Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu bağlamda davalı ile dava dışı ... arasında 07/04/2016 günlü araç kiralama sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin önce 1 günlük sonra 1 ay, akabinde ise 15 gün olmak üzere düzenlendiği, kaza tarihini de kapsar şekilde 07/04/2016 ile 22/05/2016 46 günlük kiralama sözleşmesi akdedildiği, kira ilişkisi kapsamında defterlerde fatura ve ödemelerin mevcut olduğu tespit edilmişse de, toplam 46 günlük süreye nazaran kira sözleşmesinin 2918 Sayılı KTK'nın 3. maddesi anlamında işletenlik sıfatını ortadan kaldırmayacağı açıktır. (Yargıtay 4. HD 17/09/2020 günlü 2020/536 Esas 2020/2821 Karar sayılı fikir verici nitelikteki kararında da 2 aylık kira sözleşmesi uzun süreli olarak kabul edilmemiştir.) Dolayısıyla, davalı ... firmasına işleten sıfatıyla iş bu rücu davasında husumet yöneltilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet 1- Sanığın, katılan yerine imza atarak sahte kira sözleşmesi düzenleyip elektrik aboneliğini üzerine almak için DEDAŞ’a verdiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın kira sözleşmesinde belirtilen adreste zaten kiracı olarak oturması, sanığın ev sahibinin ... isimli kişi olduğunu ve bu kişi ile o tarihten yedi yıl kadar önce bir emlakçıda kira sözleşmesi imzaladığını, bu tarihten sonra bir daha kira sözleşmesi imzalamadığını, birikmiş elektrik borçlarının olması sebebiyle ev sahibi olan ...’nin elektrik aboneliğini üzerine almasını istediğini, kendisinin de elektrik faturası ve kimlik fotokopisi ile DEDAŞ’a giderek elektrik aboneliğini üzerine aldırdığını, kendisinden başka belge istenmediğini, katılanı tanımadığını, hiç görmediğini, tarihten yaklaşık üç ay önce kendi oğlu olan ... ile katılanın avukatı olan ...’in bir kira sözleşmesi düzenlediklerini, suça konu kira sözleşmesini...

      . - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinden ...ile...nın davalılardan ...Turizm Ltd.Şti. ile akdettiği kira sözleşmesi kapsamında 10.000.-Euro bedelli bir adet bononun teminat amacıyla bu davalıya teslim edildiğini, sonrasında meydana gelen olay nedeniyle mecurun kapatılarak kira ilişkisinin fiilen sonra erdiği ve müvekkillerinin de davalıya kira borcu bulunmadığı halde bononun davalılardan ... vasıtasıyla diğer davalı ...'a teslim edilmesi sonucu hamil sıfatıyla bu davalının müvekkilleri aleyhine takıp başlattığını, takip sırasında üçüncü müvekkili ...'ın icra kefili olduğunu belirterek bono nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline ve % 40 oranında tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, takibe konu senedin kira borcuna karşılık davalı şirkete verildiğini ve davalı ...'...

        Davacı ile davalı kiralayan arasında 1.02.2008 başlangıç tarihli 10 yıl süreli, yıllık 1500 TL kira bedeli üzerinden kira sözleşmesi yapılmış ,davalının kira sözleşmesini haksız feshi nedeniyle, kazanç kaybı ,kiralanana yapılan masraflar ile peşin ödenen kira bedelinin tahsili için eldeki bu dava açılmıştır. 2010/12776-2011/3540 HUMK'nın 8/2. fıkrasında değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi içinde kalacağı belirtilmiştir. Davacının dava konusu yaptığı talepler bunlar arasında sayılmamıştır.Bu durumda görevli mahkemeyi belirlemede davanın değeri, esas alınır. Davanın değerine göre davaya bakmak Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi içinde kalır....

          Ada, ... parsellerde bulunan 5.900 m2 büyüklüğündeki binayı konu alan, Antalya Serbest Bölgesi Kullanıcılar Arası iş yeri kapalı alan kira sözleşmesi 31/12/2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere iptal edildiğini, kira sözleşmesinin sona erdiği anda, davalıya ait bir tekne ve bir tekne kalıbı ile bir takım malzemeler davacıya ait olan ve kiralanan binada kaldığını, tekne kalıbı ve malzemelerin, kiraya konu binada tutulmaya devam edilmesi için, davalı şirket adına yeni iflas masası tarafından yeni bir kira sözleşmesi imza edilmesinin taahhüt edildiğini, ancak iflas masasının yeni kira akdini imzalamadığını, Antalya Serbest Bölgesi ......

            YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın iddiaları haksız, hukuki ve fiili duruma aykırı olup tamamen bir kurgu ve soyut iddilar içermekte olduğunu, dolayısıyla dava dilekçesinde ileri sürülen hususlara itibar edilemez olduğunu, şöyle ki; müvekkili davalının taahhüdü altında yapımı devam eden Gebze-Orhangazi-İzmir (İzmit Körfez Geçişi ve Bağlantı Yolları Dahil) Otoyolunun Yap-İşlet-Devret Modeli ile Yapılması, İşletilmesi ve Devri kapsamında, “Balıkesir-Kırkağaç-Akhisar” kesiminde; iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yapılması için davalı ile davacı arasında 01.01.2016 tarihli “İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmet Sözleşmesi” imzalanmış olduğunu, 01.01.2016 tarihli İş Sağlığı Sözleşmesi yanında ayrıca davacı ile davalı arasında 11.05.2016 tarihinde Hasta Nakil Ambulansı Kira Sözleşmesi (Kısaca “Ambulans Kira Sözleşmesi) imzalanmış olduğunu, taahhüt konusu işin mahiyeti gereği bu iki sözleşmenin konusu birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunu, davacı, hizmetin...

              Taşınmazın 02.04.2007 başlangıç tarihli ve geçerli bir adi yazılı kira sözleşmesi ile davalı ve ihbar olunan ... tarafından ihbar olunan ...’e kiralandığı, ...’in de taşınmazı fer’i müdahil ...’ye kiraladığı ve teslim ettiği, taşınmazın halen ... ... ’nin zilyetliğinde bulunduğu ve eczane olarak kullanıldığı dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Aynı taşınmaz, 15.04.2007 başlangıç tarihli adi yazılı kira sözleşmesi ile davalı tarafından davacıya da kiralanmıştır. Bu durumda, davalı, ihbar olunan ... ve fer’i müdahil ...’nin el ve işbirliği içinde davrandıkları iddia edilmediğine ve kanıtlanamadığına göre davacının ancak tazminat istemeye hakkı vardır. Mahkemece, bu yön gözetilmeksizin yanlış değerlendirme ile fer’i müdahil ve ihbar olunanları da bağlayıcı şekilde taşınmazın davacıya teslimine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada Ankara 6. Tüketici ile 5. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak alınan konutların geç tesliminden kaynaklanan tazminat ve mahrum olunan kira bedeli istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı ...'ın arsa sahibi olduğu, dava dışı S.S. Müfettişler Konut Yapı Kooperatifi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, davacıların arsa sahibi olan davalı ...'dan konut satın aldıkları, davalı ...'ın yüklenici konumunda olmayıp arsa maliki olduğu anlaşılmakla, 4077 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyecek uyuşmazlığın, genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....

                  İl sınırları içerisindeki ... hizmet binaları olduğu, sözleşmenin kapsamının ...’ın Anadolu yakasında bulunan tüm hizmet binalarının günlük hizmetlerinde kullanılmak üzere sürücülü binek araç ve kamyonet kiralama işi olduğu, kira sözleşmesi kapsamında davalı ...’ın anılan davadışı şirketten 138 adet sürücülü araç kiraladığı, kazaya sebep olan... plaka nolu aracın da kiralanan araçlardan biri olduğu, bu aracın olay tarihinde davalı ... adına kayıtlı olduğu, olay tarihinde davalı ...’in ... aboneleri ile ilgili işlem yapmak üzere davaya konu yere aracı ile gittiği, davacıların murisine çarparak ölümüne sebep olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, aracın kayden maliki davalı ... olup, araç davadışı ... Turizm Taşımacılık Gıda İnşaat Temizlik Hizmetleri San. Tic. A.Ş. tarafından 09/06/2010 tarihinde bir (1) yıl süreli olmak üzere sürücülü araç kiralama sözleşmesi kapsamında davalı ...’a kiralanmış ise de kiracı ... kendi nam ve hesabına aracı işletmektedir....

                    nın 4/I-a maddesinde kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gereken hususlardandır. Somut olayda; uyuşmazlık, sigorta şirketi tarafından işyeri sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına ödenen tazminatın davalı malik/kiralayandan rücuen tazmini isteminden kaynaklanmaktadır. Davacının sigortalısı ile davalı arasında kira sözleşmesi bulunduğuna göre, kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu