Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak ve tazminat davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl dava; kira alacağı, kira sözleşmesinden kaynaklanan tazminat, gecikme zammı ve cezai şart,birleşen dava; kira sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart istemlerine ilişkindir. Mahkemece,asıl davanın kısmen kabulü ile 4.572,17 TL kira alacağı, 794,68 TL gecikme faizi,1.312,72 TL cezai şartın tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulü ile 51,24 TL cezai şartın tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    No:27 Merkez/Niğde adresinde bulunan müvekkillerine ait dükkanı 01/07/2018 tarihinde kiraladıklarını, davalılarla yapılan kira sözleşmesinin 1 yıllığına yapıldığını, aylık 3.000,00 TL bedelle kiralananın taşınmazın 1 yıllık bedeli olarak 36.000,00 TL ödenmesinin kararlaştırıldığını ve bu şekilde sözleşme imzalandığını, ancak davalıların kira sözleşmesinin başlangıcı olan 01/07/2018 tarihinden szöleşmenin bitimine kadar kira borçlarını hiç ödemediklerini, davalılar aleyhine açılan icra takibine de haksız ve gerekçesiz olarak itiraz ettiğini ve takibin ilamsız takip olmasından dolayı takibin durdurulmasına icra müdürlüğünün karar verdiğini, davalıların itirazı hukuki olmadığını, davalıların haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takiplerinin ilamsız takip olması ve borçlu itirazı neticesinde takibin duracağı için borçluların sadece zaman kazanmak için itiraz ettiklerini, borçluların bu haksız ve mesnetsiz itirazı nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, haksız itirazı nedeniyle müvekkilini...

    peşin 10.000 TL ödediğini, kalan 40.000 TL nin ise davalının damadı hesabına yatırdığını ileri sürerek, hile nedeniyle kira sözleşmesinin iptalini, menfi zararlarının tahsilini, 15.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.10.2009 gününde verilen dilekçe ile muarazanın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira sözleşmesinin haksız feshinin tespiti ve sözleşme üzerinde yaratılan muarazanın giderilmesi ve haksız olarak ödenmesi istenen kira alacağı sebebiyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemlerine ilişkindir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı kiralayan tarafından mahkeme kararı olmaksızın kira sözleşmesi feshedilemeyeceğinden bahisle dava kabul edilmiştir. Hükmü davalı kiralayan temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki 01.05.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi 5 yıl için düzenlenmiştir....

        Mahkemece taşınmazdaki belirlenen hasarın normal kullanım sonucu olduğu, kiracının 1 günlük kira bedeli ve elektrik-doğalgaz bedeli olarak 400,00 TL yi mahsup ederek icra takibi başlatmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve davalının asıl alacağın %20 tutarında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece taktir edilerek karar verilmiş olmasına ve taktirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin kira kaybı alacağına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Taraflar arasında 20.07.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünün 7. maddesinde; "kiracı mecuru akdin hitamında tahliye etmek istediğinde durumu 30 gün evvelden noter kanalı ile kiralayana bildirecek....

          Sözleşmenin feshinin haklı ya da haksız olması faydalı ve zorunlu masraf talebi bakımından sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı sürece sonuca etkili değildir. Yargıtayın yerleşik uygulamaları, sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri isteme hakkı olduğu yönündedir. İmalat tarihinin kanıtlanamaması halinde kural olarak zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Somut uyuşmazlıkta; davada dayanılan ve hükme esas alınan 30/01/2009 başlangıç tarihli ve on beş yıl süreli kira sözleşmesi konusunda, taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

            Davalılar vekili, davacının temerrüt ihtarının müvekkillerine tebliğ edilmediğini, temerrüt koşulu gerçekleşmeden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağını, finansal kiralama sözleşmesinin yürürlükte olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı tarafça davalılara çıkarılan ihtarnamenin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğinden sözleşmenin feshinin geçersiz olduğu, buna göre davacı tarafından sadece gecikmiş kira bedeli ile bu bedele işleyen faizin talep edilebileceği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne ve davalıların %40 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı ... arasında görülen ... 14....

              Mahkemece;davaya konu çekin kira sözleşmesinin 4/ 2 maddesi uyarınca verildiği ispatlanamadığı ve tahliyenin gerçekleştiği anlaşılmadığından davanın reddine karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davacı vekilinin tüm,davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. İİK 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez....

                Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, bayilik sözleşmelerinin grup muafiyetinden yararlanabilmesi için Rekabet Kurulu'nun 2002/2 sayılı tebliği gereği 5 yıl süre ile yapılmış olması gerektiği, dikey anlaşma kapsamına bayilik, işleticilik, ekipman sözleşmeleri ile birlikte intifa hakkı ve tapuya şerh edilmiş kira sözleşmelerinin de girdiği, taraflar arasında akdedilen 12.05.2008 tarihli uzun vadeli alt kira sözleşmesinin taraflar arasındaki dikey anlaşma kapsamındaki ilk sözleşme olduğu, 13.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesi ile taraflar arasındaki dikey ilişkinin bütünüyle kesintiye uğradığının ve yenilendiğinin kabul edilemeyeceği, nitekim kira sözleşmesinin bayilik sözleşmesinin yenilendiği tarihte yenilenmiş olduğuna dair yeni bir kira akdinin taraflara ibraz edilemediği, bu suretle davalının hukuki ilişkiyi sona erdirmesinin Rekabet Kurulu kararının gereği olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                  CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde; dava türü ve açıldığı mahkeme hatalı olduğundan, öncelikle eksik harç tamamlatılarak, davanın işin esasına girilmeksizin reddi gerektiğini, davanın özünde iş yeri kira sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiği iddiası ile müvekkilin tahliyesine ilişkin olup davacı somut durumda haksız işgale yönelik dava açamayacağını, somut durumda kiracı olan ve davacının feshinin haksız olduğunu iddia eden müvekkilinin yasal olarak haksız işgalci hukuki sıfatı olmadığını, kira sözleşmesi kiraya veren tarafından tek taraflı şekilde feshedilemeyeceğini, kira sözleşmesini feshetmek isteyen ve kiracıyı tahliye etmek isteyen kiraya veren yasa gereği sulh hukuk mahkemeleri nezdinde dava açarak kira sözleşmesinin feshini ve kiracı müvekkilin tahliyesini talep etmek zorunda olduğunu , dava türünün de hatalı açıldığını, bu sebeple kiracı olan ve kira sözleşmesinin feshi ihtarını kabul etmeyen ve sözleşmenin ayakta olduğunu savunan kiracı müvekkilinin haksız işgalci olamayacağından...

                  UYAP Entegrasyonu