"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalının teslim süresine ve teknik şartlara riayet etmemesi sebebiyle sözleşmenin müvekkili tarafından fesh edildiğini, davalıya gönderilen ihtarnamelere ve açılan delil tespiti davasına rağmen eksik iş bedelini ve sözleşmede belirsiz olarak yer alan kira bedellerini ödemediğini ileri sürerek; 19.750,00 TL eksik iş bedeli, 12.600,00 TL ve 5.000,00 TL kira bedelinin, 343,90 TL delil tespiti giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir....
Zira alt kiracı kira parasını kendi kiralayanı olan birinci kiracıya ödemek zorundadır. Alt kiracı asıl kiracıya tabi olduğundan kiralayan ile kiracı arasındaki kira ilişkisi herhangi bir nedenle sona erdiğinde alt kiracının da kiracılığı son bulur. Mahkemece davalı ile dava dışı muris Y. T. arasındaki 15.07.2011 tarihli 30 yıl süreli üst kira sözleşmesinin muvazaa nedeniyle geçersizliği tespit edilmiş olup bu belirlemeye göre davalı ile dava dışı C. C. ve H. C. arasındaki aylık 300 TL’ye düzenlenen alt kira sözleşmesi de geçersiz hale gelmiştir. Alt kira sözleşmesi tarafları bakımından bağlayıcı olup davacı, tarafı olmadığı alt kira sözleşmesi nedeniyle alacak isteminde bulunamaz. Davacının, alt kira ilişkisine dayalı olarak yaptığı kira alacağı istemi yönünden açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Noterliğince düzenlenen 24.12.2007 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesi ile aynı noterliğin 22.01.2008 tarihli finansal kiralama sözleşmesini davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, dava dışı borçlu kiracıya ... Noterliğinin 23.02.2009 tarihli ihtarnamesi ile kira ödeme planının bildirildiğini, kira bedellerini ödemeyen asıl borçlu hakkında iflas erteleme kararı bulunduğundan takip yapılamadığını, kira bedellerinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalı-kefilin itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Sözleşmenin 11. maddesine göre "Kiracının fesih talebinde bulunması, kira dönemi sona ermeden faaliyetini durdurması, kiralananı amacı dışında kullanması, taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işletme ruhsatının her ne sebeple olursa olsun iptal edilmesi hallerinde kira sözleşmesi, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 62nci maddesine göre tebligat yapmaya gerek kalmaksızın idarece feshedilerek, kesin teminatı gelir kaydedilir ve cari yıl kira bedeli tazminat olarak tahsil edilir. Sözleşmenin feshedildiği tarihten sonraki döneme ilişkin varsa kira bedeli öncelikle kiracıdan alınacak tazminata mahsup edilir."...
imzalanan sözleşmenin 14.1. maddesi gereği borçlunun 2018 yılı kira bedelini gecikme bedelini kira bedeli ile birlikte tazminat olarak ödemek zorunda olduğunu ileri sürerek, istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Dava, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesi kapsamında söleşmenin haksız feshi nedenine dayalı alacak ve tazminat talebine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun... hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/1-a maddesi "Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın, kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları," hükmünü içermektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun Kira sözleşmesi başlıklı 299/1. maddesi "Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." hükmünü, Kira süresi başlıklı 300/1. maddesi "Kira sözleşmesi, belirli ve belirli olmayan...
arasında düzenlenen 22.4.2002 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi ile davalı le........arasında düzenlenen 01.01.2007 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli alt kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiralanananın 26.08.2003 tarihinde Hacı Karaküllah’a satıldığı tapu kaydından anlaşılmaktadır. Davalı, kiralamış olduğu AVM'nin bir kısmını bovling salonu olarak işletilmek üzere alt kira sözleşmesi ile davacı şirkete kiraya vermiştir. Davacı kiralananı işletilmeye başladığı tarihten yaklaşık 10 ay sonra AVM'yi kullanmadığı ve kiralanana koyduğu eşyalarını da alamadığından bahisle, eşya bedeli ve kira süresince yoksun kaldığı munzam zararını talep etmiştir. TBK 306. (BK -250) maddeleri uyarınca kiralananın kira süresi içinde, kiracının bir kusuru olmaksızın kullanılmasının mümkün olmayacak hale gelmesi halinde, kiracı ücretten bir miktarın indirilmesini isteyebileceği gibi, ayıp uygun süre içinde giderilmediği takdirde akti feshedebilir....
Davalı vekili cevabında; taraflar arasındaki sözleşme ve belgelerin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde bunun atipik şekilde hazırlanmış bir sözleşme çerçevesinde kira ilişkisinin mevcut olduğunun kabul edilebileceğini, davalının okul aile birliği ile yaptığı esas kira sözleşmesinde kiracı değil kefil olduğunu, ....’ın bizzat imzaladığı kira sözleşmesi ile kiraladığı Fuaye alanını işletme sözleşmesi ile davacıya devrettiğini, ancak bu işletme sözleşmesinde hak sahibi olmadığı halde şirketin kaşesini de kullanarak şirketi de taraf kıldığını, gerçek ilişki de işletmeye verenin .... olduğunu, şirketin Boğaziçi grubuna devrinden bir gün sonra ....’ın oğlunun 22/05/2008 tarihinde kira sözleşmesini yenilemeyeceklerini bildirdiğini, davalı şirketin kusurunun bulunmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur....
İddia ve savunma kapsamında kiralanan taşınmazların devredilmediği ve dava tarihi itibariyle halen davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın kira hukuku doğrultusunda kira sözleşmesi dikkate alınarak çözülmesi gerekir. Mahkemece kiralananın tahliye edilip edilmediği tespit edilmemiştir. Kiralananın tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması ve anahtarın kiraya verene teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiraya veren tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin belirttiği tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracının anahtar teslim tarihini yazılı delil ile kanıtlayamaması halinde kiraya verenin bildirdiği tarih anahtar teslim tarihi olarak kabul edilir....
Dosyanın -------- yönünden, ön inceleme aşamasında belirlenen uyuşmazlık noktalarında denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınması için hesap bilirkişisine tevdiine karar verilmiş olup, bilirkişi mahkememize hitaben hazırlamış olduğu raporunda özetle: Davacı tarafından dava dilekçesinde kira bedeli üzerinden ---------- kiraya verildiği belirtildiği, dava dilekçesinde kira sözleşmesinin sorumluluk başlıklı -------, istihdam ------- kazalarından doğabilecek her türlü tazminatlardan sorumlu olduğunun belirtildiği, ----- maddesine göre; Kiracı çalıştıracağı personelin, ücret ve özlük haklarını, iş ve çalışma hukukundan kaynaklanan her türlü giderlerini eksiksiz karşılamaktan, dosyalarını usulüne uygun olarak tutmaktan sorumlu olduğunu, personeliyle kendisi arasındaki ihtilaflarda idare taraf ve sorumlu olmayacağının belirtildiği beyan edilmiştir. Dosyada sözleşme bulunmamakla birlikte taraflar arasında hizmet sözleşmesi değil kira sözleşmesi bulunduğu beyan edilmektedir....