Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; hizmet tespit davasının 5510 Sayılı Kanuna göre sigortalı sayılan işlerde çalışan kişilerin işe giri bildiriminde bulunulmuş fakat hiç prim günü ödemesi yapılmamış ya da eksik bildirilmiş hizmetlerin tescil edilmediğinin sonradan öğrenildiğinde tespiti amacıya açılan davalar olduğunu, kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın 5 yıl içerisinde açılması gerektiğini, bu sürenin geçmiş olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin özetle: "davanın kabulüne, davacının 30/11/1986- 31/05/1987 tarihleri arasında davalı işverene ait .18.10 sicil numaralı işyerinde hizmet akdi ile sürekli ve kesintisiz olarak çalıştığının tespitine..." karar verdiği görülmüştür....

Bu tutanaklar kurum merkezinde tarafların katılımı ile tek tutanak haline getirilir. b) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca kurumlardan ve sendikalardan gelen müşterek imzalı listeler üzerinden yapılacak tespit; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kurumlarda çalışan toplam kamu görevlisi sayısı ile sendikalar itibarıyla üyelik kesintisi yapılan üye sayılarını dikkate alarak her yıl 15 mayıs tarihi itibarıyla hizmet kollarındaki bütün kamu görevlileri sayısı ile hizmet kolundaki sendikaların üye sayılarını tespit eder. Buna göre her hizmet kolundaki yetkili kamu görevlileri sendikaları ile konfederasyonların toplam üye sayısını belirler ve sonuçları her yıl temmuz ayının ilk haftasında Resmî Gazetede yayımlar.” denilmiştir....

    İş Mahkemesi'nin 2016/502 esas ve 2016/588 karar sayılı dava dosyasında açtığı hizmet tespit davasında, davacının 15.08.2000- 26.03.2010 tarihleri arasında Gençler Gıda T5 nezdinde, 27.03.2010- 30.03.2012 tarihleri arasında T3 nezdinde çalıştığının tespitine karar verildiği ve kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2016/15618 esas 2016/13009 Karar sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı vekili, davacının tespit edilen tüm çalışma süresinden sorumlu olmadığına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuş ise de, anılan hizmet tespit davasında davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu belirlendiğinden ve ilgili karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğinden, davalı T3'nin dava konusu işçilik alacaklarından sorumlu tutulmasında isabetsizlik yoktur....

    Bu yetki; 1) Trafik düzensizliğini yaratanları uyarma, 2) Trafik suçu işleyenlerin araç plakalarını trafik zabıtasına bildirme, gerekli hallerde duruma müdahale edilmesini isteme, 3) Müdahalenin mümkün olamayacağının anlaşılması halinde durumu bir tutanakla tespit ederek trafik zabıtasına iletme, hallerine münhasır olmak üzere kullanılır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, somut olayda genel hizmet polisinin müdahalesinin mümkün olmayacağı herhangi bir durum bulunmadığı gözetilmeksizin, anılan karara yönelik kabahatli tarafından yapılan başvurunun Hakimliğince "...genel hizmet polis memurunun yönetmeliğe göre tutanak tutmadığı sabit olmakla, talimat ve yönetmeliğe aykırı olarak tanzim olunan trafik kural ihlali tespit tutanağının hukuka aykırı olduğu..." gerekçesiyle kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği...

      Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, 01.10.1999–26.09.2008 tarihleri arasında davalı kurumda istisna sözleşmesi adı altında ve fakat hizmet sözleşmeli gibi çalıştırıldığını, 26.09.2008 tarihinde aynı işyerinde kadrolu olarak çalışmaya başladığını ve halen çalıştığını, kesinleşen hizmet tespit davası ile hizmet akdi ile çalıştırılan bu dönemde kıdem tazminatının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, iş sözleşmesinin kıdem tazminatını gerektirmeyecek şekilde sonlandırıldığının davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        ye ait ... sicil sayılı işyerinde 09.07.1992-30.09.2008 tarihleri arasında geçen toplam 5574 günlük fiili çalışma süresinin, 506 sayılı Yasa'nın Ek 5/II maddesi kapsamında itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir koşullarda geçtiği ve 506 sayılı Yasa'nın ek-5. maddesi uyarınca %25 oranına göre belirlenen 1393 günün, itibari hizmet süresi olarak salt sigortalılık süresine eklenmesi gereğinin tespitine, Koşulları gerçekleşmeyen yaşlılık aylığına ilişkin istemin reddine,...” karar vermiştir. IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ: Temyiz kanun yoluna başvuran davacı vekili, tespit edilen itibari hizmet süresinin de dikkate alınarak yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesi gerekirken, itibari hizmet süresinin tespiti kararının kesinleşmesi gerektiğine ilişkin gerekçenin usul ve yasaya aykırı olduğu ve bozulmasına karar verilmesini istemiştir....

          G E R E K Ç E : Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa'nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa'nın 86. maddesinde, aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilam ile ispatlamaları halinde, mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının dikkate alınacağı düzenlenmiştir. Anılan madde gereğince çalışmaların sigortalı hizmet olarak değerlendirilebilmesi için çalışmaların 5510 sayılı Yasa'nın 4/1- a maddesi anlamında hizmet sözleşmesine dayalı olarak geçmesi gerekmektedir....

          ın 01.10.2008 tarihinden itibaren hizmet akdiyle çalıştığına ilişkin tespit içeren 12.06.2009 tarihinde yoklama memuru tarafından düzenlenen işyeri durum tespit tutanağı dayanak alınarak; 5434 sayılı Kanun kapsamında 1990 yılından beri emekli aylığı alan davacı adına vergi dairesinde kaydı olan çay ocağının, 01.10.2008 tarihinden itibaren işyeri olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır. 5510 sayılı Kanunun; 2. maddesinde, Hizmet akdinin, Borçlar Kanununda tanımlanan hizmet akdini ve iş mevzuatında tanımlanan iş sözleşmesini veya hizmet akdini ifade ettiği tanımlanarak; 4-a maddesinde, hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların sigortalı sayılacağı belirtildikten sonra; 5. maddesinde, hangi kişiler hakkında bazı sigorta kollarının uygulanmayacağı; 6. maddesinde, kimlerin bu Kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmayacakları açıklanmış; 11. maddesinde, sigortalı sayılanların maddi olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerler işyeri olarak;...

            İş Mahkemesinin 2017/482 Esas sayılı dosyasında açılan alacak davasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin sadece resmi kayıtlara geçen çalışma dönemine ilişkin alacakların hesap edildiğini ve gayri resmi dönem için hizmet tespit davası açılmadığından hesap yapılmadığının belirtildiğini, yani müvekkilinin 28/06/2013 tarihi ila 16/06/2017 tarihi arasında geçen çalışmalarının dikkate alınmadığını, bu sebeplerle hizmet tespit ile alacak talepli dava açmak gerektiğini, Yargıtay içtihatlarına göre hizmet tespit davası ile alacak davasının birlikte görülmesi mümkün olduğundan bu yöndeki taleplerine ilişkin davanın aynı dosyada açıldığını ( YHGK 2013/21- 447 Esas 2013- 492 Karar 10/04/2013 tarihli kararı), müvekkilinin davalı işyerinde gece bekçisi olarak aralıksız haftanın 7 günü tatil yapmadan çalıştığını, bu çalışmasının dini ve milli bayramlarda ve hafta tatillerinde de devam ettiğini beyanla; müvekkilinin davalı işyerinde geçen sigortalılık hizmetlerinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları...

            Ayrıca idare kayıtlarından da teyit edilir. b) İşçinin bu personel alımına dayalı hizmet sözleşmesi kapsamında o işyerinde 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalışıp çalışmadığı hususu Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından kontrol edilir. Ancak altisveren.gov.tr internet sayfasında yer almayan hizmet alım ihalelerinin, personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ile diğer hizmet alımlarının birlikte yapıldığı hizmet alım ihalelerinin personel çalıştırılmasına dayalı olup olmadığı hususu idarelerce değerlendirilir. Bu durumda, 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalışan işçi listesi, altisveren.gov.tr internet sayfasına işyeri sicil numarası girilmek suretiyle kontrol edilir. İşçinin bu tarih itibarıyla bu işyerinde çalıştığının tespit edilmesi halinde hizmet alımı suretiyle personel çalıştırılması tanımına uygun istihdam edilip edilmediği değerlendirilerek karar verilir....

              UYAP Entegrasyonu