Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2017/549 Esas sayılı dosyasında verilen 23.03.2018 tarihli karara karşı yapılan istinaf incelemesinde dairemizin 2018/888 Esas sayısında incelendiği ve dairemizce uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan 01.04.2014 tarihli protokol kapsamında çözümlenmesi gerektiği kabul edildiği, dairemiz kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2020/2044 Esas, 2020/3600 Karar sayılı kararı ile kiralanan taşınmazların devredilmediği ve dava tarihi itibarı ile halen davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın Kira Hukuku doğrultusunda kira sözleşmesi dikkate alınarak çözülmesi gerektiğinin benimsendiği görülmektedir. Uyuşmazlığın Yargıtay kararında kabul edilen niteliğine göre, dairemizce 2019/1200 Esas, 2019/1724 Esas, 2019/1731 Esas sayılı kararlarında taraflar arasındaki ilişkinin kira sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği benimsenmiştir....
Belediye Başkanlığı'nın ise kiraya veren olması sebebiyle TBK 301 hükmü gereğince sorululuğu bulunduğunu belirterek rucüen tazminat alacağı 20.911,07 TL'nin 02/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili; davanın idari yargıda görülmesi ve dava açılmadan önce idari başvuruda bulunulması gerektiğini, davalı idareye husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, zira yangın olayının davalı idarenin yetki ve sorumluluğunda bulunmayan elektrik tesisatına ilişkin problemlerden kaynaklandığını, İlçe Belediyesi olarak sahip olunan tasarruf yetkisi kapsamında ihale yapan sıfatı ile davalı idare ile sigortalı arasında imzalanan kira sözleşmesi nedeni ile söz konusu hasardan davalı idarenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını ve kiracı ...'ın işyerini kiralarken imzaladığı kira sözleşmesi çerçevesinde her türlü sorumluluğu üstlenmiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
300/1. maddesi "Kira sözleşmesi, belirli ve belirli olmayan bir süre için yapılabilir." hükmünü içermektedir....
Dava, kiralama sözleşmesi kapsamında tazminat istemine ilişkindir. Ticaret Mahkemesinin görev alanı, 6102 Sayılı TTK'nın 4 ve 5 maddelerinde düzenleme altına alınmıştır....
Öte yandan kiraya veren Belediye Başkanlığı olsa dahi, taraflar arasındaki kira sözleşmesi 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında yapılmamış ise veya ilk sözleşme 2886 Sayılı yasa kapsamında olsa dahi sonraki sözleşmeler, bu yasa kapsamında yapılmamış ise, taraflar arasındaki ilişkide TBK'nun konut ve çatılı iş yerlerine ilişkin hükümlerin uygulanması ve kira sözleşmesinin TBK.nun 347/1 maddesine göre aynı şartlarla birer yıl uzamış sayılması gerekir. Kira sözleşmesinin şekline bakıldığında ise Borçlar kanunu'nda kira sözleşmesi için kural olarak bir sıhhat şekli öngörülmemiştir.Kira sözleşmesi kural olarak geçerliliği biçime bağlı değildir.Bunun yanında geçerliliği şekle bağlı tutulan kira sözleşmeleri istisnaidir. Fikir ve sanat eserleri üzerindeki hakların ücret karşılığı devri.( lisans) sözleşmesi yazılı şekilde yapılmalıdır....
İhtarnamede belirtilen 10. günün sonunda, yerinde yapılacak kontrolde, belirtilen hususlara uyulmadığı görülürse, kira sözleşmesi fesh edilerek kesin teminatı irad kaydedilir ve son bir yıllık kira bedeli tazminat olarak tahsil edilir."hükmü kararlaştırılmıştır.Davalı kiralananın alt kiracılara kullandırıldığı iddiasıyla davacıya gönderdiği Ankara 3. Noterliği’nin 11/07/2017 tarih ve 13662 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kiralananı üçüncü şahıslara kullandırma ve alt kiracı alma hususlarının giderilmesi için 10 günlük süre vermiştir.Süre sonunda da Ankara 3 Noterliği'nin 28/07/2017 tarih ve 14608 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile alt kiracı alma şeklindeki öceki ihtarnamede belirilen hususlara son verilmediğinden bahisle sözleşmeyi feshettiğini, teminatın gelir kaydedildiğini, 11.madde gereği 1 yıllık kira bedelinin tazminat olarak ödenmesi gerektiğini belirterek kiralananın tahliye edilmesini istemiştir....
haksız tahliyesi sonucunda uğradığı zararın tazmini ve peşin ödediği fazla kira bedelinin iadesi için açacağı davalar öncesinde de taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisine ilişkin ihtilafı kesin olarak sona erdirecek ve alacak-borç durumunu tespit edecek bir hükme ihtiyaç duyulması karşısında, davacının söz konusu kira sözleşmesi kapsamında davalıya borçlu olmadığının tespiti gerektiğini bu doğrultuda eldeki davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini, ilk derece mahkemesinin ise kararında, ödenen kira bedellerine ilişkin olarak taraflar arasında dava ve icra takibi bulunmadığı gerekçesi ile eldeki davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını belirtmiş ise de yukarıda açıklanan hususlar dikkate alındığında, özellikle davalının, eşi T5’e yapılan ödemeleri yetkisiz temsil çerçevesinde İcra Hukuk Mahkemesindeki beyanında kabul etmediği hususu gözetildiğinde davacının, davalıya kira sözleşmesi kapsamında borcu olup olmadığının tespitinde hukuki yararı bulunduğunun tartışmasız...
Mahkemece, dosya kapsamı işleticilik sözleşmesi, kira sözleşmesi, ödeme dekontları kapsamında kalıcı teknik yatırımlara konu sözleşmelerin tarafı davalılar olmadığı gibi, yapılan ödemelerin davadışı... Ltd. Şirketine yapılması nedeniyle davalıların iadeden sorumlu olmayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir edilen 1.100 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
." ödeneceğinin açık bir şekilde düzenlendiğini, bu madde metninden açık bir şekilde anlaşılacağı üzere, kira sözleşmesinin imzalanması ve ruhsatların devrinin, peşinatın kalan kısmının ödenmesi için yeterli görüldüğünü, somut davada ise, davalı alıcı ile mal sahipleri arasında kira sözleşmesi kurulduğunu ve ruhsatların devredildiğini, dolayısıyla müvekkilinin sözleşme gereği bakiye tutarın ödenmesine ilişkin ifa etmesi gereken edimlerini yerine getirdiğini, Davalı alıcı ile mal sahipleri arasında kira sözleşmelerinin kurulduğunun sabit olduğunu, davalı her ne kadar aynı koşullarda kira sözleşmesi imzalanmadığını iddia etmekte ise de, aynı koşullarda ve kira bedelleri ile kira sözleşmesi imzaladığını, aksi düşünülse bile davalı alıcı ile mal sahipleri arasında kira sözleşmelerinin kurulması aşamasındaki tüm pazarlığın bizzat davalı tarafından yürütüldüğünü, bu aşamada müvekkilden hiçbir destek talep etmediğini, sonuçta kendi özgür iradesi ile bu sözleşmeleri imzaladığını, davalının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Uyuşmazlık, davacının kira sözleşmesi ile kiraladığı taşınmaza, 3. kişi olan davalılarca müdahale edilmesi nedeniyle tazminat istemidir.Taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmamaktadır. Uyuşmazlık da kira sözleşmesinden kaynaklanmamaktadır. Davacıya teslim edilen taşınmaza haksız olarak müdahale edilmesine yöneliktir. Davacının kiracılık sıfatına yönelik bir ihtilaf da bulunmamaktadır. Bu nedenle görevli Daire Yargıtay 4. Hukuk Dairesidir. Ancak 4. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verilmiş olduğundan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay 1. Başkanlığına gönderilmesine, 13.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....