Bu durumda, okula ait halının davacılardan ...’a yıkatıldığının anlaşılması karşısında, olayın oluşumunda müterafik kusur bulunduğunun, adı geçen davacının kusuru yanında, okulda gerekli düzenin kurulamaması, görevlilerin kayıtsızlıkları nedeniyle idarelerin de hizmet kusuru olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu itibarla, davacılardan ... ile davalı idarelerin kusur oranlarının belirlenerek, bu oran dâhilinde olayda hizmet kusuru olan davalı idarelerin hukuki sorumluluğuna gidilmesi ve tazminat isteminin karara bağlanması gerekirken, olayın bütünüyle adı geçen davacının kusurundan kaynaklandığının kabulü suretiyle davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, karar düzeltme talebinin kabulüne, … İdare Mahkemesinin … tarihli E:… K:… sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine, 20/01/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi....
Dava konusu olayın bir terör olayı olduğu açık olmasına rağmen, bu terör olayında idarenin hizmet kusuru/ kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Dairemizin konuyla ilgili yerleşik içtihadı da; terör eylemi sonucu bir zararın ortaya çıkması durumunda, öncelikle söz konusu olayın meydana gelmesinde idarelere atfı kabil bir hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk hallerinin bulunup bulunmadığının araştırılması, idarenin gerek hizmet kusuru gerekse kusursuz sorumluluk hallerinin olayda bulunmaması durumunda 5233 sayılı Kanun kapsamında gerekli inceleme ve araştırma yapılarak karar verileceği yönündedir. Bu nedenle öncelikle idarenin / idarelerin olay öncesi genel güvenlik hizmetlerine ilişkin kusuru / kusursuz sorumluluğunun tespiti için olay öncesinde olaya ilişkin ihbar veya istihbari bilgi ve belge olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar vekili tarafından, manevi tazminat miktarının zenginleşmeye yol açmadığı, aksine Bölge İdare Mahkemesi kararının manevi tazminata ilişkin kısmının çok düşük olduğu, bunun hukuken ve vicdanen kabul edilemeyeceğini, Mahkemenin hizmet kusuru yerine sosyal riske dayanarak karar vermesinin hatalı olduğu, maddi tazminat miktarı hesabında açıkça yanlışlık yapıldığı, belirtilen hususlarla birlikte yeniden rapor alınması gerektiği ileri sürülmektedir....
İdare, kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir. İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru, hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Tazminat hukukunda asıl olan, ortaya çıkan zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağının bulunması olup, hizmet kusuru nedeniyle idarenin sorumluluğuna gidebilmek için ortaya çıkan zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağının bulunması şarttır....
Davalı belediye başkanlığı vekili, müvekkili kurumun kusuru olmadığını, davalı ... kazaya karışmadığın, davalı Tedaş vekili belediyenin yol yapım çalışmasından müvekkili kurumu bilgilendirmediğini, kusurları bulunmadığını savunmuşlardır. Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davalı ...'in kusuru bulunmaması nedeniyle hakkında açılan davanın reddini, davalı Belediye Başkanlığı ve Tedaş'ın hizmet kusuru nedeniyle idari yargının görev alanına gireceğinden bu davalılar hakkında açılan dava yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davalı Orduzu Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükmü temyiz eden davalı Belediye Başkanlığı hakkındaki dava yargı yolu sebebine dayalı olarak reddedilmiştir. Her ne kadar diğer davalı Tedaş hakkındaki davanın adli yargıda görülmesi gerekmekte ise de davalı Tedaş ve davacı ...'in hükmü temyiz etmemesi karşısında bu konu bozma nedeni yapılamamıştır....
olması gerektiği ve sebepsiz zenginleşmeye yol açmaması gerektiği sonucuna varılarak, istinaf isteminin kısmen kabulü ile İdare Mahkemesi kararının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının kaldırılmasına, davacıya takdiren olay nedeniyle yaşadığı elem ve üzüntü nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir....
Sosyal risk ilkesinin idarenin herhangi bir kusuru bulunmayan, davacınında toplumun bir ferdi olarak zararlarının karşılandığı dosyalarda uygulanmasına rağmen tazminatın hizmet kusuru hesaplama yöntemiyle karşılanmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu açıktır. Bu dosyalarda maddi tazminat hesaplamasında; sosyal risk ilkesine uygun olarak tazminat ve sorumluluk dengesi sağlanması açısından hesabın % 50'sinin kabul edilmesinin hem davacı ve davalı yönünden adil, hem de hukuki gerekçeye uygun bir çözüm olduğu düşünülmektedir. Bu nedenlerle Bölge İdare Mahkemesi kararının maddi tazminatın hukuki gerekçesi ve hesaplaması açısından; hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu bozulması gerektiği, manevi tazminat yönünden onanması gerektiği düşünülmektedir....
Sosyal risk ilkesinin idarenin herhangi bir kusuru bulunmayan, davacınında toplumun bir ferdi olarak zararlarının karşılandığı dosyalarda uygulanmasına rağmen tazminatın hizmet kusuru hesaplama yöntemiyle karşılanmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu açıktır. Bu dosyalarda maddi tazminat hesaplamasında; sosyal risk ilkesine uygun olarak tazminat ve sorumluluk dengesi sağlanması açısından hesabın % 50'sinin kabul edilmesinin hem davacı ve davalı yönünden adil, hem de hukuki gerekçeye uygun bir çözüm olduğu düşünülmektedir. Bu nedenlerle Bölge İdare Mahkemesi kararının maddi tazminatın hukuki gerekçesi ve hesaplaması açısından; manevi tazminatın ise düşük olması nedeniyle miktar yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir....
'ın hayatını kaybetmesinde idarenin hizmet kusuru olduğu, maddi ve manevi zarara uğradıkları ileri sürülerek, davacılardan her biri için 100.000,00 TL maddi tazminat, 300.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 1.200.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ......
(Hizmet kusuru "kamu hizmeti" kavramına yüklenmekte olan "örgütlenme" ve "etkinliği" ifade ettiği için; Fransız hukuk literatüründe hizmet kusurunun ilk anlamına yönelik kullanılan "Faute de service" kavramını kamu personelinin hizmet dolayısıyla veya hizmetle ilgili olarak işlemiş oldukları kişisel kusurlarını kapsayan anlamı için kullanmaktadırlar. Hizmetin kusuru anlamına gelen "faute du service" terimi ise dar kapsam ve anlam yüklü olarak kamu görevlilerinin kişisel kusurlarından arındırılmış hizmet kusurunu iade etmek için kullanılmaktadır. Türk hukukunda "hizmet kusuru" terimi yerleşmiş bir terimdir ve bu ikinci anlamda kullanılmaktadır.) (Teori ve Yargı Kararları ışığında İDARENİN SORUMLULUĞU VE TAZMİNAT DAVALARI, Doç.Dr. Ethem ATAY, Hasan ODABAŞI, Hasan Tahsin GÖKCAN, Seçkin Y. Ankara 2003 Sf 55- 56 vd.) Ancak Türk hukukunda bu ayrımın tam olarak yerleştiği ve adli yargı, idari yargı ve uyuşmazlık mahkemesinin bu konularda istikrarlı kararlar verdikleri söylenemez....