Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, dava konusu taşınmazın eski maliki ... ile müvekkili şirket arasında 20.03.2007 tarihli 6 yıl 5 ay süreli kira sözleşmesi imzalandığını ve taşınmazın müvekkili şirket tarafından kira sözleşmesine dayalı olarak kullanıldığını, taşınmaz kira sözleşmesi kapsamında kullanılmakta iken, ... Belediyesine devredildiğinin öğrenildiğini ve belediyeye ecrimisil bedeli olarak 6 aylık 2.000 TL ödendiğini, davacının satın aldığı tarihte üzerinde müvekkili şirkete ait kule ve konteynır sistemi bulunduğunu bildiğini ve uzun süre sessiz kalarak zımnen muvafakat belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; olayda, kiralanan uçağın gümrük sahasında beklediği süre içerisinde davacı şirket tarafından Kanada merkezli şirkete ödenen tutarlar kira sözleşmesi kapsamında yapılan ödeme olarak değenlendirilip tarhiyat yapılmış ise de, yapılan ödemeler ile sözleşme kapsamında belirlenen tutarların farklı olduğu, bu ödemelerin sözleşme kapsamında olmadığı, davaya konu uçak fiilen teslim edilemediğinden sözleşmenin henüz yürürlüğe girmediği, uçağın teslim edilmesinden sonra ödenen tutarlar üzerinden stopaj kesintisinin yapıldığının saptandığı, bu durumda bekleme döneminde davacı tarafından yapılan ödemelerin karşı tarafın zararını tazmine yönelik bir cezai şart niteliğinde olduğu anlaşıldığından, söz konusu ödemelerin kira sözleşmesi kapsamında değerlendirilerek vergiye tabi tutulmasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....

      İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; olayda, kiralanan uçağın gümrük sahasında beklediği süre içerisinde davacı şirket tarafından Kanada merkezli şirkete ödenen tutarlar kira sözleşmesi kapsamında yapılan ödeme olarak değenlendirilip tarhiyat yapılmış ise de, yapılan ödemeler ile sözleşme kapsamında belirlenen tutarların farklı olduğu, bu ödemelerin sözleşme kapsamında olmadığı, davaya konu uçak fiilen teslim edilemediğinden sözleşmenin henüz yürürlüğe girmediği, uçağın teslim edilmesinden sonra ödenen tutarlar üzerinden stopaj kesintisinin yapıldığının saptandığı, bu durumda bekleme döneminde davacı tarafından yapılan ödemelerin karşı tarafın zararını tazmine yönelik bir cezai şart niteliğinde olduğu anlaşıldığından, söz konusu ödemelerin kira sözleşmesi kapsamında değerlendirilerek vergiye tabi tutulmasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalının teslim süresine ve teknik şartlara riayet etmemesi sebebiyle sözleşmenin müvekkili tarafından fesh edildiğini, davalıya gönderilen ihtarnamelere ve açılan delil tespiti davasına rağmen eksik iş bedelini ve sözleşmede belirsiz olarak yer alan kira bedellerini ödemediğini ileri sürerek; 19.750,00 TL eksik iş bedeli, 12.600,00 TL ve 5.000,00 TL kira bedelinin, 343,90 TL delil tespiti giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde davalının borçluya ödemesi gereken kira borcu bulunduğunun açık olduğunu, davalı tarafın borçluya olan önceki kira borçlarını ödediğini kanıtlayamadığını, diğer icra dosyalarına yapılan ödemelerin 2019 yılı kira borcuna yönelik olduğunu, kendileri tarafından 26/12/2019 tarihinden geriye dönük 5 yıllık süreye ilişkin borçlarının talep edildiğini, davalı tarafça bu kira borçlarının ödendiğine dair bir belge sunulamadığını, davalı tarafça ödenen 137.725,00 TL'nin 2019 yılı kira bedeli olduğunu, davalı tarafın haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra da icra dosyasına herhangi bir kira bedeli yatırmadığını, gerçek kira sözleşmesinin 01/10/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi olduğunu, 01/01/2019 tarihli kira sözleşmesinin muvazaalı olarak düzenlendiğini, davalının açtığı kira indirim davasında da 01/10/2010 tarihli kira sözleşmesine dayandığını, 01/10/2010 tarihli kira sözleşmesine göre...

          Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin şekil şartlarına uygun olarak yapılmadığını, bu nedenle geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak geç teslim nedeniyle kira kaybından dolayı açılan dava reddinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere sözleşmenin geçerli olarak kabul edilmesi halinde, sözleşmeye göre davacıya bağımsız bölümün süresinde teslim edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye göre teslim tarihinin 9. maddede “altı ay ila tazminat ve önceden haber vermeksizin uzatılabileceğinin" ifade edildiğini, ortada geç teslim gibi bir durumu söz konusu olmadığını, davacı tarafça kira sözleşmesi yapma imkanının ortadan kalktığına dair belge sunulmadığını, bilirkişi raporunda yapılan farazi hesaplamaya göre karar verilmesinin yerinde olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

          Sözleşmenin 11. maddesine göre "Kiracının fesih talebinde bulunması, kira dönemi sona ermeden faaliyetini durdurması, kiralananı amacı dışında kullanması, taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işletme ruhsatının her ne sebeple olursa olsun iptal edilmesi hallerinde kira sözleşmesi, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 62nci maddesine göre tebligat yapmaya gerek kalmaksızın idarece feshedilerek, kesin teminatı gelir kaydedilir ve cari yıl kira bedeli tazminat olarak tahsil edilir. Sözleşmenin feshedildiği tarihten sonraki döneme ilişkin varsa kira bedeli öncelikle kiracıdan alınacak tazminata mahsup edilir."...

            Noterliğince düzenlenen 24.12.2007 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesi ile aynı noterliğin 22.01.2008 tarihli finansal kiralama sözleşmesini davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, dava dışı borçlu kiracıya ... Noterliğinin 23.02.2009 tarihli ihtarnamesi ile kira ödeme planının bildirildiğini, kira bedellerini ödemeyen asıl borçlu hakkında iflas erteleme kararı bulunduğundan takip yapılamadığını, kira bedellerinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalı-kefilin itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Taraflar arasında yapılan sözleşmede davalı Emlak Konut şirketi, satıcı, arsa sahibi olarak yer almakta olup, 14. 8. maddesindeki alıcının, satış vaadi sözleşmesi nedeniyle doğacak tüm tazminat ve talep haklarının muhatabının yüklenici şirket olduğunu kabul edeceği yönündeki düzenleme haksız şart kapsamında olup geçersizlik yaptırımına tabidir. Tüm bu nedenlerle sözleşmedeki genel işlem koşullarına aykırı olan hükme dayanarak davalının taraf ehliyeti bulunmadığı yönündeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Nitekim Yargıtay 3.Hukuk Dairesi'nin 27/04/2021 tarih 2020/8132 E., 2021/4662 K.sayılı kararı da bu yöndedir. İlk derece mahkemesince, tarafların sunmuş oldukları deliller, düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, Unikonut - Ispartakule Projesi gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi örneği dosya arasına alınarak tarafların iddia ve savunmaları kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....

              Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı ... ( / Belediyesi ) adına kayıtlı olan çekişme konusu 1763 parsel sayılı taşınmazın, dava dışı ... 22/06/1998 tarihli kira sözleşmesi ile kiralandığı, kiralayanın "yeni imalat ve proje maliyet bedeli" kadar kira süresinin uzatılmasına ilişkin talebinin 25/08/1998 tarihli Belediye Meclis kararı ile kabul edildiği, belediyede yönetimin değişmesi üzerine 03/09/1999 tarihli, 1/2 sayılı Meclis Kararı ile kira sözleşmesinin feshedildiği, bu idari işlemin feshi amacıyla idari yargı yerinde açılan davanın redle sonuçlandığı, idarenin ilgli kararının geri alma işlemi olarak nitelendirildiği, böylelikle sözleşmenin feshine ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine belediye tarafından şirket aleyhine elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemli 1999/847 esas sayılı davanın açıldığı, şirket tarafından da imâlat ve tadilat bedelleri, mahrum kalınan kira bedellerine ilişkin karşı davanın açıldığı, tazminat davası kapsamında Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/...

                UYAP Entegrasyonu