WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Dava; kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali, icra inkar tazminatı ve tahliye istemine ilişkindir. Davalı temsilcisi, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, tahliye talebi yönünden HUMK’nun 46.maddesi uyarınca ayrılma kararı verilmiş, ayrı bir esasa kaydedilen bu dava yönünden görevsizlik kararı verilmiş,yapılan yargılama,toplanan deliller neticesinde kira alacağı davasının 6570 sayılı yasa kapsamında kira sözleşmesine dayanılan kira alacağı mahiyetinde olması nedeniyle HUMK’nun 8.maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçeleri ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve istem halinde dosyanın görevli nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir....

    Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında 01/09/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalının 10 ay boyunca müvekkillerinin paylarına düşen 2.926,93 TL kira bedelini ödemediğini, kiralanan taşınmazın paylı mülkiyete tabi olup davacıların kendi paylarına düşen kira bedelini talep edebilecekleri gibi pay ve paydaş çoğunluğuna sahip olduklarından tahliye davası açabileceklerini, ayrıca dava dışı paydaş ... kira sözleşmesine taraf olmadığından, davacıların kiraya veren sıfatı ile de tahliye davası açabileceklerini, davalının takibe itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, kiralayanlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur....

      Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, kira sözleşmesinin feshi ile tahliye istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince, kira sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile bu kira sözleşmesine dayanılarak tapuya verilen kira şerhinin iptaliyle tahliye talep edilmesine karar verilmesi istenen uyuşmazlığın, dava değerine göre sulh hukuk mahkemesinin görev alanında olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, görevli mahkemenin müddeabihin değerine göre belirlenmesi gerektiği, kira sözleşmesinde belirlenen bedelin 100.000 USD olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

        Mahkemece, eldeki davanın kira sözleşmesine dayanarak açılan tespit davası olduğu ve HUMK’nun 8/2-1 maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, eldeki davası ile kira sözleşmesine dayanarak davalı kiralayan ile aralarındaki çekişmenin giderilmesini 2008/1699-7840 istemiştir. HUMK'nun 8.maddesinin 2.fıkrasının 1.bendi hükmüne göre ancak, tahliye ve tespit (kira miktarının tespiti) davalarına...değere bakılmaksızın sulh mahkemelerinde görüleceği öngörülmüştür. Muarazanın men'i isteklerinde ise, yıllık kira bedeline göre, görevli mahkemenin saptanması gerekir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesine göre yıllık kira parası 14.400,00 YTL bulunduğundan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

          Davalı borçlu icra takibine yaptığı itirazında açıkça kira sözleşmesine ve aylık kira miktarına karşı çıkmadığından kira ilişkisi ve takip konusu alacak miktarı kesinleşmiştir. Davalı, kiralananı 01.02.2018 tarihinde tahliye ettiğini usulüne uygun olarak kanıtlayamadığına göre takibe konu kira bedellerini ödemekle yükümlü olup, kira borcunun ödendiğine dair yazılı belge sunulmadığından davalı kiracının alacağa yönelik istinaf istemi yerinde değildir. Davalı T5'nin tahliye kararına yönelik istinaf istemine gelince; Davacı vekili duruşmadaki beyanlarında kiralanın dava açıldıktan sonra tahliye edildiğini, tahliye davasının konusuz kaldığını, kiralanana 18.02.2019 tarihinde tutanak tutularak girildiğini beyan ettiğine göre kiralananın bu tarih itibariyle davacının hakimiyetine geçtiğinin kabulü gerekir....

          Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davacı alacaklılar tarafından davalı borçlu hakkında yazılı kira sözleşmesine istinaden temerrüt nedeniyle tahliye talepli kira alacağına ilişkin 18/09/2020 tarihinde başlatılan örnek 13 takibe dair ödeme emrine borçlunun süresinde yaptığı itirazı ile herhangi bir borcunun bulunmadığını, borcun tamamına, faize, faiz oranına ve tüm fer'ileri ile tahliye talebine itirazla tahliye istenilen dönem dışındaki dönemlere ilişkin uyarlama talebinde bulunduklarını belirtmiş, müdürlüğün 23/09/2020 tarihli kararı ile süresinde yapılan itiraz gereğince takibin İİK'nun 66. maddesi gereğince durdurulduğu, davacı alacaklının ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük ödeme süresi geçtikten sonra 30/10/2020 tarihinde tahliye talepli itirazın kaldırılması davasını açtığı görülmekle yapılan incelemesinde; davalı borçlunun kiracılık ilişkisine ve kira bedeline itiraz etmediği mahkemenin de kabulünde olduğu, mahkemece yapılan yargılamada borç ve faiz hesabının yapıldığı...

          Dava, İİK'nun 269/a maddesi uyarınca açılmış kesinleşen takipte temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkindir....

          Genel şartnamenin 13. maddesi ”Kira süresi sona ermeden faaliyetini durdurması sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmememesi hallerinde, kira sözleşmesi 2886 Sayılı Kanunun 62. maddesine göre tebligat yapmaya gerek kalmaksızın fesih edilir. Kesin teminat irad kayıt edilir ve son bu yıl kira bedeli tazminat olarak tahsil edilir." Hükmüne yer verilmiştir. Davalının kira bedellerini ödemediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Kira sözleşmesinden doğan kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle aktin feshi ve tahliye istemi Türk Borçlar Kanunun 315. (818 Sayılı Borçlar Kanunun 260.) maddesinde düzenlenmiştir....

            Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir. Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1)....

            Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak ret etmez ise akdi kabul etmiş sayılır. İcra İflas Kanununun 269/c maddesine göre borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz etmiş ise, itiraz sebeplerini açıkça bildirmek ve ödeme konusundaki itirazını noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmeye mecburdur. Somut olayda; davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesinde; kira ilişkisindeki imzaya, kira sözleşmesine, kiracılık sıfatına ve kira miktarına itiraz etmemiş, borca itiraz etmiştir. Borçlunun kira sözleşmesine ve kira miktarına açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK'nun 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda davalı borçlu, borçlu olmadığı savunmasını İİK’nun 269/c maddesindeki belgelerle kanıtlamalıdır....

            UYAP Entegrasyonu