Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi 2018/7256- 2020/7273) Yukarıda açıklandığı üzere yasal olarak kayyımın gaip kişilerin haklarını geçmişe dönük olarak da korumak yükümlülüğü bulunduğu, kayyım tarafından açılan davanın kayıt malikinin haklarının korunması kapsamında olması sebebi ile gaip olan kayıt malikinin talep edebileceği her türlü hakkı onun adına kayyımın da ileri sürebileceği dikkate alınarak dava konusu edilen tüm süre yönünden davalının sorumlu tutulması gerektiği, dava konusu edilen süre yönünden kayyımlık kararının kaldırılmış olduğuna dair kesinleşmiş bir karar bulunmadığı, kayyımlık kararının kaldırılması halinde bu kararın geçmişe etkili olmayacağı, kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği dikkate alındığında kayyımlık kararının kaldırılmasına ilişkin davanın bekletici mesele yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı ve eldeki davada davacı kayyımın aktif dava ehliyetinin mevcut olduğu ve bu dava şartının yargılama boyunca sağlanmış olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamanın...

Hukuk Dairesi 2018/7256- 2020/7273) Yukarıda açıklandığı üzere yasal olarak kayyımın gaip kişilerin haklarını geçmişe dönük olarak da korumak yükümlülüğü bulunduğu, kayyım tarafından açılan davanın kayıt malikinin haklarının korunması kapsamında olması sebebi ile gaip olan kayıt malikinin talep edebileceği her türlü hakkı onun adına kayyımın da ileri sürebileceği dikkate alınarak dava konusu edilen tüm süre yönünden davalının sorumlu tutulması gerektiği, dava konusu edilen süre yönünden kayyımlık kararının kaldırılmış olduğuna dair kesinleşmiş bir karar bulunmadığı, kayyımlık kararının kaldırılması halinde bu kararın geçmişe etkili olmayacağı, kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği dikkate alındığında kayyımlık kararının kaldırılmasına ilişkin davanın bekletici mesele yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı ve eldeki davada davacı kayyımın aktif dava ehliyetinin mevcut olduğu ve bu dava şartının yargılama boyunca sağlanmış olduğu, dosyada mevcut bilirkişi raporlarındaki hesaplamanın...

Kayyımın, çocuğu temsilen atandığı, kamu görevi icra ettiği anlaşılmakla istinaf incelemesi yönüyle adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden davacının küçük Ayten Su Kılıçoğlu'nun babası olmadığının anlaşıldığı, davanın kabulü kararının isabetli olduğu, davacının davasında haklı olduğu, lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti ödenmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından kayyımın tüm istinaf itirazlarının esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- Kayyımın istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- İstinaf yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK'nın 361 ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içerisinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay 2....

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili 29/01/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, TMK'nın 426. maddesi gereğince Antalya Defterdarının mahalin en büyük mal memuru sıfatı ile temsil kayyımı olarak atanabilmesinin mümkün olmadığını, temsil kayyımlığının Defterdarlık Makamı tarafından yürütülebilecek bir iş olmayıp Defterdarın kayyım olarak atanmasının ancak 3561 sayılı Kanun ile mümkün olduğundan iş bu Yasa kapsamında atanan kayyımın da yönetim kayyımı olduğunu, Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/561 E. sayılı dosyasında kayyım adayı olarak Defterdar Hasan Yaman’ın gösterildiğini, bu durumda Defterdarlık Makamının yerin en büyük mal memuru olarak aday gösterildiği ve atanan kayyımın 3561 sayılı Yasa kapsamında atandığının açık olup kayyımın temsil kayyımı olarak atandığına ilişkin mahkeme gerekçesinin fiili duruma aykırı olduğunu; kaldı ki Antalya 1....

Mahkemece, dava konusu taşınmaz malikine yönelik kayyım atanması kararının kaldırılması yönünde bir karar bulunmadığı hususu gözetilerek, kayyımın dava açmasında herhangi bir hukuka aykırı durum bulunmadığı gerçeğinden hareketle davanın esası hakkında bir yargılama yapılarak hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kayyımın Atanması Kararının Kaldırılması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin murisi... oğlu İbrahim'in ..., , 9808 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazın 1/5 maliki iken, diğer ortaklarca açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu taşınmazın satışına karar verildiğini, yargılama aşamasında ....mirasçılarına ulaşılamadığından ... Defterdarının kayyım tayin edildiğini, aynı dönemde olaydan haberdar olan mirasçıların veraset ilamı alarak mirasçı olduklarını belgelediklerini ileri sürerek, mahkeme tarafından verilen kayyımlık kararının kaldırılmasını istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kayyımlığın Kaldırılması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 16.01.2018 tarihli ve 2017/7271 Esas, 2018/558 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı; dava konusu 109 ada 251 parsel (eski 1525 parsel) taşınmaz maliki olan ... kızı ...'ya ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/1256 Esas ve 2013/423 Karar sayılı dosyası ile ... Defterdarının kayyım olarak atandığını tapu malikinin mirasçıları belli olduğundan kayyım atama kararının kaldırımasını talep etmiştir. Davalı; kayyımın ... olmadığını, ... Defterdarı olduğunu Hazine'ye husumet düşmediğinden davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne ... Batı 2....

        Şu durumda, gaiplik davasının sonucu bu davayı etkileyebileceğinden söz konusu davanın bekletici mesele yapılması ve sonuçlanıp kesinleşmesinden sonra tüm deliller değerlendirilerek kayyımlık kararının kaldırılması hususunda bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş; hükmün, bu nedenle bozulması gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle kayyım vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kayyımlık kararın kaldırılması, istemine ilişkindir....

          Madde hükmüne göre kayyımın ücreti vesayet makamınca belirleneceği düzenlenmiş olup; ücretin ne şekilde belirleneceği konusunda vasinin ücretine ilişkin 457. Madde 403/3 bendinin yollaması gereği uygulanır. Ücret belirlenirken yönetimin gerektirdiği emek ve malvarlığının geliri ile kayyımın görevi gereği yapması gereken masraflar göz önüne alınır....

          UYAP Entegrasyonu