No:27 Merkez/Niğde adresinde bulunan müvekkillerine ait dükkanı 01/07/2018 tarihinde kiraladıklarını, davalılarla yapılan kira sözleşmesinin 1 yıllığına yapıldığını, aylık 3.000,00 TL bedelle kiralananın taşınmazın 1 yıllık bedeli olarak 36.000,00 TL ödenmesinin kararlaştırıldığını ve bu şekilde sözleşme imzalandığını, ancak davalıların kira sözleşmesinin başlangıcı olan 01/07/2018 tarihinden szöleşmenin bitimine kadar kira borçlarını hiç ödemediklerini, davalılar aleyhine açılan icra takibine de haksız ve gerekçesiz olarak itiraz ettiğini ve takibin ilamsız takip olmasından dolayı takibin durdurulmasına icra müdürlüğünün karar verdiğini, davalıların itirazı hukuki olmadığını, davalıların haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takiplerinin ilamsız takip olması ve borçlu itirazı neticesinde takibin duracağı için borçluların sadece zaman kazanmak için itiraz ettiklerini, borçluların bu haksız ve mesnetsiz itirazı nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, haksız itirazı nedeniyle müvekkilini...
peşin 10.000 TL ödediğini, kalan 40.000 TL nin ise davalının damadı hesabına yatırdığını ileri sürerek, hile nedeniyle kira sözleşmesinin iptalini, menfi zararlarının tahsilini, 15.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira sözleşmesinin iptali-Alacak-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin iptali, alacak ve tazminat davasına dair karar Dairemizin 22.10.2015 gün ve 2014/12535-2015/8879 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve aynı Yasanın 442.maddesi gereğince takdiren 261.00.-TL para cezası ile aşağıda yazılı harcın karar düzeltme isteyenden alınmasına, 30/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, asıl dosyada, davacı tarafından feshin haklı nedene dayandığından bahisle kar kaybı ve haksız olarak nakde çevrilen teminat bedelinin tahsilinin istendiği, birleşen dava ise sözleşmeden kaynaklı alacaklara dair 165.459,60-TL davacının feshinin haksız olduğundan bahisle kira sözleşmesinin 20.1. maddesi uyarınca şimdilik 4.000,00 EURO cezai şart, kiralanan süresinden önce tahliye edildiğinden bahisle kira sözleşmesinin 5.4. maddesi uyarınca şimdilik 1.000,00 EURO cezai şart Franchise sözleşmesinin 30. maddesi uyarınca ödenmemiş isim ve reklam bedelleri olarak şimdilik 5.000,00-TL Franchise ve kira sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklı cezai şart olarak 25.000,00 USD'nin davalıdan tahsilinin istendiği anlaşılmakla; taraflar arasında uyuşmazlığın, sözleşme hükümlerinin asıl ve birleşen dosyalarda yerine getirilip getirilmediğinin, sözleşme hükümleri bakımından karşı tarafın yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olarak temerrüde düşürülüp düşürülmediği...
Mahkemece taşınmazdaki belirlenen hasarın normal kullanım sonucu olduğu, kiracının 1 günlük kira bedeli ve elektrik-doğalgaz bedeli olarak 400,00 TL yi mahsup ederek icra takibi başlatmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve davalının asıl alacağın %20 tutarında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece taktir edilerek karar verilmiş olmasına ve taktirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin kira kaybı alacağına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Taraflar arasında 20.07.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünün 7. maddesinde; "kiracı mecuru akdin hitamında tahliye etmek istediğinde durumu 30 gün evvelden noter kanalı ile kiralayana bildirecek....
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, bayilik sözleşmelerinin grup muafiyetinden yararlanabilmesi için Rekabet Kurulu'nun 2002/2 sayılı tebliği gereği 5 yıl süre ile yapılmış olması gerektiği, dikey anlaşma kapsamına bayilik, işleticilik, ekipman sözleşmeleri ile birlikte intifa hakkı ve tapuya şerh edilmiş kira sözleşmelerinin de girdiği, taraflar arasında akdedilen 12.05.2008 tarihli uzun vadeli alt kira sözleşmesinin taraflar arasındaki dikey anlaşma kapsamındaki ilk sözleşme olduğu, 13.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesi ile taraflar arasındaki dikey ilişkinin bütünüyle kesintiye uğradığının ve yenilendiğinin kabul edilemeyeceği, nitekim kira sözleşmesinin bayilik sözleşmesinin yenilendiği tarihte yenilenmiş olduğuna dair yeni bir kira akdinin taraflara ibraz edilemediği, bu suretle davalının hukuki ilişkiyi sona erdirmesinin Rekabet Kurulu kararının gereği olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Dava, haklı fesih nedeniyle tazminat ve ödenmeyen kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından faize yönelik, davalı vekili tarafından da esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde,davalı ile davacı idare arasında kira sözleşmesi akdedildiğini, davalının taksitleri ödememesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, kira sözleşmesinin 11. maddesi gereğince haklı fesih halinde kiracının bir yıllık cari yıl kira bedeli tutarında tazminat ödeyeceğinin hüküm altına alındığını, bununla ilgili olarak davalıya tebligat gönderildiği, 2.692,00 TL cari yıl tazminatının fesih tarihi itibarıyla, 2.176,00 TL kira alacağının ise taksit vadelerinden itibaren 6183 sayılı yasanın 51. maddesinde belirtilen değişik oranlarda gecikme zammı uygulanarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece;davaya konu çekin kira sözleşmesinin 4/ 2 maddesi uyarınca verildiği ispatlanamadığı ve tahliyenin gerçekleştiği anlaşılmadığından davanın reddine karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davacı vekilinin tüm,davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. İİK 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez....
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde; dava türü ve açıldığı mahkeme hatalı olduğundan, öncelikle eksik harç tamamlatılarak, davanın işin esasına girilmeksizin reddi gerektiğini, davanın özünde iş yeri kira sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiği iddiası ile müvekkilin tahliyesine ilişkin olup davacı somut durumda haksız işgale yönelik dava açamayacağını, somut durumda kiracı olan ve davacının feshinin haksız olduğunu iddia eden müvekkilinin yasal olarak haksız işgalci hukuki sıfatı olmadığını, kira sözleşmesi kiraya veren tarafından tek taraflı şekilde feshedilemeyeceğini, kira sözleşmesini feshetmek isteyen ve kiracıyı tahliye etmek isteyen kiraya veren yasa gereği sulh hukuk mahkemeleri nezdinde dava açarak kira sözleşmesinin feshini ve kiracı müvekkilin tahliyesini talep etmek zorunda olduğunu , dava türünün de hatalı açıldığını, bu sebeple kiracı olan ve kira sözleşmesinin feshi ihtarını kabul etmeyen ve sözleşmenin ayakta olduğunu savunan kiracı müvekkilinin haksız işgalci olamayacağından...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız olarak açılan davanın reddini talep ettiğini, kiralama ihaleleri ile ilgili olur yazısının sehven yanlış yazılması sonucu kiralamadan 5 gün sonra 01/04/2015 tarihinde iptal edildiğinin bildirildiğini, kira sözleşmelerinin bedellerine ve süresine bakıldığında rayiç bedellerini yansıtmadığını, davacının bir dernek de olsa kurum menfaatlerinin ön planda olması gerektiğini, ihalenin feshedilmiş olmasına rağmen davacı iptal kararından sonra 09/04/2015 tarihinde kira bedellerini ödediğini iddia ettiğini, davacının iptal kararını bildiği halde yaklaşık bir yıl sonra tahliye işlemini gerçekleştirdiğini, kiralama ihalelerinin sehven yapıldığından ve davacının da kira bedellerini iptal kararınından sonra ödemiş olması nedeniyle kiralama sözleşmesinin gerçekleşmediğini, davacı ile idare arasında bir kira sözleşmesinin mevcut olmadığını, davacının iddia ettiği kira bedellerinin tamamını idareye ödediğine ilişkin mahkemece tarafına gönderilmiş bir belgenin...