Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HD tarafından onanarak kesinleştiği için maddi ve manevi tazminat yönünden davaya ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde devam olunmuştur. Davalı vekilleri davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının aylık kirası 800,00 TL ' den olmak üzere bir yıllık kirayı peşin ödeyerek başka bir eve taşındığı, ayrıca eşya taşıma masrafı yaptığı, haksız olarak zarara uğratıldığı gerekçesiyle ilk celse verilen kararla maddi yönden istek aynen kabul edilmiştir. Ancak dosya kapsamında zarar kapsamı belirlenmesi için hiçbir inceleme yapılmadığı görülmektedir. Oysa ki davalı tarafından dosyaya sunulan kira sözleşmesinin doğru olmadığı, davacının babasının evini kardeşinden kiralamış gibi gösterdiği iddia edilmiş, vergi dairesinden kira geliri beyanının olup olmadığının sorulması istenilmiştir....

    Dava, taşımadan kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davalı ... tarafından, 09.06.2010 tarihinde sigortalıya navlun faturası tanzim edilmiş, işbu faturanın sahteliği savunulmayıp, fatura koçanının diğer davalı ... ile araç kira sözleşmesi yapıldıktan sonra kamyonda unultulduğu belirtilmiş olup, anılan belge uyarınca davalı ...'ın somut olayda taşıyıcı olarak sorumlu olup olmayacağı tartışılmadan, yine davalılar arasındaki 25.05.2010 tarihli taşıt sözleşmesinin 6. maddesinde geçen, "işbu sözleşme kapsamında yapılacak işlemlerden dolayı tarafların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna" ilişkin düzenleme değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

      . - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında iş makinası kiralamasına yönelik akdedilen kira sözleşmesi kapsamında müvekkilince bir adet iş makinasının davalıya teslim edilmiş ise de, davalının kira borçlarının tamamını ödemeyerek makinayı 28.12.2005’de müvekkiline teslim ettiğini, kira alacağı için aleyhine girişilen takibe davalının itirazın sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ve % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kiralanan iş makinasının operatörü olmaması nedeniyle 23.08.2005 tarihi itibariyle çalışmaların durduğunu ve sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak tahakkuk eden tüm kira borçlarını ödediğini, davacının park halindeki aracı almayarak haksız şekilde takip başlatdığını, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuş ve % 40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir....

        Noterliğinin 06/02/2012 tarihli ve ... yevmiye nolu taşıt kira sözleşmesi ile davacı ... vekili ... ... tarafından davalı ...'a bir yıl müddetle kiraya verilmiş olduğu ve sözleşmede kira bedelinin aylık 2.000 TL olarak belirlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda sözleşme, davalı ... tarafından imzalanmış olmakla sözleşme içeriğinde belirlenen süre ve bedel yönünden davalı ...'ın davacıya karşı sorumlu olduğunun kabulü ile sözleşme kapsamında hesaplanacak olan kira bedelinden sadece davalı ...'ın sorumluluğu yönünde hüküm kurulması gerekirken, aracın belirlenen rayiç değeri üzerinden hesaplanan kira kaybının davalılar ..., ... ve ...'den müşterek ve müteselsilen alınmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

          Mahkemece ''....sözleşmeye konu bağımsız bölümler için kira bedellerinin tespit edildiği, belirlenen kira bedellerinin davacıya vermiş olduğu talep dilekçesi kapsamında tespit edilip ödenen kira bedeli ile karşılaştırıldığında tarafların karşılıklı hak ve menfaatler dengesini zedeleyecek oranda bir farklılık bulunmadığı, keza tüketicinin dava açmadan önce bu tazminatı almaya başladığı, bu kapsamda davalıların SPK lisanslı gayrimenkul değerleme şirketlerine tespit ettirdikleri kira bedellerinin hesabına yatması halinde davalılardan Emlak Konut A.Ş den herhangi bir tazminat talep etmeyeceği yolunda yazılı beyanının olduğu, aynı proje kapsamında bir kısım dava dışı tüketicilerin bu yolu tercih etmeyip dava açma cihetine gittikleri ve hak ettikleri tarihlerden çok daha sonrasında bu tazminatı almaya mahkeme kararıyla hak kazandıkları, giderek dosyaya sunulu beyan taahhüt ve ibraname kapsamında davacının davalılardan talep hakkının bulunmadığı,'' gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir...

          ESAS NO : 2022/154 Esas KARAR NO : 2023/15 DAVA : Tazminat DAVA TARİHİ : 04/03/2022 BİRLEŞEN DOSYA DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/03/2022 KARAR TARİHİ : 12/01/2023 ASIL DAVADA DAVA: Davacı ... Holding AŞ dava dilekçesinde, müvekkiline ait olan binanın ... . AŞ ye kiralandığını, ... . AŞ nin söz konusu yerde otel işlettiğini, bu iş yerinin davalılar tarafından 07/12/2019 - 07/12/2020 vade tarihleri için müşterek olarak sigortalandığını, müvekkilinin dava dışı ... ile imzaladığı kira sözleşmesi ve protokoller doğrultusunda, aylık sabit bir kira bedeli ile ayrıca otelin cirosundan aldığı belirli bir yüzdeyi kira bedeli olarak Covid - 19 salgınının başlamasına kadar aldığını, daha sonra 11/03/2020 tarihinde Covid -19 salgınının pandemi olarak ilan edildiğini ve bu pandemi nedeniyle kamu otoritelerince bir takım tedbirler alındığını, kiracı ......

            Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait olan ve intifa hakkı 49 yıllığına müvekkili T3na verilen “İstanbul Lütfi T1 ve Sergi Sarayı” 23.08.1999 tarihli Kira ve Yapım Sözleşmesi ile Uluslararası Kongre Tes. İşl. Tic....

            Bu şart geçerli olup tarafları bağlar. 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanunun 5. maddesi ve yerleşik yargı içtihatları gereğince belirlenebilir (muayyen) olan yakıt parası kira parasından sayılır. Davacının talep ettiği alacağın kira parası kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Kira alacağı için tayin edilen tevdi mahalline yasal sürede yapılan ödeme nedeniyle temerrüt olgusu gerçekleşmemiştir. Bu nedenle mahkemece istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabul kararı verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz sebeplerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              -KARAR- Davacı ile davalı arasında 20.03.2007 başlangıç, 01.03.2008 bitim tarihli sürenin bitiminden bir ay önce fesih edilmediği takdirde akdin bir yıl süre aynı şartlarla uzayacağı kira bedelinin yıllık 12.000 TL olup peşin ödeneceğinin kararlaştırıldığı kira sözleşmesi imzalanmıştır. Dava, sürenin bitiminden bir ay önce fesih edilmediği için aynı şartlarla bir yıl süre ile uzayan kira sözleşmesi gereği, ikinci yıl kira bedeli 12.000 TL’nin tahsili için yapılan icra takibine yönelik kısmi itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, peşin ödemenin ilk yıl kirası için kararlaştırıldığını, ikinci yıl kirasının peşin ödeneceğine dair bir hüküm bulunmadığını, muaccel olan ilk ayın kira parasına itiraz edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 19/10/2020 NUMARASI: 2018/230 2020/597 DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) Taraflar arasındaki tazminat davasında Istanbul 1. Asliye Hukuk ve İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşme hükümlerine aykırılık ve haksız işgal nedenine dayalı tazminat talebine ilişkindir. İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, "... Tarafların her ikisi de ticaret şirketi olduğuna göre, taşınmazın kiralanması ve sonrasında ecrimisil istenmesi de ticari işletmeleriyle ilgili hususlardır. Taraflar arasında yürürlükte olan bir kira sözleşmesi bulunmadığına göre kira ilişkisinden söz etmek ve sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek mümkün görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu