Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargılama devam etmekte olup tedbiren atanan kayyımın gözetim ve denetim kayyımı oldukları anlaşıldıklarından dosya kapsamı ve delil durumuna göre ve davanın esası hakkındaki ispat şartlarına göre henüz yaklaşık ispat şartları oluşmamış olup, yargılama aşamasında yeni oluşacak durumlara göre talebi yeniden değerlendirebileceği açık olup, talep tarihi itibariyle davanın esası hakkındaki yaklaşık ispat şartlarının oluşmayışı ayrıca rapor sunan kayyımın gözetim kayyımı olması da değerlendirildiğinde davacı talebinin karşılanması şartları oluşmadığı ve buna göre kararda istinaf sebepleri ile sınırlı olarak incelemede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır....

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 1-Kayyım tayinine yönelik temyizin incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 2-Kayyımın şahsına itiraz yönünden temyize gelince; Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım için de uygulanır....

      Türk Medeni Kanununun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevine ilişkin hükümlerin, kayyımın şahsına yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur. Vesayet makamının itirazı ret etmesi halinde itirazı denetim makamının incelemesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 397. maddesinde belirtilen denetim makamı görevi; Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. (5133 S.K.m.2-3, TMK.md.397/2) Öyle ise kayyımın şahsına yönelik itiraza ilişkin dilekçenin görev yönünden reddiyle, yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde değerlendirilip gereği yapılmak üzere denetim makamınca bu konuda kesin karar verilmek üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Açıklanan sebeple dilekçenin görev yönünden reddi ile dosyanın yukarıda açıklanan doğrultuda gereği yapılmak üzere mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 21.09.2011 (Çrş)...

        İl Defterdarı "..." kayyım atanmış olup kayyımın davalı şahsı temsilen harçtan sorumlu tutulması gerekir. 3561 Sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 2. maddesinde sözü edilen "harçtan muafiyet" kuralı, kayyım tayin edilen... İl Defterdarı doğrudan Hazinenin hak ve menfaatini ilgilendiren işlemleri hakkında söz konusudur. Hazinenin kendi mülkiyet hakkına dayanarak taraf olduğu davalarla, 3561 Sayılı Kanun'dan doğan nedenlerle bir başkasını temsilen taraf olduğu davaları birbirinden ayrı tutmak gerekir. Hükmü kayyım vekili sıfatıyla temyiz etmiştir. Bu durumda kayyımın harçtan muaf tutulması doğru değildir. 1086 sayılı HUMK'nın 434. maddesinde (6100 sayılı HMK'nın 366. maddesi yollamasıyla 344. maddesi) temyiz dilekçesi verilirken gerekli harcın tamamının ödenmesi gerektiği vurgulanmış ayrıca, gerekli harcın ödenmemesi halinde yapılacak işlemin usul ve esasları gösterilmiş bulunmaktadır....

          -Kayyımın şahsına itiraz yönünden temyize gelince; Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım için de uygulanır. Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesi gereğince, vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye mahkemesine ait olduğundan, kayyımın şahsına itiraza yönelik dilekçenin öncelikle vesayet makamınca incelenip itiraz nedenleri yerinde görülmediği takdirde buna ilişkin kararla birlikte evrakın denetim makamına gönderilerek denetim makamınca bu konuda kesin bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 04.....2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            ı temsil etmek üzere ...kayyım olarak atanmış, ... atanan kayyımın şahsına itiraz ederek kararı temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım atanması için de uygulanır. Türk Medeni Kanunu'nun 422. maddesi gereğince vasinin şahsına-sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi, öncelikle vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamına aittir. Türk Medeni Kanunu'nun 397. maddesinde de denetim makamı görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu hükme bağlanmıştır....

              Her ne kadar, kayyımın atanması ve kayyımın görev ve sorumluluklarıyla ilgili TMK'daki hükümler ile 3561 sayılı Kanun hükümleri dikkate alındığında, ilgililerin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla eldeki davanın kayyıma yöneltilmesi gerekli ise de; somut olayda, dava şartlarından olan kesin hüküm nedeniyle davanın reddedilmesi sonucu itibariyle doğrudur. Davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle, usül ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 30.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Kayyımın öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, kayyımın davada yasal hasım sıfatıyla yer aldığı düşünülmeksizin aleyhine yargılama masrafı tayin edilmesi isabetsizdir. Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının hüküm kısmının 2 numaralı bendinin "Davacı tarafından yatırılan peşin harcın iadesine," ; 3 numaralı bendinin "Davalı yasal hasım konumunda bulunduğundan vekalet ücreti takdirine yer olmadığına"; 4 numaralı bendinin ise "Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına," şeklinde düzeltilmesine ve davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davacı vekili, 11/11/2022 tarihli dilekçesi ile, denetçi kayyımın görevlerini yapmadığını, bugüne kadar henüz bir rapor hazırlayıp sunmadığını, şirketin reel faaliyetleri ile ilgilenmediğini bu nedenle şirket işlerinin yürütülemez noktaya geldiğini, şirketin batma noktasında olduğunu, mahkemenin verdiği onaya rağmen 3 aydır kayyım onayı olmadığı için müvekkili şirketin kredisine erişiminin kesildiğinden bahisle müvekkili şirkete atanan kayyımın değiştirilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili ... tarihli dilekçesi ile, denetçi kayyımının görevlerini yapmadığını, rapor hazırlayıp sunmadığını, şirketin reel faaliyetleri ile ilgilenmediğini, bu nedenle şirket işlerinin yürütülemez noktaya geldiğini, mahkemenin verdiği onaya rağmen 3 aydır kayyım onayı olmadığı için müvekkili şirketin kredisine erişimin kesildiğinden bahisle, müvekkili şirkete atanan kayyımın değiştirilmesini talep etmiştir....

                    Davacı vekili, 11/11/2022 tarihli dilekçesi ile, denetçi kayyımın görevlerini yapmadığını, bugüne kadar henüz bir rapor hazırlayıp sunmadığını, şirketin reel faaliyetleri ile ilgilenmediğini bu nedenle şirket işlerinin yürütülemez noktaya geldiğini, şirketin batma noktasında olduğunu, mahkemenin verdiği onaya rağmen 3 aydır kayyım onayı olmadığı için müvekkili şirketin kredisine erişiminin kesildiğinden bahisle müvekkili şirkete atanan kayyımın değiştirilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili ... tarihli dilekçesi ile, denetçi kayyımının görevlerini yapmadığını, rapor hazırlayıp sunmadığını, şirketin reel faaliyetleri ile ilgilenmediğini, bu nedenle şirket işlerinin yürütülemez noktaya geldiğini, mahkemenin verdiği onaya rağmen 3 aydır kayyım onayı olmadığı için müvekkili şirketin kredisine erişimin kesildiğinden bahisle, müvekkili şirkete atanan kayyımın değiştirilmesini talep etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu