WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözleşmenin feshini düzenleyen 14. Maddede satıcının haklı olması halinde satıcı lehine değişen oranlarda fesih tazminatı öngörüldüğü halde alıcının haklı feshi halinde herhangi bir tazminatın öngörülmediği görülmektedir. Davacı karşı davalının kredi işlemleri için Ziraat Bankasına başvurduktan sonra işlemin sonuçlanmamasından tarafların ortak kusuru bulunduğu gibi sözleşmenin feshine ilişkin düzenlemelerin de haksız şart niteliğinde olduğu görülmektedir. Sözleşmenin feshine ilişkin şartlar birlikte değerlendirildiğinde satıcı lehine haklı olması halinde teslimden önce satış bedelinin %5'i, teslimden sonra ise %25'i oranında olmak üzere fesih tazminatının öngörüldüğü ancak alıcının haklı olması halinde herhangi bir tazminatın öngörülmediği bu nedenle fesih tazminatına ilişkin hükümleri haksız şart niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....

Yerel mahkeme ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin geriye etkili olarak feshedildiğini kabul ederek davacının ödediği bedelin tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiş ve Sayın çoğunluk bu kararı onamıştır. Sayın çoğunluğun sözleşmenin feshi ve bedelin geriye alınması gerektiği görüşüne katılmakla birlikte, ödenen bedelden sadece davalı şirketin tahsilini kabul ettiği “25.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesi” gerektiği belirtilerek kararın bozulması düşüncesinde olduğumdan onama kararına karşıyım. Zira, taraflar arasındaki satım ve hizmet sözleşmesinde ödenen 35.000,00 TL'lik bedel davalıya değil, davalı ile irtibatı açıklanmayan....ödenmiş davalı şirket .... 25.000,00 TL tahsil ettiğini 10.000,00 TL' yi tahsil etmediğini beyan ve kabul etmiştir..... davalı şirketin temsilci veya yetkilisi olduğu yahut davalının “bedelin .... ödenmesi isteğinin” olduğu iddia ve ispat olunmadığına göre, davacının .... yaptığı ödeme “kötü ödemedir.”...

    Davacının işyerinde kurulu bulunan güvenlik sisteminin ayıplı veya gizli ayıplı olduğu hususlarının doğruluğunu kanıtlayacak somut bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı, ayıplı veya gizli ayıplı iddiasıyla sözleşmenin feshi ile sözleşmeden dönme hususlarının mahkemenin takdirlerinde olduğu, mali açıdan davacı defterlerinde davaya konu faturaların kayıtlı olmamakla birlikte; faturalarının ödemelerinin düzenli yapıldığı, Sözleşmenin feshine ilişkin davalıya Bornova ......

      Asliye Hukuk Mahkemesince; kira sözleşmesinin tek taraflı feshi ile peşin ödenen kira bedellerinin istirdatına ilişkin uyuşmazlığın değere bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi de; akdin feshi istemi bulunmayan, hukuki ayıplı ifa nedeni ile kira sözleşmesinden dönülen ve başka taşınmaz kiralanmak zorunda kalındığı için sebepsiz zenginleşme nedeni ile ödenen paranın tahsili isteminden kaynaklanan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava kira sözleşmesinden kaynaklanan ve sözleşmenin gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle kiracı tarafından kira bedeli olarak ödenen bedelin istirdatına ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlığın dava değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Gebze 2....

        Uyuşmazlık, davacı şirketin edimlerini gereği gibi yerine getirip getirmediği, eksik/hiç ya da ayıplı ifada bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Mali müşavir bilirkişi 08/01/2018 havale tarihli raporunda; tarafların ticari defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğu, takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 76.251,29 TL alacaklı bulunduğu belirtilmiştir. Davalı taraf aralarında hizmet ilişkisi olduğunu inkar etmemekle birlikte davacının edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini ve hizmeti eksik ve ayıplı ifa ettiğini savunmuştur.6102 Sayılı TTK'nın 23/1-c maddesi tacirler arasındaki hizmetin ayıplı olması halinde yapılması gereken işlemleri düzenlemektedir. Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır (Yargıtay 23. HD'nin 2016/991 Esas, 2018/5119 Karar sayılı kararı)....

          Davalı vekili, taraflar arasında bağıtlanan sözleşme içeriğini doğrulamış sözleşmenin 9. maddesi ile müvekkilinin bu sözleşmede belirtilmeyen bir gerekçeyi ileri sürerek sözleşmeyi sona erdirmek istediği takdirde en az 3 ay önceden noter marifeti ile feshi ihbar yapabileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmenin aradığı süre ve şekil şartını yerine getirdiğini, Beşiktaş 25....

            Alıcının seçimlik haklarına ilişkin olarak 818 sayılı BK’nin 202/1. maddesinde, malın ayıplı olması hâlinde alıcının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmenin feshini ya da satılanı alıkoyup kıymetinin noksanı mukabilinde semenin tenzilini isteyebileceği düzenlenmiştir. 818 sayılı BK’nin 202/2. maddesinde ise, ayıp hâlinde alıcının sözleşmenin feshi talebi üzerine hâkimin, hâl icabı sözleşmenin feshini haklı görmemesi üzerine semenin tenziline karar verebileceği belirtilmiştir. 818 sayılı BK’nin 203. maddesinde, satılanın muayyen misli şeylerden olması hâlinde alıcının, dilerse sözleşmenin feshi veya semenin tenzilinden hiçbirini talep etmeyip malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep edebileceği düzenlenmiştir. Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 27.06.2019 tarihli ve 2017/13- 618 E., 2019/792 K. sayılı kararında da aynı hususlara işaret edilmiştir....

            Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar, davalı tarafından düzenlenen ve ilanları ve tanıtımı yapılan Mısır gezisine katılmak için 8108 Dolar bedel ödeyerek sözleşme imzaladıklarını, ancak gittiklerinde ayıplı ve eksik hizmet verildiğini, bu şekilde gezinin tamamladığını bildirerek eksik ve ayıplı hizmet nedeniyle ödenen gezi bedelinin ve manevi tazminatın tahsili için eldeki davayı açmıştır. Tarafların beyanları ve tüm dosya kapsamından davacıların vaad edilen otelde konaklatılmadıkları, deniz kenarından uzakta çölde ve inşaatı tamamlanmamış ve suyu akmayan bir otelde konakladıkları, havaalanında bekletildikleri ve rehberlik hizmetlerinin de yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre gezi programı için tanıtımı yapılan ve sözleşmede yazılanın dışında eksik ve ayıplı hizmet verilmiştir....

              Olayımız yönünden yapılan değerlendirmede ise aracın 2009 yılında satışının yapıldığı, dava tarihine kadar yaklaşık 2 yıl boyunca kullanıldığı dikkate alındığında sözleşmenin feshi ve aracın bedeline hükmedilmesinin TMK 2. maddesindeki hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı açıktır. Dairemizin kural olarak uygulaması ayıplı değer ile ayıpsız değer arasındaki farka hükmetmek ise de davacı dava dilekçesinde aracını takasa vermek istediğini açıkladığına göre araçta bulunduğu belirtilen gizli ayıbın 2.el bedelini ne kadar etkileyeceği saptanıp ayıpsız 2.el bedeli ile arasındaki farka hükmedilmesi gerekir. Mahkemece değinilen bu ilkeler gözetilerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan 11606 ve 11607 parsel sayılı arsa niteliğindeki taşınmazları 11.10.2004 tarihinde tapu ile 8.000 YTL bedel ödeyerek aldığını, ancak davalıların bu taşınmazların imar planında yol ve yeşil alanda kaldığını bildikleri halde kendisinden bu durumu saklayarak kandırdıklarını belediyenin taşınmazların başka yerden arsa ile değiştirilmesinide kabul etmediğni bildirip, sözleşmenin fesih ile davalılara ödediği 8.000 YTL'nin sözleşme tarihinden faiziyle, uğradıkları zarar karşılığı 2000 YTL'nin da faiziyle tahsilini istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu