Buna göre davacının takip konusu alacak tutarında davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmış, bu sebeple davanın kabulüne karar verilmiş, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına da hükmolunmuştur....
İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili verilen hizmetin kurtarma hizmeti olduğu ,karşı yan tarafından da verilen hizmetin standart ayrılma manevrasından ibaret römorkaj hizmeti olduğunu ileri sürmektedir. Her iki taraf kötü hava koşullarında ihtiyati haczi istenilen gemiye hizmet verildiğini kabul etmekle birlikte ,verilen hizmetin niteliğinde uyuşmazlığa düştükleri anlaşılmaktadır.İtiraz eden -karşı yan vekili 6.000.000- usd bedel için verilen ihtiyati haciz kararına itiraz kabul edilerek teminat tutarının 3 milyon -usd bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek ,alacaklı vekili de 6 milyon-TL bedelin 3 milyon - usd ye düşürülmesinin alacak miktarı ihtiyati haciz tutarından çok fazla olduğundan istinaf etmektedir. Ancak ihtiyati haciz isteyenin aynı mahkemede açtığı esasa ilişkin dava da ; 4.000.000-usd alacak talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.Yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle verilen hizmetin standart ayrılma manevrası veya kurtarma hizmeti olup olmadığı belli değildir....
Uyuşmazlık verilen hizmetin ayıplı olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Davalı taraf davacıdan iş makinelerinin bakımı için aldığı hizmetin ayıplı olduğunu üçüncü kişiden öğrendiği iddia etmişse de süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispata yarar delileri dosyaya sunmamıştır. Mahkememizce davalının mücerret iddialarına karşın tarafların uyumlu ticari defterlerine delil olarak üstünlük tanınmakla davanın kabulüne, alacağın fatura alacağına dayalı likit bir alacak olması nedeniyle hükmedilen miktar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KABULÜNE, Ankara .......
kanıtlanmış olması nedenleri ile davalı vekilinin asıl alacak yönünden itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır....
Davalı ..., --- tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, dosyanın ---Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, davacı tarafından istenen bedelin haksız ve yersiz olduğunu, davacı tarafın belirttiği gibi bir borç söz konusu olmadığını, verilen hizmetin eksik şekilde verildiğini, karşı taraf ile defalarca uzlaşma konusunda görüşme yapılmış olsa da fahiş fiyatlar istenmeye devam ettiğini, karşı tarafın vermiş olduğu teklifte--- hizmeti diye tanımladıkları hizmetin yerine getirilmediğini, - olarak kendilerine baskılı olarak ------------------yaparak alana gelen misafirlere dağıttıklarını, tekliflerde belirtilen hiçbir hizmetin yerine getirilmediğini, ayrıca --- taahhüt edilen --------- şovunun eksik yerine getirildiğini, davacı tarafça ----uçurtması getirileceği sözlü olarak belirtmiş olmasına rağmen çok az sayıda gösteri uçurtması ile hizmet vermeye çalışıldığını, dava dilekçesinde bahsedilen hizmetlerin yerine getirilmediğini, bununla...
Dinlenen davalı tanık beyanlarında hizmetin sunumunda ayıplar olduğu ancak bu sebep ile kaydını sildiren öğrencinin olmadığının bildirildiği görülmüştür. Hukuki Nitelendirme Delillerin Taktiri ve Gerekçe; Eldeki dava hizmet sözleşmesine dayalı alacak için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebidir. Davacı vekili müvekkilinin hizmeti gereği gibi sunmasına karşın bedelin tam anlamı ile ödenmediğini öne sürmüş, davalı vekili ise hizmetin ayıplı ifa edildiğini, iddia etmiştir. Taraflar arasında bir hizmet sözleşmesi olduğunda ihtilaf yoktur, sorun hizmetin ayıplı ifa edilip edilmediği, davalının bir zararının olup olmadığı ve davacının hizmeti karşısında alması gereken ücretin miktarı noktasında toplanmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/100 Esas KARAR NO : 2021/598 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 06/02/2020 KARAR TARİHİ : 15/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA :Davacı vekili 06/02/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin bilişim ve güvenlik sistemleri, kurulum onarım ve servis hizmetleri verdiğini, Davalı şirket ile müvekkili arasında ticari ilişki olduğunu, davalı şirketin muhtelif müşterilerine servis, onarım ve kurulum sağlamak amacıyla hizmet verdiğini, bu doğrultuda müvekkili şirketin davalının belirlediği müşterilere giderek hizmet verdiğini, işbu servis ve hizmet bedellerini faturalandırarak davalı şirkete yansıttığını, bu uğurda davalı ... tarafından 02.05.2019 tarihinden bu yana muhtelif tarihlerde faiz ve masraflar hariç toplamda 4.727,67 TL tutarındaki hizmet bedelinin haksız olarak ödenmediğini, müvekkili...
Esas sayılı dosyasına edilen itirazın 110.419,51 TL asıl alacak üzerinden iptal edilmesi gerektiği..." şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür. Huzurdaki davada; taşımadan kaynaklı ticari hizmet ilişkisinden kaynaklanan 29/11/2021 tarih, ... numaralı, KDV hariç 137.092,11-TL bedelli 1 adet e-faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın iptali isteminin ileri sürüldüğü, davalı yanın davaya cevap vermediği, böylece HMK'nın 128. maddesi gereğince davacının ileri sürdüğü vakıaların inkar edilmiş sayıldığı görülmekle somut olaydaki uyuşmazlığın; yanlar arasında hizmet sözleşme ilişkisinin tesis edilip edilmediği, davalı tarafa faturaya konu hizmetin verilip verilmediği, davacı yanın takibe konu e-fatura bedelinden kaynaklı alacağının mevcut olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır....
itibar edilmemiş, bu nedenle davalı tarafça davacı adına tanzim edilen faturaya ilişkin davacının borçlu olmadığı kanaatine varılmış, sigorta işlemlerine ilişkin ---------- kaydı ile davalı aleyhe ortaya çıkan----- davacı alacağından düşülmesi neticesinde bakiye alacak yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, itirazın kısmen iptaline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir...