Alınan 28/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, ayıplı hizmetin bedeli davalı tarafından tamamlanmadığı, 28.571,00 TL Ödenmemiş olduğu, Davalının ödeme emrine itirazının haksız olduğu, itirazın kaldırılması gerektiği, hizmetin ayıplı olduğu tespit edilse bile ayıptan doğan hakların kullanılmadığı, ayıplı hizmetin davalının ücret ödeme borcunu ifa etmemesine imkân tanımadığı, borçlunun temerrüde düştüğü, ticari faiz ödemek zorunda olduğu gibi takip konusu alacağın yüzde 20'si kadar icra inkâr tazminatına ödemeye mahkûm edilmesi gerektiği belirtilmiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır....
Alınan 28/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, ayıplı hizmetin bedeli davalı tarafından tamamlanmadığı, 28.571,00 TL Ödenmemiş olduğu, Davalının ödeme emrine itirazının haksız olduğu, itirazın kaldırılması gerektiği, hizmetin ayıplı olduğu tespit edilse bile ayıptan doğan hakların kullanılmadığı, ayıplı hizmetin davalının ücret ödeme borcunu ifa etmemesine imkân tanımadığı, borçlunun temerrüde düştüğü, ticari faiz ödemek zorunda olduğu gibi takip konusu alacağın yüzde 20'si kadar icra inkâr tazminatına ödemeye mahkûm edilmesi gerektiği belirtilmiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır....
Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; taraflar arasındaki sözleşmenin davalı şirket yetkilisi tarafından imzalandığını, kısmi ödeme yapıldığını, dolayısıyla dava konusu hizmetin verildiğinin kabul edildiğini, ticari defterlerin saklama süresi olan 10 yıllık sürenin dolduğunu, fatura tebliğinin hizmetin verilmesi ile ilgisinin bulunmadığını, e-posta yazışmalarındaki davalı beyanları ile fatura konusu hizmetin verildiğinin ispatlandığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, fuar katılım sözleşmesi nedeniyle düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır....
Bu hali ile tüm dosya kapsamına göre, Yargıtay ----- Hukuk Dairesi'nin------ Esas ve------ Karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere, fatura içeriği hizmetin verildiğinin ispat külfetinin davacıya ait olduğu, tek başına fatura düzenlenmesinin alacağı ispatlamak için yeterli olmadığı, icra takibine dayanak faturalara konu hizmetin davalı tarafa verildiğine ilişkin bir belge bulunmadığı, faturalarda bahsi geçen Ek Protokolün de sunulmadığı, bu hali ile davacının davasını ispatlayamadığı kanaatine varılarak açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/08/2019 KARAR TARİHİ : 28/01/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen taşıma sözleşmesi gereğince davalı tarafından üstlenilen hizmetin yerine getirilmediğini, davalıya hizmetin yerine getirileceği inancı ile sözleşme kapsamında verilen çekin bedelinin haksız olarak tahsil edilmesi nedeni ile çek bedelinin davalıdan istirdaten tahsili amacı ile girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkin bulunduğu anlaşıldı. Davacı tarafından ikame edilen dava da dava dilekçesi ve tensip zabtı davalıya tebliğ edildiği halde davalı tarafından davaya karşı cevabın sunulmadığı anlaşıldı Davalı tarafından girişilen icra takibinde borca ve takibe karşı itirazların---- tarihinde ileri sürüldüğü anlaşılmıştır....
Bu durumda karine gereği davacı hizmet verdiğini ispatlamış, fatura içeriği ürünlerin/hizmetin davalıya teslim edildiği kabul edilmiştir. Hal böyle olunca ispat yükü davalı taraf üzerinde kalmış ve davalı taraf borçlu olmadığını, hizmet almadığını ispatlayamamıştır. Davalı ---- raporuna itirazında hizmetin ayıplı verildiği iddiasında bulunmuşsa da süresinde ve usulüne uygun nitelikte ayıp ihbarında bulunduğuna dair dosyaya bir delil sunmadığından mahkememizce ayıbın bulunup bulunmadığı hususunda araştırma yapılmamıştır. Davacı tarafça davalının takipten önce -----ile temerrüde düşürüldüğü anlaşıldığından, davalı tarafça icra takibine yapılan itiraz yerinde görülmemiş, davanın ----- ödenmeyen bakiye asıl alacak ve----- yönünden kabulüne, itirazın iptaline karar vermek gerekmiş alacak ---- ve belirlenebilir olduğundan----- hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre dava ticari hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Davaca yan hizmet alım sözleşmesinin alacağı olduğunu iddia etmiş, davalı ise hizmetin alınmadığından bahisle borcu bulunmadığını, ayrıca davacıya 4.000,00 TL ödeme yaptığını savunmuştur. Taraflar tacir olup, birbirini doğrulayan ticari defterler kesin delil mahiyetindedir....
Tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde dava, faturanın dayanak oluşturduğu cari hesap ilişkisinden kaynaklanan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı şirket ile davacı şirket arasında acente sözleşmesinden kaynaklanan ticari bir ilişkinin olduğu, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 54.789,14-TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/853 E. 2018/69 K. sayılı 24/01/2018 tarihli kararı ile; "...Her ne kadar davacı taraf davalı ile aralarında akdedilen sözleşmeler kapsamında fatura ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptalini talep etmiş ise de, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunması ve alacağın davacı defterlerinde kayıtlı olmasının tek başına hizmet verildiği ve fatura bedellerinin hak edildiği anlamına gelmediği, fatura konusu hizmetin davalıya sunulduğu hususunda ispat külfetinin iddia sahibi davacı üzerinde bulunduğu, bu amaçla davacıya HMK 145 gereği hizmetin sunulduğuna ilişkin delillerini sunmak üzere ayrıca süre verilmesine rağmen fatura konusu hizmetin sunulduğu, faturaların davalıya tebliğ edildiği hususu ispat edilemediğinden davacı tarafın yemin deliline dayanmadığı da dikkate alınarak sübut bulmayan davanın reddine..." karar verilmiştir....