ı temsil etmek üzere ...kayyım olarak atanmış, ... atanan kayyımın şahsına itiraz ederek kararı temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım atanması için de uygulanır. Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesi gereğince vasinin şahsına-sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi, öncelikle vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamına aittir. Türk Medeni Kanunu'nun 397. maddesinde de denetim makamı görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu hükme bağlanmıştır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 1-Kayyım tayinine yönelik temyizin incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 2-Kayyımın şahsına itiraz yönünden temyize gelince; Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım için de uygulanır....
İl Defterdarı "..." kayyım atanmış olup kayyımın davalı şahsı temsilen harçtan sorumlu tutulması gerekir. 3561 Sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 2. maddesinde sözü edilen "harçtan muafiyet" kuralı, kayyım tayin edilen... İl Defterdarı doğrudan Hazinenin hak ve menfaatini ilgilendiren işlemleri hakkında söz konusudur. Hazinenin kendi mülkiyet hakkına dayanarak taraf olduğu davalarla, 3561 Sayılı Kanun'dan doğan nedenlerle bir başkasını temsilen taraf olduğu davaları birbirinden ayrı tutmak gerekir. Hükmü kayyım vekili sıfatıyla temyiz etmiştir. Bu durumda kayyımın harçtan muaf tutulması doğru değildir. 1086 sayılı HUMK'nın 434. maddesinde (6100 sayılı HMK'nın 366. maddesi yollamasıyla 344. maddesi) temyiz dilekçesi verilirken gerekli harcın tamamının ödenmesi gerektiği vurgulanmış ayrıca, gerekli harcın ödenmemesi halinde yapılacak işlemin usul ve esasları gösterilmiş bulunmaktadır....
-Kayyımın şahsına itiraz yönünden temyize gelince; Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım için de uygulanır. Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesi gereğince, vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye mahkemesine ait olduğundan, kayyımın şahsına itiraza yönelik dilekçenin öncelikle vesayet makamınca incelenip itiraz nedenleri yerinde görülmediği takdirde buna ilişkin kararla birlikte evrakın denetim makamına gönderilerek denetim makamınca bu konuda kesin bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 04.....2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Türk Medeni Kanununun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevine ilişkin hükümlerin, kayyımın şahsına yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur. Vesayet makamının itirazı ret etmesi halinde itirazı denetim makamının incelemesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 397. maddesinde belirtilen denetim makamı görevi; Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. (5133 S.K.m.2-3, TMK.md.397/2) Öyle ise kayyımın şahsına yönelik itiraza ilişkin dilekçenin görev yönünden reddiyle, yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde değerlendirilip gereği yapılmak üzere denetim makamınca bu konuda kesin karar verilmek üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Açıklanan sebeple dilekçenin görev yönünden reddi ile dosyanın yukarıda açıklanan doğrultuda gereği yapılmak üzere mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 21.09.2011 (Çrş)...
Mahkemece, dava konusu taşınmaz malikine yönelik kayyım atanması kararının kaldırılması yönünde bir karar bulunmadığı hususu gözetilerek, kayyımın dava açmasında herhangi bir hukuka aykırı durum bulunmadığı gerçeğinden hareketle davanın esası hakkında bir yargılama yapılarak hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kayyımın Atanması Kararının Kaldırılması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin murisi... oğlu İbrahim'in ..., , 9808 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazın 1/5 maliki iken, diğer ortaklarca açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu taşınmazın satışına karar verildiğini, yargılama aşamasında ....mirasçılarına ulaşılamadığından ... Defterdarının kayyım tayin edildiğini, aynı dönemde olaydan haberdar olan mirasçıların veraset ilamı alarak mirasçı olduklarını belgelediklerini ileri sürerek, mahkeme tarafından verilen kayyımlık kararının kaldırılmasını istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili 29/01/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, TMK'nın 426. maddesi gereğince Antalya Defterdarının mahalin en büyük mal memuru sıfatı ile temsil kayyımı olarak atanabilmesinin mümkün olmadığını, temsil kayyımlığının Defterdarlık Makamı tarafından yürütülebilecek bir iş olmayıp Defterdarın kayyım olarak atanmasının ancak 3561 sayılı Kanun ile mümkün olduğundan iş bu Yasa kapsamında atanan kayyımın da yönetim kayyımı olduğunu, Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/561 E. sayılı dosyasında kayyım adayı olarak Defterdar Hasan Yaman’ın gösterildiğini, bu durumda Defterdarlık Makamının yerin en büyük mal memuru olarak aday gösterildiği ve atanan kayyımın 3561 sayılı Yasa kapsamında atandığının açık olup kayyımın temsil kayyımı olarak atandığına ilişkin mahkeme gerekçesinin fiili duruma aykırı olduğunu; kaldı ki Antalya 1....
Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 13/08/2013 NUMARASI : 2013/708-2013/242 -KARAR- 1-İİK'nın dava tarihinden önce 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Kanun ile değişik 179/a- 2. maddesi “Kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırları ve iflâsın ertelenmesine ilişkin talep 166'ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usul ile mahkeme tarafından ilân ve ticaret siciline tescil ettirilir.” hükmünü içermektedir....
Kayyımın, çocuğu temsilen atandığı, kamu görevi icra ettiği anlaşılmakla istinaf incelemesi yönüyle adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden davacının küçük Ayten Su Kılıçoğlu'nun babası olmadığının anlaşıldığı, davanın kabulü kararının isabetli olduğu, davacının davasında haklı olduğu, lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti ödenmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından kayyımın tüm istinaf itirazlarının esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- Kayyımın istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- İstinaf yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK'nın 361 ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içerisinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay 2....