İlk derece mahkemesince; "…davacı vekili taşınmazın orman olduğundan bahisle tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya tescilini talep ederek eldeki davayı açtığı anlaşılmış ise de; Davalı T3 Oğlu)'ın ölü olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, bir davada taraf ehliyeti medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olmakla mümkündür ( HMK m.50 ). Medeni haklardan yararlanma, yani hak ehliyeti tam ve sağ doğum koşuluyla ana rahmine düşme anında başlayıp, kişinin ölümüne kadar devam eder ( TMK m.28 ). Bu sebeple Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması hâlinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması durumunda davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacı idarenin davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir....
Her ne kadar, 1086 sayılı HUMK'nın yürürlükte bulunduğu zaman içerisinde dava tarihinden önce ölen kişiler aleyhine açılan davalarda ölü kişinin mirasçılarına halefiyet kuralı uygulamaya ve davaya dahil edilmek suretiyle davaya devam edilmesine, bu doğrultuda kararlılık gösteren yargı içtihatları cevaz vermiyorsa da, 6100 sayılı HMK'nın 124. maddesinin getirdiği yeni düzenleme ile tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, hâkimin karşı tarafın rızasını almaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlemesi ile somut olayda bir kısım tapu kayıt malikinin ölü olması ve mirasçılar tarafından tapu kütüğünde gerekli intikallerin yapılmaması birlikte değerlendirildiğinde, tapuda sağ görünen ölü tapu maliklerine dava açılması kabul edilebilir bir yanılgıdır....
Yerel Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, ölü T6 adına kadastro tespitine dayanak teşkil eden dayanak tapu kayıtları ve belgelerin tapu sicil müdürlüğünden istenmesi, daha sonra konusunda uzman fen bilirkişisine tevdi ile tapu maliki T6 ile Şile Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen veraset ilamında adı geçen T6 arasında bağlantı bulunup bulunmadığı hususunda rapor aldırılması, tapu kaydı ve nüfus kaydında geçen kişilerin kimlik bilgilerinin farklılığı karşısında farklı olanlar belirtilerek gerekirse mahkemece tapuda isim tashihi davası veya eldeki davanın davacısının murisinin tapu maliki ile aynı kişi olduğunun tespiti için dava açmak üzere süre ve imkan verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucu beklenerek buna göre bir değerlendirme yapılması ve toplanan bütün deliller birlikte değerlendirilerek, kayyım atanan kişinin tapu maliki ile aynı kişi olup olmadığı hususu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden ilk derece...
Bu itibarla; 1-Ölü olduğu dosyadaki mevcut veraset belgelerinden anlaşılan tapu malikleri ... ile ...'ın mirasçılarına ölü olduğu iddia olunan tapu maliki ... ... oğlu ...'ın sağ olup olmadığı tespit edilerek, ölü ise mirasçılarını belirtir veraset ilamı ilgilisinden temin edilerek mirasçılarına mahkemenin gerekçeli kararı ile davacı idarenin temyiz dilekçesinin tebliği ile temyiz ve cevap süreleri de beklenildikten, 2-Dava konusu 1196 ada 8 parsel ile somut emsal olarak incelenen ... Mahallesi 1694 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu cadde veya sokak itibariyle belediyece belirlenen 2009 yılındaki emlak vergisine esas asgari m² değerlerinin belediye başkanlığından, 3-Dava konusu 1196 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 10.07.2009 olan değerlendirme tarihi, somut emsal olarak incelenen ......
Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden Artvin İli Ardanuç İlçesi Ovacık Köyünde bulunan 118 ada 29, 31, 47, 48, 50 ve 51 parseldeki taşınmazlarda İsmail oğlu T6 tam hisse ile malik olduğu, bu kişinin sağ olup olmadığı, ölü iseler mirasçılarının bulunup bulunmadığı bilinmediğinden Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması için adı geçen kişilere 3561 sayılı Yasa uyarınca kayyım atanmasının istendiği, mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmasında T6 Kurtuluş Savaşında çıkan seferberlik üzerine savaşa gittiği ve bir daha dönmediği, T6 Fikret AVCI'nın babasının amcası olduğunun belirtilmesi üzerine, T6 nüfus kaydına ulaşabilmek için Dairemizce Fikret'in anne ve babası ile kardeşlerini gösterir nüfus kaydı dosyamız içerisine alınmış, İlyas'ın babasının kardeşlerini gösterir kaydının temini için Ardanuç Nüfus Müdürlüğüne müzekkere yazılmış ancak kayıtlara ulaşılamadığı bildirilmiştir....
Medeni haklardan yararlanma, yani hak ehliyeti tam ve sağ doğum koşuluyla ana rahmine düşme anında başlayıp, kişinin ölümüne kadar devam eder (TMK m. 28). Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar davanın erteleneceği; bununla beraber hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebileceği öngörülmüştür (HMK m. 55; HUMK m. 41). Ne var ki, Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması halinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Olduğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... ve Erdem tarafından, aile konutu olduğunun tespitine yönelik talebin kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava konusu konutun miras hakkına mahsuben özgünlenmesi için aile konutu olduğunun belirlenmesini talep etmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır....
HMK'nin 124/4. maddesi gereğince taraf değişikliği sağlanarak ölen kişinin mirasçılarının davalı olarak gösterilip gösterilemeyeceği sorunudur. Yargıtay HGK’nin 11.04.2018 gün ve ... E. ... K. sayılı emsal içtihadına göre, "Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması durumunda davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacıdan davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir. Ne var ki davacının, davalının ölü olduğunu bilmemesi kimi zaman hataya dayalı olabilir. Nitekim HMK’nın 124’üncü maddesinde; “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır....
K A R A R Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ...'ın ölü olduğu, nüfus kayıt örneğine göre davalının 06/10/1993 tarihinde ölmüş olduğu, davanın açıldığı tarihte davalının ölü olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle her iki davanın da usulden reddine karar verilmiştir. Somut olayda, davacının, davalı ...'a ait işyeri bünyesinde 01/07/1983 ila 23/09/1983 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin tespiti istemiyle 14/03/2013 tarihinde dava açtığı, davalı ...'...
Medeni haklardan yararlanma ise kişinin sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düşme anında başlayıp ölümüne kadar devam eder. Taraflardan birisinin dava açıldıktan sonra ölmesi halinde mirasçılarının davaya katılımı ile yargılamaya devam olunur. Ancak kişi daha önce ölmüşse ölü kişiye karşı dava açılması mümkün değildir. Ölü kişiye karşı dava açılmasının mümkün olmadığı halde ölü kişi hakkında dava açılması durumunda açılmış davanın mirasçılarına yöneltilerek dinlenilme olanağı da bulunmamaktadır. Zira ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Böyle bir durumda ölü kişi hakkında açılan davanın reddine karar vermek ve mirasçıları hakkında ayrıca dava açılıp, dosya ile birleştirilmesi için davacıya süre verilip dava açıldığında yargılamanın bu şekilde sürdürülmesi gerekir....