Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacıların maliki olduğu taşınmazın davalı tarafından kira ilişkisi bulunmamasına rağmen haksız işgal edildiği gibi kira bedeli de ödenmediği iddiasıyla taşınmazda bulunan davalıya ait malzemelerin sökülmesi, bu bölüme ilişkin müdahalesinin önlenmesi ve işgal tazminatı ödenmesi istemlerine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince, davacı ile davalı arasında kira sözleşmesi bulunduğu, dava konusu edilen alanın kira sözleşmesi kapsamında bulunup bulunmadığının belirlenmesi için kira sözleşmesinin incelenmesi gerektiği, uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın eski maliki ... ile müvekkili şirket arasında 20.03.2007 tarihli 6 yıl 5 ay süreli kira sözleşmesi imzalandığını ve taşınmazın müvekkili şirket tarafından kira sözleşmesine dayalı olarak kullanıldığını, taşınmaz kira sözleşmesi kapsamında kullanılmakta iken, ... Belediyesine devredildiğinin öğrenildiğini ve belediyeye ecrimisil bedeli olarak 6 aylık 2.000 TL ödendiğini, davacının satın aldığı tarihte üzerinde müvekkili şirkete ait kule ve konteynır sistemi bulunduğunu bildiğini ve uzun süre sessiz kalarak zımnen muvafakat belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin şekil şartlarına uygun olarak yapılmadığını, bu nedenle geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak geç teslim nedeniyle kira kaybından dolayı açılan dava reddinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere sözleşmenin geçerli olarak kabul edilmesi halinde, sözleşmeye göre davacıya bağımsız bölümün süresinde teslim edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye göre teslim tarihinin 9. maddede “altı ay ila tazminat ve önceden haber vermeksizin uzatılabileceğinin" ifade edildiğini, ortada geç teslim gibi bir durumu söz konusu olmadığını, davacı tarafça kira sözleşmesi yapma imkanının ortadan kalktığına dair belge sunulmadığını, bilirkişi raporunda yapılan farazi hesaplamaya göre karar verilmesinin yerinde olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, araç kira sözleşmesi kapsamında kira bedellerini ödemediği gerekçesi ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince; taraflar arasındaki ilişkinin, ticari dava niteliğinde olup, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesi gereğince ticari davalara ticaret mahkemesince bakılacağı gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Taraflar arasında yapılan sözleşmede davalı Emlak Konut şirketi, satıcı, arsa sahibi olarak yer almakta olup, 14. 8. maddesindeki alıcının, satış vaadi sözleşmesi nedeniyle doğacak tüm tazminat ve talep haklarının muhatabının yüklenici şirket olduğunu kabul edeceği yönündeki düzenleme haksız şart kapsamında olup geçersizlik yaptırımına tabidir. Tüm bu nedenlerle sözleşmedeki genel işlem koşullarına aykırı olan hükme dayanarak davalının taraf ehliyeti bulunmadığı yönündeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Nitekim Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin 27/04/2021 tarih 2020/8132 E., 2021/4662 K.sayılı kararı da bu yöndedir. İlk derece mahkemesince, tarafların sunmuş oldukları deliller, düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, Unikonut - Ispartakule Projesi gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi örneği dosya arasına alınarak tarafların iddia ve savunmaları kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....
Mülga 1086 Sayılı HMUK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Olayımıza gelince; Davacı şirket ile davalı şirket arasında kira sözleşmesi imzalandığı, davalı T4 ise yönetim kurulu üyesi olduğu, sözleşmenin aşırı ifa güçlüğü sebebiyle uyarlanmasını yine kira sözleşmesi kapsamında teminat olarak verilen çekin iptali ile bu çek sebebiyle borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği, mahkemece 17/02/2022 tarihli celsede verilen ara karar ile çek iptali ve menfi tespit talepleri yönünden davaların tefrikine karar verildiği ve mahkemenin yukarıdaki esasına kaydedilerek kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğu, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Davaya konu kira sözleşmesi incelendiğinde kiraya verenin Astem İnş. Tur. San....
Mülga 1086 Sayılı HMUK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Olayımıza gelince; Davacı şirket ile davalı şirket arasında kira sözleşmesi imzalandığı, davalı T4 ise yönetim kurulu üyesi olduğu, sözleşmenin aşırı ifa güçlüğü sebebiyle uyarlanmasını yine kira sözleşmesi kapsamında teminat olarak verilen çekin iptali ile bu çek sebebiyle borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği, mahkemece 17/02/2022 tarihli celsede verilen ara karar ile çek iptali ve menfi tespit talepleri yönünden davaların tefrikine karar verildiği ve mahkemenin yukarıdaki esasına kaydedilerek kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğu, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Davaya konu kira sözleşmesi incelendiğinde kiraya verenin Astem İnş. Tur. San....
Somut olayda davacı, davalı ... ile davalı eşi ... arasında kira sözleşmesi düzenlendiğini ve kiralanan taşınmazın kendisine ait olduğunu belirterek, kira parasının kime ödenmesinin gerektiğinin tespitini talep ettiği anlaşılmıştır. Dava konusu kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmayıp, talep kira parasının kime ödeneceğinin tespitine ilişkindir. Buna göre taraflar arasındaki ilişkinin kira sözleşmesi kapsamında değerlendirilecek olmasına göre uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,, 18.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde davalının borçluya ödemesi gereken kira borcu bulunduğunun açık olduğunu, davalı tarafın borçluya olan önceki kira borçlarını ödediğini kanıtlayamadığını, diğer icra dosyalarına yapılan ödemelerin 2019 yılı kira borcuna yönelik olduğunu, kendileri tarafından 26/12/2019 tarihinden geriye dönük 5 yıllık süreye ilişkin borçlarının talep edildiğini, davalı tarafça bu kira borçlarının ödendiğine dair bir belge sunulamadığını, davalı tarafça ödenen 137.725,00 TL'nin 2019 yılı kira bedeli olduğunu, davalı tarafın haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra da icra dosyasına herhangi bir kira bedeli yatırmadığını, gerçek kira sözleşmesinin 01/10/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi olduğunu, 01/01/2019 tarihli kira sözleşmesinin muvazaalı olarak düzenlendiğini, davalının açtığı kira indirim davasında da 01/10/2010 tarihli kira sözleşmesine dayandığını, 01/10/2010 tarihli kira sözleşmesine göre...
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı ... ( / Belediyesi ) adına kayıtlı olan çekişme konusu 1763 parsel sayılı taşınmazın, dava dışı ... 22/06/1998 tarihli kira sözleşmesi ile kiralandığı, kiralayanın "yeni imalat ve proje maliyet bedeli" kadar kira süresinin uzatılmasına ilişkin talebinin 25/08/1998 tarihli Belediye Meclis kararı ile kabul edildiği, belediyede yönetimin değişmesi üzerine 03/09/1999 tarihli, 1/2 sayılı Meclis Kararı ile kira sözleşmesinin feshedildiği, bu idari işlemin feshi amacıyla idari yargı yerinde açılan davanın redle sonuçlandığı, idarenin ilgli kararının geri alma işlemi olarak nitelendirildiği, böylelikle sözleşmenin feshine ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine belediye tarafından şirket aleyhine elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemli 1999/847 esas sayılı davanın açıldığı, şirket tarafından da imâlat ve tadilat bedelleri, mahrum kalınan kira bedellerine ilişkin karşı davanın açıldığı, tazminat davası kapsamında Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/...