istemiştir. Davalılar tarafından dosyaya ibraz olunan, kiralayanı ..., kiracıları davalılar olarak düzenlenmiş yazılı kira sözleşmesi 20.03.1996 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir. Yukarıda açıklandığı gibi yeni malik, iktisaba dayalı olarak dava açabileceği gibi eski kiralayananın halefi olarak yazılı kira sözleşmesine göre, yenilenen dönemin bitiminden itibaren bir ay içerisinde ihtiyaç sebebiyle tahliye isteminde bulunabilir. Bu durumda taraflarca, ihtilaf konusu olmayan yazılı kira sözleşmesine ve yenilenen dönem itibariyle, seçimlik hakka dayalı olarak davacı tarafça 25.03.2013 tarihinde açılan dava süresindedir....

          Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, kira sözleşmesinin feshi ile tahliye istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince, kira sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile bu kira sözleşmesine dayanılarak tapuya verilen kira şerhinin iptaliyle tahliye talep edilmesine karar verilmesi istenen uyuşmazlığın, dava değerine göre sulh hukuk mahkemesinin görev alanında olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, görevli mahkemenin müddeabihin değerine göre belirlenmesi gerektiği, kira sözleşmesinde belirlenen bedelin 100.000 USD olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

            VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir....

            Mahkemece, eldeki davanın kira sözleşmesine dayanarak açılan tespit davası olduğu ve HUMK’nun 8/2-1 maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, eldeki davası ile kira sözleşmesine dayanarak davalı kiralayan ile aralarındaki çekişmenin giderilmesini 2008/1699-7840 istemiştir. HUMK'nun 8.maddesinin 2.fıkrasının 1.bendi hükmüne göre ancak, tahliye ve tespit (kira miktarının tespiti) davalarına...değere bakılmaksızın sulh mahkemelerinde görüleceği öngörülmüştür. Muarazanın men'i isteklerinde ise, yıllık kira bedeline göre, görevli mahkemenin saptanması gerekir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesine göre yıllık kira parası 14.400,00 YTL bulunduğundan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

              Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 01/09/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalının 10 ay boyunca müvekkillerinin paylarına düşen 2.926,93 TL kira bedelini ödemediğini, kiralanan taşınmazın paylı mülkiyete tabi olup davacıların kendi paylarına düşen kira bedelini talep edebilecekleri gibi pay ve paydaş çoğunluğuna sahip olduklarından tahliye davası açabileceklerini, ayrıca dava dışı paydaş ... kira sözleşmesine taraf olmadığından, davacıların kiraya veren sıfatı ile de tahliye davası açabileceklerini, davalının takibe itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, kiralayanlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu