Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı T3 vekili; zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazının ve husumet itirazlarının ilk derece mahkemesince dikkate alınmadığını, yapılan hizmetin davacının görevi gereği yapmak zorunda olduğu hizmet olduğunu, müvekkilinin bilgisi haricinde olan ve yapıldığı iddia edilen hizmet bedelinin talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirerek istinaf itirazında bulunmuştur. GEREKÇE: Taraflar arası uyuşmazlık, vekaletsiz iş görme hükümlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir...

    Yine faturanın davalıya tebliğ edilmiş olması da, malın davalıya teslim edildiğinin veya hizmetin verildiğinin belgesi değildir. Bu durumda malın teslimi ve hizmetin verildiği konusunda ispat külfeti davacı yanda olup, malın teslimi ve hizmetin verildiği usulüne uygun teslim belgeleri ile kanıtlanmalıdır....

      Davacı vekilince 25.06.2021 tarihli celse icra takibinde işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de; davayı asıl alacak miktarı üzerinden açtıklarını, işlemiş faizin dava konusu edilmediğini, talebin itirazın kısmen iptaline yönelik olduğunu beyan ettiği ve dava değerinin asıl alacak miktarı üzerinden gösterildiği ve harcın da bu miktar üzerinden yattığı anlaşılmakla; davanın kabulü ile itirazın kısmen iptaline karar verilmiş, faturalara dayalı alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir. KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1-Davanın kabulüne, davalının ......

        Buna göre davacının takip konusu alacak tutarında davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmış, bu sebeple davanın kabulüne karar verilmiş, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına da hükmolunmuştur....

          Davalı tarafça 31.12.2019 tarihli faturaya ilişkin hizmetin alınmadığı ileri sürülmüş ise de; dosyaya celp edilen Arvento takip sistemi kaydı ve bilirkişi raporu ile hizmetin verildiği anlaşıldığından bu faturaya yönelik davanın kabulüne, 30.11.2019 tarihli fatura bedeli takipten sonra itiraz süresi içinde ödenmiş olduğundan bu kısma ilişkin davanın reddine karar verilmiş, inkar tazminatının sehven tüm alacak üzerinden hesaplandığı görüldüğünden HMK 304 maddesi uyarınca mahkemece kabul edilen kısım üzerinden düzeltilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca mahkeme kararının hüküm fıkrası 4. bendinin tümden karardan çıkarılarak yerine "Karar tarihindeki kur da dikkate alınarak, hüküm altına alınan toplam 481.526,24 TL alacak üzerinden hesaplanan 26.002,41 TL karar ilâm harcından peşin alınan 6.431,00 TL harcın mahsubuyla bakiye 19.571,41 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına" kelime ve rakamlarının yazılmasına, kararın değiştirilen bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davacılar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 02.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/231 Esas KARAR NO: 2021/1036 DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/06/2020 KARAR TARİHİ: 07/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının-------- Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır....

                Başka bir anlatımla, davacı tarafından cari hesaba konu faturalardaki hizmetin verildiği usulünce ispatlanmıştır. Davacı akdi ilişkinin varlığını ve hizmetin verildiğini ispat ettiğine göre, ticari hizmet alım sözleşmelerinde bedelin ödendiğini ispat yükü davalının üzerindedir. Ancak, davalı taraf hizmetin bedelinin tümüyle ödendiğini ve cari hesaptan kaynaklanan bakiye bir borç kalmadığını ispat edememiştir. Aksine, yargılama sürecinde alınan 24/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının cari hesaptan kaynaklanan bakiye 7.379,19 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Açıklanan nedenlerle, ticari hizmet alım sözleşmesi kapsamında cari hesaptan bakiye kalan alacağın ödendiği davalı tarafından ispat edilemediğinden, davacının cari hesap bakiye tutarı kadar alacaklı olduğu anlaşılmakla rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari hizmet alım sözleşmesine dayalı açık hesap usulü işleyen cari hesap ilişkisinin bulunduğu, davacının faturaları konu hizmeti davalı tarafa verdiği halde, davalının cari hesaptan kaynaklanan fatura bedellerini ödemediği, bu amaçla davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının davacı tarafa borcu olmadığını bildirerek itirazda bulunduğu, ödeme emrine itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu, duran takibe devam edilmesi amacıyla davacı tarafından işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davacı, ticari hizmet alım sözleşmesi kapsamında ticari hizmetin verildiğini ancak cari hesaptan kaynaklanan borcun davalı tarafından ödenmediğini iddia etmektedir. Davalı süresi içinde cevap dilekçesi sunmadığı için yasal olarak davacının iddialarını inkar eden konumundadır....

                    UYAP Entegrasyonu