Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1). Borçlu, itirazında kira sözleşmesini inkâr ettiğini, yani kira sözleşmesini ve varsa buna ait mukavelenamedeki (yazılı kira sözleşmesindeki) imzasını kabul etmediğini (reddettiğini) açık ve kesin olarak bildirmelidir; aksi hâlde, borçlu kiracı, kira sözleşmesini kabul etmiş sayılır (İİK m. 269/2 , c.2) (Kuru, B: İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, Ankara 2013, s. 837)....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira sözleşmesinin feshi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin feshi davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesine aykırılık nedeniyle kiracı tarafından açılan kira aktinin feshi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Nitekim Dairemizin 2012/17274 E. 2013/884 K. sayılı 24.01.2013 tarihli ilamında da takip talebinde adresin yanlış yazılmasının, takip talebi ekinde bulunan tahliye taahhüdündeki tahliye edilecek adresin belirtilmesi karşısında sonuca etkili görülmediği belirtilmiştir. Sonuç olarak; Davacının, taraflar arasındaki 01.07.2007 tarihli kira sözleşmesine istinaden yaptığı takip neticesinde davalının kira sözleşmesine konu kiralanandan tahliyesini talep ettiği, takip talebinde farklı bir adres yazılmış olmasının açık bir maddi hataya dayandığı, aksine de bir iddia veya beyan bulunmadığı, ayrıca davacının yargılama sırasında tahliye talep edilen adresi açıkladığı ve takip talebinde adresin sehven hatalı yazıldığını belirttiği görülmüştür....

      Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir. Kira sözleşmesine itiraz, borçlunun (alacaklının iddia ettiği) kira sözleşmesinin varlığını inkâr etmesidir, yani kabul etmemesidir (reddetmesidir). Alacaklı sözlü bir kira sözleşmesinin varlığını iddia ediyorsa, borçlunun böyle bir (sözlü) kira sözleşmesini inkâr etmesi (kabul etmemesi), kira sözleşmesine itirazdır. Alacaklı yazılı bir kira sözleşmesine dayanmakta ise, borçlu kiracının bu sözleşmede kendisine izafe olunan imzayı inkâr etmesi (kabul etmemesi) kira sözleşmesine itirazdır (İİK m. 269/b,1)....

      Bu itibarla, 2886 sayılı Kanun uyarınca yapılan kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle anılan Kanun'un 75. Maddesi uyarınca tesis edilen tahliye işleminin iptali istemiyle idari yargıda açılan davada; kira sözleşmesinde gösterilen sürenin, uyuşmazlığın çözümünde belirleyici olacağı; kira sözleşmesine dayalı olarak ileri sürülen iddiaların idari yargıda incelenemeyeceği; ancak davacı tarafından, kiracılığının sürdüğü yolunda kiralayan idareye karşı adli yargıda açılmış bir dava var ise bu davanın bekletici mesele kabul edileceği; verilen kararın ise kira sözleşmesinin taraflarını bağlayacağı, tarafların sözleşme serbestisi kapsamında kurulmuş oldukları hukuki tasarruf olan kira sözleşmesinin sürüp sürmediğini belirleyeceği, bu karar sonucuna göre tahliye işleminin sonuçlandırılacağı açıktır. Uyuşmazlıkta, İzmir ili, Çeşme İlçesi, ... Mahallesi, ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi-Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye ve alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, akde aykırılık nedeniyle tahliye ve alacak istemine ilişkindir....

          Davalı vekili; dayanak kira sözleşmesinin aslı mevcut olmadığından sözleşme altındaki imzanın tetkikinin mümkün olmadığını, sunulan sözleşmenin sahte olduğunu, taraflar arasında böyle bir sözleşmenin akdedilmemiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; dayanak kira sözleşmesine göre kira başlangıç tarihinin 01.01.2011, takip tarihinin 01.01.2016 olduğu, davacının dayandığı kira sözleşmesine uygun olarak iki ay öncesinden ihtarname gönderip kira sözleşmesine son verdiğini belirtmediği, dosyaya bu yönde bir delil de sunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 327. maddesinde yer alan düzenlemeye göre genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde kira sözleşmesinin başlangıcı ve süresi belli ise kira sözleşmesinde sürenin dolması ile kira sözleşmesi kendiliğinden sona erer....

            Noterliği'nin 23.03.2015 tarihli...yevmiye no.lu ihtarnamesi ile bildirdiğini ancak davalının mecuru tahliye etmediğini bununla birlikte, davalının kiralanan daireyi kira sözleşmesine uygun şekilde mesken olarak değil depo olarak ve hor kullandığını bu nedenle de akde aykırılık oluştuğunu ayrıca davalının murisle birlikte ikamet edenlerden olmaması nedeniyle fuzuli şagil olduğunu belirterek akdin feshi ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı, davalı ... hakkında açtığı birleşen davada ise müteveffa kiracı ...'ın mirasçıları, mecburi dava arkadaşı olduğundan tahliye davasının mirasçı ...'a da yöneltilmesi gereği hasıl olduğunu beyanla adı geçen davalının kira sözleşmesinin 10 yıllık uzama süresinin sona ermiş olması nedeniyle akde aykırılık nedeniyle taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ve birleşen davanın davalısı davaya cevap vermemişlerdir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Davalı tarafça her ne kadar takibe itiraz edilmiş ise de, davalının aralarındaki kira sözleşmesine yönelik bir itirazı olmadığı, kiracı olarak taşınmazı kullandığı, tahliye taahhütnamesinde taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu kabul ettiği, icra takibinde dayanılan tahliye taahhütnamesindeki tarihe ve imzasına itiraz etmeyerek imza ve tarihi kabul ettiği, davalı tahliye taahhüdünün uzatıldığı ve kira ilişkisini devam ettirmeye karar verdiklerini iddia etmişse de, yazılı tahliye taahhüdünün iptali için dava açmadığı, taraflar arasında kira ilişkisini devam ettirmeye karar verdiklerine yönelik itirazlarının dar yetkili icra mahkemesince incelenemeyeceği, davalının iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının kaldırılmasına, takibin devamına, davalının kiralanandan tahliyesine karar verildiği görülmüştür....

              GEREKÇE: Uyuşmazlık, itirazın kaldırılması ve tahliye talebine ilişkindir. Adana 4. İcra Müdürlüğünün 2020/9298 E sayılı dosyası incelendiğinde; Davacı alacaklı tarafından 15/08/2019 kira başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesine dayanılarak 12.500,00 TL kira alacağı ve işlemiş faizinin tahsili ve tahliye talebiyle davalı aleyhine takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 14/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 18/11/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, ödeme süresi içinde borçlunun ödeme yapmadığı, davanın 21/12/2020 tarihinde açıldığı görülmüştür. İtiraz dilekçesi incelendiğinde; borçlunun 5.000,00 TL banka havalesi yoluyla, 5.000,00 TL elden ödeme yaptığını belirterek borca itiraz ettiği, ayrıca kira parasının banka hesabına havale yapılarak ödeneceğine ilişkin 22. maddesi ile kira süresinin bitiminde evin tahliye edileceğine ilişkin 23. Maddesinin kira sözleşmesine sonradan eklendiğini ileri sürdüğü görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu